Mide bakterisine dikkat - PROF. DR. BEKİR S. KOCAZEYBEK
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Mide bakterisine dikkat - PROF. DR. BEKİR S. KOCAZEYBEK

23.07.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve ülkemiz verilerine göre küresel olarak insan ölümlerin başlıca nedenleri; kalp ve dolaşım hastalıkları (yüzde 30), kanserler (yüzde 15) ve solunum sistemi hastalıklarıdır (yüzde 14). Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü’ne göre en sık ölüm nedeni; akciğer kanseriyken (yüzde 18) onu kolorektal kanser (yüzde 9.4), karaciğer kanseri (yüzde 8.3), mide kanseri (yüzde 7.7) ve meme kanseri (yüzde 6.9) izlemektedir.

Bilimsel araştırmalarda; kanser gelişiminde yüzde 90-95 çevresel faktörlerin, yüzde 5-10 genetik eğilimin sorumlu olduğu bildirilmektedir. Çevresel nedenler ve risk faktörlerinin azaltılarak kanserlerin yüzde 50’sinin önlenebileceği düşünülmektedir.

ÖNLENEBİLİR KANSERLER

Akciğer kanseri tütün ve tütün ürünlerine maruziyet olmadığı sürece önlenebilir. Karaciğer kanserinin başlıca nedenleri hepatit B ve C virüsleri olup hepatit B virüsü ülkemizdeki yüzde 54 ile karaciğer kanserinin başlıca etkenidir. HBV ile gelişebilecek karaciğer kanseri de önlenebilir. Nasıl mı?

Hepatit B aşısı 1960’lardan beri bebeklere ve yetişkinlere kullanılmaktadır. Yenidoğan bebeklere doğum sonrası yeterli dozda HBV aşısı yapılırsa karaciğer kanseri de önlenebilir. Hepatit C’nin henüz aşısı geliştirilmediği için yalnızca çok iyi bilinen bulaş yollarına (kan transfüzyonu, damar içi uyuşturucu kullanımı, cilt travmaları, piercing, dövme, manikür-pedikür vb., anneden bebeğe geçiş gibi) dönük koruyucu önlemlerle titizlikle uyulması gereklidir. Bazı etkili dezenfeksiyon ve hijyen önlemlerini alma, zamanında hastalığı izlem yaklaşımı ile diğer önlenebilir kanser “Helicobacter pylori”ye bağlı gelişenimde kanseri ve MALToma’dır (mide bölgesindeki lenf doku kanseri tipi).

“H. pylori”nin mide kanserinden (ve MALToma’dan) birinci derece sorumlu olduğu DSÖ ve IARC (Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı) tarafından kabul edilmiştir.

“H. pylori” ağız yoluyla (su ve gıda) kişiden kişiye bulaşmaktadır. Bakteri, herhangi bir şekilde ağız yoluyla alındıktan sonra dışkı ile su ve gıdalara bulaşabilmekte ya da ağızdan ağıza, gıda, tükürük, salya nakliyle bulaşıp yaygınlaşabilmektedir. Bulaş, sıklıkla aile içinde (anneden bebeğe, ağız ağız teması), çocuklar arasında gıda değiş tokuşu ile olmaktadır, hijyenin çok düşük olduğu popülasyonlarda bakteri bulaşı daha fazladır.

Bilim insanları HBV ve HPV kaynaklı karaciğer ve rahim ağzı kanseri yapabilen iki virüste olduğu gibi bu bakteriye karşı niye bir aşı geliştiremiyorlar? Bunun nedeni;

“H. pylori” birçok hastalık geliştirici faktöre sahiptir. Bu bakterinin hastalık yapıcı özellikleri ile evrimsel gelişimi insanlık tarihiyle beraber gelişmiştir. Bu bakterinin dünyada birçok farklı alt varyantlarının olduğu, Nature Communications dergisinde çıkan ABD/NIH-NCI kaynaklı “H. pylori” genom projesi yayınında (2023) gösterilmiştir. Ülkemizde en yaygın “H. pylori” alt varyantı ise Avrupa-Asya kökenlerinin karışımı olan hspeurasia tipidir. Bu da Türkiye’nin insanlık tarihinin Orta Asya’dan itibaren Anadolu ve Trakya’da olgunlaşmasının muhtemel sonucu olabilir. Bu bakteri çeşitli hastalıklara (gastrit, ülser) neden olurken bu kişilerin sadece yüzde 2’sinde mide kanseri gelişmektedir. Bunun nedeni olarak “H. pylori” -insanın birlikte evrimleşmesinin sonucu hastalık yapıcı özellikleri farklı varyantların gelişmesi ile birlikte çevre faktörlerinin etkisi ve genetik eğilimin de süreçte etkili olduğu ileri sürülmektedir. Mide kanserlerinin gelişiminde beslenme alışkanlıklarının ciddi etkisi olduğu araştırmalarda ileri sürülmüştür.

Aşısı olmayan ve midesinde gastrit ve ülseri olup, mide kanseri gelişen olgularda öldürücülük oranı çok yüksek olabilen mide kanseri ve dolayısıyla da MALToma tipi kanserlerde neden “önlenebilir” değerlendirmesi yapılabilir?

SONUÇ

1) Bu bakterinin insanlara bulaş yolu sıklıkla gıda ve sular olup önlenmesinde, hijyenik gıda ve dezenfekte suların tüketilmesi çok önemlidir (İSKİ kaynaklı araştırmamızda İstanbul’a ham su temin edilen su kaynaklarında yapılan çok ileri metagenomik çalışmada bu bakteri neredeyse hiç bulunamamıştır. Yine İSKİ kaynaklı yürüyen daha ileri teknolojik düzeydeki/ddPCR bir yöntemle direkt H. pylori’ye dönük araştırmamız devam etmektedir).

2) Sebze ve meyvenin, birinci maddede belirtilen standartlara uygun temiz ve kullanılabilir su ile temizlik yapılarak tüketilmesi gereklidir.

3) Aile içinde anne bebek, ağız ağız beslenme zincirinde annenin ağız içi temizlik ve hijyenine dikkat etmesi çok önemlidir.

4) Mide rahatsızlıkları yaşayan kişide, endoskopi ile H. pylori varlığı saptanırsa kronikleşip mide kanserine dönüşmemesi için tedaviye hemen başlaması gerekmektedir.

5) Bu enfeksiyonların antimikrobiyal tedavisinde önemli olan antibiyotiklerin etkinliğinin yüksek düzeyde devamı için gelişigüzel antibiyotik alınmamalıdır. Gelişebilecek direnç tedaviyi zorlaştırmaktadır.

6) Gereksiz geniş spektrumlu antibiyotiklere bağlı olarak mide ve bağırsak mikrobiyotasının bozulmasından dolayı bazı probiyotiklerin (faydalı bakteriler) hekim kontrolünde uygulanması yararlı olabilir.

1982’ye kadar mide hastalıklarına dönük “anti asit” tedavisi temel alınırken bu yıldan sonra “midede Helicobacter pylori’yi tanımla ve tedavi et” prensibi geçerlidir. Önlenebilir mide kanseri bakış açısının gerçekleşebilmesi için en azından bu yazımızda belirttiğimiz altı adet koruyucu önlemlerin titizlikle uygulanmasında yarar görmekteyiz.

PROF. DR. BEKİR S. KOCAZEYBEK

İÜ CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ

Yazarın Son Yazıları

Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025