Yine bir ‘Dünya Cüzzam Günü’nden sesleniyorum
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Yine bir ‘Dünya Cüzzam Günü’nden sesleniyorum

01.02.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de, Cüzzam ya da Lepra Hastalığı denince ilk aklımıza gelen isim Prof. Dr. Türkan Saylan. Onun, ekibi ile birlikte yıllarca süren çalışmaları sonucunda, lepra hastalığı artık ülkemiz için önemli bir sağlık sorunu olmaktan çıktı. Ülkemizde 1500 kadar Lepradan etkilenmiş kişi var.

Birçok toplumda damgalama nedeni olan lepra hastalığına karşı, farkındalık yaratmak, konuya duyarlılık sağlamak amacıyla, her yıl ocak ayının son pazar günü, “Dünya Cüzzam Günü” olarak anılıyor. İlk defa, 1953 yılında, kendisi de lepra hastaları ile çalışmış, Raoul Follerau, ocak ayının son Pazar gününü ‘Dünya Lepra Günü’ olarak anılmasını başlatmıştır. Günümüzde, Hindistan, Brezilya vb ülkelerde hâlâ önemli sağlık sorunu olan lepra hastalığına 2017 yılında 210 bin 617 kişi yakalandı. Bunların 16 bin 979’ u çocuk.

Yeni vakalar
Türkiye’de, Cüzzam ya da Lepra Hastalığı denince ilk aklımıza gelen isim Prof. Dr. Türkan Saylan. Onun, ekibi ile birlikte yıllarca süren çalışmaları sonucunda, lepra hastalığı artık ülkemiz için önemli bir sağlık sorunu olmaktan çıktı. Dünya Sağlık Örgütü, son on yıldır, ilaçla tedavisini tamamlamış kişilere lepra hastası ifadesi yerine “Lepradan Etkilenmiş Kişi” diyor. Bu tanıma göre ülkemizde 1500 kadar Lepradan etkilenmiş kişi var. Çoğu yaşlı ve uzun yıllar önce geçirdikleri hastalığın sonucu olarak, göz, el ve ayaklarda engellere sahipler. Bu açıdan da, hem tıbbi hem de sosyal açıdan uzman bir hastanede takip edilmeliler. Öte yandan, Türkan Saylan’ın 2009 yılında vefatından sonra, ülkemizde yeni vakalar görülmeye başladı. Bu durum hastalığın yeniden canlanması anlamına gelmiyor. Ülkemizde görülen son vakalar diye açıklanabilir.
Uluslararası Lepra Eğitim Birliği (ILEP), bu yıl 27 Ocak 2019 günü anılacak olan “Dünya Lepra Günü”nde, konuşulması, üzerinde çalışılması istenen konu başlığını “Ayrımcılık, Damgalama ve Önyargıları Ortadan Kaldırma” olarak belirledi. Bu başlığı okuyunca yeniden Türkan Saylan’ın, bu konudaki çalışmaları aklıma geldi. Yıllar boyunca hem hastalığı tedavi etmiş, hem hastaların sosyoekonomik koşullarını iyileştirmiş, hem de damgalama ve ayrımcılıkla mücadele etmişti. Birçok ülke çok sayıda olan hastaları saptamak, tıbbi tedavilerini planlamak için uğraşırken, o çok yönlü yaklaşımla hastalığın kökünü kazıyordu. Yaşamının son zamanlarında, birlikte Hindistan’a “Uluslararası Lepra Kongresi’ne gitmiştik. Toplantılarda, hâlâ, tıbbi tedaviler konuşuluyordu, o uzağı gören , önde giden yapısı ile bana, “Ülkemize dönünce uluslararası lepra çalıştayı düzenleyelim, insan hakları ihlalleri için bildirge hazırlayalım” demiş, planlama çalışmalarına başlamıştık, otel odasında.

İnsan hakları ihlalleri
Hazırlıklar sonrasında, 2008 yılının ekim ayında düzenlenen çalıştayda, uluslararası uzmanların da katılımı ile lepra hastalarına karşı uygulanan insan hakları ihlalleri konusunda yapılması gerekenleri bir manifestoda toplamıştık. Türkan Saylan, bu bildirgeyi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Birimine gönderdi. Bir müddet sonra, 2009 yılı ocak ayında ülkelerin temsilcilerinin katılımı ile Cenevre de bir çalıştay yapılacağı haberi geldi. Türkan Saylan, benim gitmemi önerdi, heyecanlanmıştım, Birleşmiş milletlerde çalıştaya katılacak ülkemi temsil edecek, yıllardır emek verdiğim lepra hastalarının haklarını savunacak, çözüm üretmek için emek verecektim.

‘Lepra yönetmeliği’
Cenevre’deki Birleşmiş Milletler binasında birçok ülkenin temsilcisi vardı, Türkiye’yi, ben ve Konsolosluk görevlisi temsil ediyorduk. Ben de ülkemizdeki lepra çalışmalarını, insan haklarını iyileştirmeye yönelik çalışmaları anlattım. Türkan Saylan aylarca Sağlık Bakanlığı’nda çalışmış “Lepra Yönetmeliği”ni insan haklarına yakışır bir şekilde düzenlemişti. Sadece bu mu? Okula alınmayan hasta çocukları için öğretmenleri eğitmesi, topluma yönelik eğitim çalışmaları, evsiz hastaya ev yapma, iş bulma, düğün dernek yapma vb. bir çok çalışma gerçekleşmişti.
Yıllar içinde eğitim bursu desteği ile birçok hasta çocuğu okutulmuş, meslek sahibi olmuştu. Önceleri cüzzamlının çocuğu diye anılırlarken onların meslek sahibi olmaları ile ailenin sosyal statüsü iyileşmiş hastalarımıza doktor beyin babası, öğretmen hanımın annesi gibi hitap edilmeye başlanmıştı. Türkan Hoca sosyal tıp anlayışı ile hem tıbbi hem sosyal açıdan gereksinimleri yerine getirmişti.
Geçenlerde hastalığı bitmiş, yaşı ve engelliliği ilerlemiş bir kadın hastamız aradı, komşusunun evi yanmıştı, bizden ona ev yapmamızı istiyordu, çünkü Türkan Hocasından öyle görmüştü. Bu çok zor yapamayız deyince de “Hiç olmazsa buzdolabı, çamaşır makinesi yollayın” dedi. Onu da yapamayız deyince, “aa olur mu ama Türkan Hoca biz taburcu olup evimize dönerken yanımıza verirdi, sizin ihtiyacınız yoksa komşularınıza verirsiniz derdi” dedi. Haklıydı, Türkan Saylan, onların sıkıntıya düşmemesi için çalışır, çalışırdı. Bunları anlattığımda, toplantı sonunda, etrafımı sardılar, birçok kişi ülkesine döndüğünde hastaların sosyoekonomik durumlarını iyileştirmek için neler yapabileceğini öğrenmek istiyordu. “Türkan Hocam, sen ne büyüksün” demeden edemedim.
Türkan Saylan ve arkadaşlarının yıllarca süren çabaları ile ülkemizde lepra hastalığına karşı ayrımcılık, önyargı ve damgalama azaldı hatta kalmadı bile diyebiliriz. Ne yazık ki dünya bugün hâlâ bu konuyu konuşuyor.
Her yıl ocak ayının son haftasında “Dünya Lepra Günü”nü anmayı Türkan Saylan’dan öğrendik. Onun yokluğunda biz Cüzzamla Savaş Derneği olarak anmaya devam ediyoruz. Bizim konu başlıklarımız daha çok yaşayan lepradan etkilenmiş kişilerin yaşamlarını kolaylaştıracak çalışmaları anlatmak oluyor.  

Prof. Dr. Ayşe Yüksel
Cüzzamla Savaş Derneği Başkanı

Yazarın Son Yazıları

Yeni bir toplumsal yalnızlık - Dr. Alper Demir

Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasal gerilimler, derinleşen kutuplaşma ve kamusal alanın giderek daralması, artık yalnızca güncel siyasetin değil, toplumsal yapının kendisinin sorgulanmasını zorunlu kılıyor.

Devamını Oku
29.12.2025
Yıl biterken... - Erol Ertuğrul

23 yıldır Türkiye hak etmediği acıları yaşıyor.

Devamını Oku
28.12.2025
Su kıtlığına doğru... - İsmail Özcan

Herkesin bildiği üzere yaşadığımız dünyanın insanlar ve tüm canlılar için olmazsa olmaz iki büyük nimetinden biri hava, diğeri sudur.

Devamını Oku
27.12.2025
Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi: Kızılca Gün - Hüner Tuncer

Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı topraklarını Avrupa devletleri arasında paylaştıran Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında, Mustafa Kemal’in öncelikli düşüncesi, “ulusal birlik” düşüncesiydi.

Devamını Oku
27.12.2025
Devlet geleneği, demokrasi ve vicdan - Halil Sarıgöz

Dün İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 52’nci yılında andık..

Devamını Oku
26.12.2025
‘Asgari’ sömürü - Aydın Öncel

Aralık ayının son günlerinde yaşanan “asgari ücret” tartışmalarında gelenek bu yıl da bozulmadı!

Devamını Oku
25.12.2025
İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025