Yolsuzlukları Önlemede Etkili Bir Yol: Tapu Kayıtlarında Açıklık - Prof. Dr. Rona AYBAY
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Yolsuzlukları Önlemede Etkili Bir Yol: Tapu Kayıtlarında Açıklık - Prof. Dr. Rona AYBAY

11.06.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ceza hukuku deyişiyle, hakkındaki suç örgütü kurup yönetmek” savı nedeniyle, kovuşturmadan kurtulmak için yurtdışına çıktığı söylenen bir kişinin yayımladığı videolar haftalardır medyamızın gündeminin başlıca konusu oldu. Bu videolarla ortaya dökülen yolsuzluk savları, sadece Türkiye’de milyonlarca izleyici bulmasıyla kalmıyor, uluslararası düzeyde de ilgi toplamış görünüyor. Bu savlar, gerek söz konusu olan paraların büyüklüğü gerek doğrudan ya da dolaylı biçimde işin içinde olduğu ileri sürülen kişilerin devlet yönetimindeki yerleri açısından, gerçekten inanılması zor boyutlara ulaşmış durumda.

Kanımca bu yolsuzlukların önemli bir bölümünde arsa ve araziler yani taşınmazlar” üzerinde mülkiyet kurulması ya da mülkiyetin el değiştirmesi önemli yer tutuyor.

Medeni Kanun’a göre Taşınmazlar üzerindeki hakları göstermek üzere tapu sicili tutulur” (m. 997). Tapuda hakların el değiştirmesi ve benzer işlemlerin düzgün yürütülmesi devletin sorumluğundadır; tapu işlemlerini yapanlar da devlet memurlarıdır.

TAPU SİCİLİ HERKESE AÇIK MI?

Hukuk fakültelerimizde daha ilk derslerden başlayarak öğrencilere şu bilgi verilir: Medeni Kanun’a göre Tapu sicili herkese açıktır” eski deyimle aleni”dir.

Tapu siciliyle ilgili olarak yasada sözü edilen açık”lığın, bu tanıma uymadığını, bunun olsa olsa sanal” bir açıklık olduğunu, hepimiz kendi yaşam deneyimlerimizden bilebiliriz. Tapu sicilinde yazılı bilgilere ulaşmak hiç de kolay değildir. Zaten Medeni Kanun’un ilgili maddesi de (m. 1020) birinci tümcesiyle koyduğu herkese açıktır” ilkesini, hemen ardından gelen tümceyle değerden düşürmektedir: Tapu kütüğündeki bilgiler herkese değil sadece ilgisini inanılır kılanlara” açıktır.

Demek ki Tapu sicili herkese açıktır” sözü, gerçek durumu yansıtmamakta Medeni Kanun’un 1020. maddesinin ilk tümcesi ile ikinci tümcesi birbiriyle çelişmekte, ortaya karışık bir durum çıkmaktadır. Maddenin son tümcesiyle durum daha da karışmaktadır: Kimse, tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.” Herkes, tapu kütüğündeki bilgileri bilmek zorundadır ama o bilgilere ulaşmak ancak ilgisini kanıtlayanlar” için olanaklıdır!

Özetle, Tapu sicili herkese açıktır” diyorsak da o kadar açık değildir! Çünkü bu açıklık herkesin” değil, sadece ilgisini inanılır kılanların” yararlanabildiği bir açıklıktır. Ama ilgisini inanılır kılamamış” dolayısıyla da tapu sicilindeki kayıtları görememiş olsa bile herkes tapu sicilindeki kayıtları bilmekle yükümlüdür.

Buradaki inanılır kılma”nın içeriği nedir? Tapu sicilindeki bir kaydı görmek isteyen kişinin yerine getirmesi gereken ilgisini inanılır kılma” yükümlülüğü ne demektir? Sözü edilen ilgi ne tür bir ilgi” olmalıdır? Buna kim karar verecektir? Kısacası, tapu sicilindeki bilgilerin herkesçe bilindiği varsayımı ancak tapu sicilinin gerçekten herkese açık olması halinde geçerli olabilir.

Dünyada, tapu kayıtlarına herkesin kolaylıkla ulaşabildiği devletler vardır. Oralarda, herkes özel bir çaba harcamasına hiç gerek olmaksızın, tapudaki bilgilere kolayca ulaşabilmektedir. Örneğin Kanada’da insanların, internet yoluyla bütün taşınmazlarla ilgili bilgileri evlerindeki bilgisayarlar aracılığıyla okuyabildiklerini duymuştum. Konuk olduğum yakınıma durumu sorduğumda bilgisayarını açtı ve çevredeki evlerden rastgele gösterdiğim birinin mülkiyet durumuna ilişkin temel bilgilere birkaç saniye içinde ulaştık.

KAMUYU İLGİLENDİREN BOYUT

Calgary kentinin merkezinde, tepesinde döner bir restoran olan kocaman kulenin bile maliklerinin kim olduğunu, kule üzerindeki ipotek haklarının sahiplerini ve borç tutarlarını, bir bilgisayar çıktısı olarak elde etmem de hiç zor olmadı. Bunun için kentin merkezindeki bir büroya gitmem ve bilgisayar çıktılarını almak için bir fincan kahve parası kadar bir ödeme yapmam yetti. Kimseye bu bilgileri niçin istediğimi anlatmam, ilgimi inanılır kılmam” filan da gerekmedi.

Tapu kütüğündeki bilgilerin herkese açık (aleni) olduğundan ancak böyle bir ortamda söz edilebilir. Herkesin tapudaki bilgileri bildiği varsayımı da ancak orada geçerli olabilir.

Tapu kütüğündeki bilgilerin herkese açık olmasının gerçekten sağlanmasında, kişilerin özel yaşamlarının gizliliği açısından sakıncalar olduğu düşünülebilir. Böyle bir durumun, taşınmaz mal sahiplerinin bazıları açısından istenir bir şey sayılmaması olanaklıdır. Ama çağdaş hukukta toprak mülkiyetinin, bireysel çıkarların ötesinde, kamuyu ilgilendiren boyutu olduğu unutulmamalıdır.

SONUÇ

Tapu sicilindeki kayıtlar ve bu kayıtlardaki değişiklikler, araştırmacı gazeteciler için verimli” bir alan olabilir. Yolsuzluklarla savaşım, gizlilik değil, açıklık ve saydamlık öne çıkarılarak yapılırsa daha inandırıcı olur. Medeni Kanun’un çelişkili düzenlemesini aşmak ve tapu sicilini gerçekten herkesçe ulaşılabilir hale getirmek, yolsuzlukların önlenmesini sağlayan çok etkili bir araç olacaktır.

Bunun için İsviçre’deki yeni uygulamaları da dikkate alan bir anlayışla kamu yararına öncelik verilmelidir. Çünkü çağdaş anlamda taşınmaz mülkiyetinin, sadece malik olan kişilerin değil toplumun bütününün çıkarını ilgilendiren yönü vardır. Örneğin gazetecilerin ve bilim kişilerinin tapu kayıtlarına ulaşıp birtakım sonuçlar çıkarmasında kamunun yararı vardır.

Unutulmamalıdır ki yolsuzluklar karanlık” ortamlarda daha rahat yapılır. Sokakların elektrik lambalarıyla aydınlatılmasının, karanlıkta işlenen suçları azaltması gibi tapu sicillerinin açıklığı da yolsuzlukların önlenmesinde etkili bir araçtır. Yolsuzluklarla savaşmayı önde gelen bir amaç olarak kabul eden siyasetçiler, tapu sicillerinin gerçekten herkese açık olmasını savunarak daha inandırıcı olabilirler.

PROF. DR. RONA AYBAY

Yazarın Son Yazıları

Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025