Olaylar Ve Görüşler

Sivas Kongresi’nin 103. yıldönümü - Doç. Dr. Hüner Tuncer

12 Eylül 2022 Pazartesi

Ulusal Kurtuluş Savaşı’na ve Cumhuriyete giden yolda, Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığı altında 4-11 Eylül 1919 tarihlerinde yapılan Sivas Kongresi, doğu ve batı illerinin ve Trakya’nın, yani bütün yurdun birliğini sağlamak amacını güdüyordu. Bu kongre ile amaçlanan, Türk ulusunu ve yurdunu tek bir kurulla temsil etmekti.

Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imza edildiği tarihte (30 Ekim 1918) ordularımızın bulunduğu sınırlar içindeki vatanın hiçbir şekilde bölünmez bir bütün olduğu ve işgalci güçlere karşı ulusal güçlerimizle vatanın savunulacağı Sivas Kongresi’nde alınan kararların başında geliyordu.

Heyeti Temsiliye

Sivas Kongresi kararlarında hilafetin ve saltanatın dokunulmazlığından söz edilmekle birlikte, “ulusal bağımsızlığın sağlanması” ve “ulusal istencin egemen olması” kavramlarına yer verilmesi, yeni bir demokratik rejime doğru gidişi ifade etmekteydi. 

Kongre kararlarında, ulusların geleceklerini kendilerinin belirlemeleri ilkesi (self-determinasyon) vurgulanmak suretiyle, ulusal istence dayanmayan herhangi bir hükümetin kararlarının ulusça kabul edilemeyeceği belirtilmekte, vatanın ve ulusun birliği için kurulan bütün cemiyetlerin, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” olarak adlandırılmış olduğu ilan edilmekteydi.

Sivas Kongresi kararlarını uygulamak üzere, kongre tarafından bir “Heyeti Temsiliye” seçilmişti. Heyeti Temsiliye, bütün vatanı temsil edecekti. 16 kişilik bu heyete kongrece alınan kararları yürütme ve ulusal örgütleri birleştirerek yönetme yetkisi verilmişti. 23 Nisan 1920 tarihinde Büyük Millet Meclisi’nin açılışına değin Mustafa Kemal, “Heyeti Temsiliye başkanı” olarak ülke işlerini yönetmekle görevlendirildi.

Tam bağımsızlık

Mustafa Kemal’in Nutuk’ta yer alan sözleriyle, Sivas Kongresi’nde “her türlü işgal ve müdahalenin ve bilhassa Rumluk ve Ermenilik teşkili gayesine yönelik hareketlerin reddi hususlarında birlikte müdafaa ve mukavemet esası kabul edilmişti”. Ayrıca Osmanlı hükümetinin devletlerin baskısı karşısında memleketin herhangi bir parçasını terk ve ihmal etmesi durumunda, geçici idarenin oluşturulması üzerinde karara varılmıştı. (Gazi Mustafa Kemal, Nutuk, Kaynak Yayınları, İstanbul, Kasım 2016, s. 88.)

Sivas Kongresi’nde, “Amerikan güdümü (mandası)” sorunu da enine boyuna tartışılmıştı. Atatürk, kurulacak yeni Türk devletinin kesinlikle “tam bağımsız” olmasını amaçlarken onun çevresindeki en yakın arkadaşları bile böyle bir düşüncenin gerçekleşebilmesini mümkün görememekteydi ve Amerikan güdümünü savunanlar bile çıkmıştı.

1919 yılında Mustafa Kemal, bir yandan ülkeyi işgal etmiş olan düşman güçlerine karşı savaşımını sürdürürken öte yandan da İtilaf Devletleri’nin her isteğine hiçbir direniş göstermeden boyun eğen ve ulusal ayaklanmayı isyan olarak kabul eden Osmanlı hükümetine karşı mücadele etmekteydi.

Atatürk’ün görüşleri çerçevesinde ulusal egemenlik; ulusal sınırlarımız içinde öncelikle kendi gücümüze dayanarak varlığımızı korumak, ulusun ve ülkenin mutluluğuna ve kalkınmasına çalışmak demekti.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları