Yaşar Kemal’siz 1 yıl
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Yaşar Kemal’siz 1 yıl

27.02.2016 03:13
Güncellenme:
Takip Et:

İsmail Özcan / Eğitimci -Yazar

Türk edebiyatının son atmış yılına damga vurmuş; eserleri yabancı dillere en çok çevrilmiş; adı çok geçmiş olmasına rağmen Nobel’i alamamışsa da onun dışında uluslararası prestijli birçok ödül almış; Fransa, Almanya gibi ülkelerin ulusal nişanlarıyla taltif edilmiş olan Yaşar Kemal’in ölümünün üzerinden, yarın tam 1 yıl geçmiş olacak.

Yaşar Kemal, 28 Şubat 2015’te vefat etmiş, 02 Mart 2015 günü 92 yaşında, büyük bir törenle ve az görülmüş bir kalabalığın iştirakiyle sonsuzluğa uğurlanmıştı.

Sol/sosyalist bir yazar ve aydın olan Yaşar Kemal’i son yolculuğuna uğurlamak için oluşan kalabalığın içinde her siyasi görüşten, her ideolojik kamptan insanlar vardı. Hiçbir çevrenin, “Bana ne Yaşar Kemal’in cenazesinden” dememesi; onun insan severliği, barışseverliği, halkların kardeşliği ile ilgili olarak verdiği mesajların toplumun her katında karşılık bulduğunun bir kanıtıydı. Bu durum ayrıca onun, “İnsan evrende bedeni kadar değil, yüreği kadar yer kaplar” sözünde ne kadar samimi olduğunun da bir ifadesiydi.

Usta yazar

Yaşar Kemal, yurtiçinde de, yurtdışında da “büyük yazar”, “usta yazar” şöhret ve payesine bileğinin gücüyle ulaşmış; hiçbir kimsenin ve çevrenin himmetine, kayırmasına muhtaç olmamış yazarlarımızdan biridir. Doğduğu, yaşadığı toprağın insanını, kültürünü, karakterini onun kadar iyi tanıyan ve tanıdığı şeyleri onun kadar iyi yorumlayan başka Türk yazar çok azdır.

Yaşar Kemal, içinden çıktığı insanlarla ve çevreyle, halk ve taşrayla; sonradan aralarına katıldığı elit, statü sahibi, sanat ve edebiyata yön veren insanlar ve çevreler uğruna alakasını kesmemiş; gönlüyle her zaman, bedeniyle çok zaman aralarında olmuştur. Hiçbir zaman ve hiçbir şekilde “ben neymişim?” havalarına kapılmamış; tevazudan hiç ayrılmamıştır. Onu bütün topluma mal eden önemli farklarından biri de budur.

 

Hep ezilenin yanında

Kürt kökenli bir Türk yazar olan Yaşar Kemal, Türkiye’de Kürt halkının derin bir kimlik sorunu yaşadığına; yasaklarla dilinin, kültürünün dumura uğratıldığına inanıyordu. İçte ve dışta bu inancı doğrultusundaki düşüncelerini seslendirmekten hiç çekinmemişti. Bu yüzden mahkûmiyetler bile almıştı.

Yeri, her zaman ezilenin, horlananın, dışlananın safı olmuştur. Bu tavrına, bu tercihine bağlı olarak kitaplarını okuyanların daima savaş düşmanı ve sömürüye karşı olmasını, cani ve katil olmamasını istemiştir.

istemiştir. Onun hem ilk, hem en önemli, hem de en tanınmış eseri olan İnce Memed’i sadece Türk edebiyatında değil, dünya edebiyatında da bir zirvedir. Bizim edebiyatımızda konusunu bu kadar etkili, bu kadar sürükleyici, böylesine destansı bir dil ve akıcılıkla anlatan bir eser daha yoktur. Okuma yazma bilen ve okuduğunu anlama kapasitesine sahip bir Türk insanı İnce Memed’i okumadıysa eksiktir. Türkçenin gücünü ve güzelliğini anlamdan bu dünyadan göçecek demektir.

Günümüz Türk aydınları politik ve ideolojik görüş ayrılıklarından dolayı aralarında aşılmaz duvarlar örerken evrende bedeniyle değil, kocaman yüreği ile yer kaplayan solcu Yaşar Kemal’in birçok solcunun, sağcının anlayamayacağı, algılayamayacağı dostlukları, ahbaplıkları bulunuyordu. Bunlardan birini ırkçı Türk sağının en tanınan ismi Nihal Atsız’la kurmuştu. Nihal Atsız, Yaşar Kemal’in, “beni en iyi anlayan insan” diye nitelediği, sırlarını paylaştığı, periyodik aralıklarla bir araya gelip demlendiği, dostça görüş alışverişinde bulunduğu bir sağcıydı. Bunu Yaşar Kemal’in en yakınında bulunduğunu sananların dahi bildiği şüphelidir. Bizim bilmemiz ise, Atsız’ın oğlu Yağmur Atsız’ın “Ömrümün Atmış Beş Yılı” adlı kitabını okumuş olmamız sayesindedir.

Zilli Kurt

Yaşar Kemal’in 2009’da yayımlanan; aldığı ödüllerin törenlerinde, çeşitli etkinliklerde yaptığı konuşmalardan; bazı kitaplara yazdığı önsözlerden ve çeşitli konularda yazdığı makalelerden oluşan “Binbir Çiçekli Bahçe” adlı kitabında “Zilli Kurt” başlıklı, her Türk aydınının okuması gereken bir yazısı var. Türkiye’de yazar ve aydın olmanın zorluklarını, tehlikelerini o kadar güzel anlatan bir yazı azdır.

Çukurova’da köylüler koyun sürülerine saldıran kurtları öldürmeyip canlı yakalarlar, sonra boyunlarına bir çan asarlarmış. Bu andan itibaren kurt, bu çan yüzünden kendisi için av olacak hiçbir canlıya yanaşamaz, açlıktan kıvrana kıvrana ölürmüş. Bu yazı, Türkiye’de Cumhuriyetten sonra uzun yıllar bir yazarın, bir aydının “solculuk”, “komünistlik”le suçlanmasının ne kadar tehlikeli olduğunun, ne resmi ne de özel bir kurumda iş bulabilmesi, bu yoldan açlığa mahkûm edilmesiyle bir zilli kurt yapıldığının metaforik hikâyesidir.

Ruhu şad olsun.

Yazarın Son Yazıları

Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025