Kuruluş ilkeleri - Prof. Dr. Can CEYLAN
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Kuruluş ilkeleri - Prof. Dr. Can CEYLAN

12.06.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

2002 yılından beri iktidarda olan AKP iktidarının ülkeyi getirdiği son noktada, ulusal egemenliğin ana unsuru olan demokratik parlamenter sistem yerini, yürütme yetkisinin tamamen cumhurbaşkanında olduğu, Cumhuriyetin kuruluş ilkeleri ile çelişen yeni bir yönetim sistemine bırakmıştır. Yeni sistemin ekonomik, sosyokültürel ve uluslararası alanda ülkeye olumlu kazanımlar getirdiğini söylemek mümkün değildir. Daha da önemlisi her geçen seçim sürecinde iktidar mensupları, temel insan hak ve özgürlükleri konusunda kısıtlayıcı, örseleyici adımlar atarak kutuplaşma iklimini daha da sertleştirmeyi tercih etmişlerdir.

TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ

Son seçimler de göstermiştir ki seçmenler üzerinde, yüksek perdeli propaganda konuşmaları ve yadsınamaz evrensel reel ölçütlerden ziyade, yerleşmiş algılar ve bu algıların her fırsatta kaşınması daha etkili olmaktadır. Keza, siyasal parti liderlerinin söylemleri daha önceki söylemleriyle taban tabana zıt ve tutarsız olsa da siyasiler ortada devrilmedik çam, kırılmadık pot bırakmasalar da büyük oy kaybı yaratacağı düşünülen bu söylem ya da çark edişlerin sandığa yansımaları beklendiği gibi olumsuz olmamıştır. Alternatif siyasal partiler, istedikleri kadar ülkenin yaşadığı gerçek sorunlara çözüm önerileri getirsinler, iktidardaki siyasal hareketin hatalarından, ülkeye verdiği zararlardan dem vursunlar, seçmende oluşturulmuş algının değişmesi mümkün görünmemektedir. Algı ve toplum mühendisliği; karşı tarafı darbeci olma, terörle ya da emperyalist ülkelerle işbirliği içinde olma gibi, seçmenin farklı düşüncelere ve siyasal çözümlere sıcak bakmasının önünü tıkayan, dayanaksız yakıştırma ve suçlamalardan beslenmekte, hedeflenen kutuplaştırma iklimini bolca körüklemektedir.

GERGİNLİK VE KUTUPLAŞMA 

Öyleyse nedir bu antidemokratik açmazların kırılma şifreleri? Toplumun irdeleyen, sorgulayan, farklı fikirlere olgunlukla bakabilen bireylerden oluşmasının sağlanması belki de olmazsa olmaz ilk hedef olmalıdır. Bunu kısa vadede gerçekleştirmek kolay görünmese de işe, siyasal parti tabanları ile sivil toplum örgütlerinin bu doğrultuda etkin, özverili çalışmaları hayata geçirmesi ile başlaması kaçınılmaz görünüyor. Bu rasyonel hedef gerçekleştiğinde oluşturulmak istenen algı operasyonlarının halkta karşılık bulamayacağı, hatta kurgulanmasından vazgeçileceği açıktır. Yine demokrasinin olmazsa olmazlarından, yasama, yürütme ve yargı erklerinden sonra dördüncü güç olan görsel ve yazılı medyanın iktidarın etki alanından çıkarılması, halkın bağımsız ve tarafsız haber alma hakkının sağlanması sonucunu doğuracağından, seçimlerin daha adil ve eşit koşullarda yapılması da gerçekleşmiş olacaktır. Ne yazık ki Anadolu coğrafyasını oluşturan zengin mozaik, yıllardır süregelen etnik ve mezhepsel ayrımcılık politikaları ile oy kazanma hesapları uğruna birbirine düşürülmüş ve düşmanlaştırılmıştır. Tüm bu mücadelelerin sonuç vermesi; bu gerginlik ve kutuplaşma duvarlarının bir an önce yıkılması, devlet kadrolarında etnik ve mezhepsel kadrolaşmanın önlenmesi ve vakit geçirmeksizin kuruluş ilkelerine dönülmesi ile mümkündür.

PROF. DR. CAN CEYLAN

Yazarın Son Yazıları

Tutuklanan belediye başkanları ve hukuk - Prof. Dr. Hikmet Sami Türk

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP adayı olarak seçilen belediye başkanlarından bir bölümünün kısa bir süre sonra görevleriyle ilgili veya başka bazı suçlamalarla tutuklanması ve görevlerinden uzaklaştırılması, seçim sonrasının önceki dönemlerden farklı özelliğidir.

Devamını Oku
20.06.2025
İdari vesayet-üniter devlet birlikteliği - Doç. Dr. Ozan Zengin

Türkiye’de üzerine en çok tartışılan konulardan biri “idari vesayet”tir...

Devamını Oku
20.06.2025
Parlamenter sisteme dönülmelidir - Prof. Dr. Doğan Soyaslan

Ülkemizde bir süredir cumhurbaşkanının ömür boyu seçilmesinin önünün açılması konusu tartışılmaktadır...

Devamını Oku
19.06.2025
Enflasyona ezdirilen emek - Kaan Eroğuz

Küresel kapitalist sistemin 2008-2009 krizi sonrası içerisine girdiği resesyon süreci, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki rejim değişiklikleri ve ardından yaşanan kitlesel göç hareketliliği ile daha da katmerleşen bir ekonomik durgunluğun yaşanmasına neden oldu.

Devamını Oku
19.06.2025
Mekânın içine sıkışmış zaman!

Zamanın göreliliği üzerinde çok durulur...

Devamını Oku
18.06.2025
İran'ı özgürleştirmek! - Doğan Ergenç

İsrail’in İran’a saldırısının ardından Binyamin Netanyahu, İran halkına şöyle seslendi: “İsrail, ‘Yükselen Aslan’ operasyonu kapsamında rejimin bize karşı kullandığı nükleer ve balistik tehditleri ortadan kaldırmayı hedefliyor.

Devamını Oku
18.06.2025