İran Silahlı Kuvvetleri, kara, hava, deniz ve füze kuvvetleri bulunan büyük bir ordudur. Halk ağzında ve özellikle İran diyasporasında ordu mensubu kişilere örgütlenmeye duydukları hayranlığı belirtmek için Farsçada “muhafızlar” anlamına gelen Pasdaran denilmektedir!
***
İran Devrim Muhafızları’nın komutanlarından General Seyid Rıza Musevi, pazartesi günü Suriye’de düzenlenen bir hava saldırısında öldürüldü. Musevi’nin öldürülmesi, Ocak 2020’de ABD’nin “drone” saldırısıyla öldürülen “Devrim Muhafızları” komutanı Kasım Süleymani’ye yönelik suikastı hatırlattı.
İran’ın yarı resmi “Tesnim Haber Ajansı”na göre İsrail ordusu, 25 Aralık 2023 Pazartesi günü Suriye’de “Devrim Muhafızları”nın üst düzey komutanlarından Seyit Reza Musevi’yi düzenlediği hava saldırısında hedef aldı.
Ayrıca İranlı komutanın, Suriye’de askeri danışman olarak görev yaptığı ve Irak’ta 2020’de ABD’nin saldırısında yaşamını yitiren İranlı General Kasım Süleymani’nin yakın arkadaşlarından olduğu bilgisi verildi.
***
İsrail, 2023’ün son günlerinde Suriye’deki İran operasyonlarını 30 yıldır yürüten General Rıza Musevi’yi “Şam’daki evinde füzelerle vurup öldürmüştü”! Düşünebiliyor muşunuz İran’da değil Şam’da üstelik füzelerle evinde!
İran’ın, “Devrim Muhafızları”, salı günü, akşam saatlerinde, İran’ın güneydoğu komşusu Pakistan’a füzeler fırlatmıştı. İran ordusuna, bağlı haber ajansı, füzelerin “Ceyş el Adl” örgütüyle bağlantılı iki üssü hedef aldığını duyurdu.
İran, salı günkü saldırıda, iki ülke sınırında, Pakistan’ın güneybatısındaki Belucistan bölgesinde bir köyü vurdu. Pakistan, İran’ın bu saldırısında iki çocuğu öldürdüğünü, iki kişiyi yaraladığını açıkladı. Pakistan, Tahran’daki kendi büyükelçisini çekti ve İran büyükelçisinin geri dönmesine izin verilmeyeceğini açıkladı!
Gerek Pakistan ve gerekse İran, nüfuzunun az olduğu “Ceyş el Adl”in bölgesinde aralarında bulunduğu silahlı ayrılıkçı gruplarla onlarca yıldır savaşıyor!
ABD “Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’ne” göre “Ceyş el Adl” Pakistan-Belucistan’da “en aktif ve etkili Sünni militan grup”. Tahran yönetimi, geçen ay, sınıra yakın bir yerde meydana gelen ve onlarca İranlı polis memurunun ölümüne yol açan saldırılardan “Ceyş el Adl”i sorumlu tutuyordu.
İran ile Pakistan arasında yaklaşık 900 kilometrelik bir sınır var. Her iki ülke de, uzun süredir sınır hattında güvenlik önlemleri almaya çalışıyor. Ancak “Devrim Muhafızları”nın füzeli saldırıları, tam da Ortadoğu’yu saran savaşın ortasında bir özellik niteliği taşıyor!
Füze saldırısını “yasadışı” olarak niteleyen Pakistan Dışişleri Bakanlığı, saldırıların “ciddi sonuçları” olabileceğini vurguladı.
Pakistan basını ise İran’a karşı öfkeli başlıklarla okuyucuların karşısına çıktı. “The News” gazetesi “Pakistan, İran tarafından hava sahasının nedensiz şekilde ihlal edilmesine parladı” başlığını attı. “Dawn gazetesi” dışişleri bakanlığının açıklamasını manşetine taşıdı. “The Frontier Post” ise İslamabad yönetiminin İran saldırısını güçlü şekilde kınadığını bildirdi…
“The Express Tribune” ise “Pakistan, İran saldırısının ardından sonuçlar için uyarıyor...” başlığını seçti!
Katar “Al Jazeera” gazetesine konuşan analist Trita Parsi, İran’ın füze saldırılarını “tehlikeli bir tırmanış” olarak tanımladı. “Ulusal İran-Amerikan Konseyi’nin” kurucusu Parsi, İran halkının daha büyük bir savaş arayışında olmadığını belirtip rejim içindeki unsurlara işaret etti! Ortadoğu’nun giderek bölgesel bir çatışmaya savrulduğuna dair artan işaretlere değinen Parsi, İran’ın füze saldırılarını “ateşe benzin dökmeye” benzetti!
***
Yıllar öncesine, genç gazeteciliğime dönersek ben, Ankara’da bir “dış politika” muhabiriydim. Pakistan-İran-Türkiye arasında “Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği” (RCD) örgütlemesi kurulmuştu!
Bugünlerde, gazetede en çok çalıştığım, bu ülkelerden davet alıp özellikle bu üç ülkenin ekonomisi üzerinde çalışmalar yapan emekli bir gazeteciyim.
Ayrıca 1985’te bu üç ülke arasında ekonomiyi güçlendirmek amacıyla “Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO)” da kurulunca işlerimiz yoğunlaşmıştı! Ama hedefte yanıldılar! Bakın yazımıza, İsrail’e bomba diyerek birbirlerine saldırıyorlar! Biz de boşuna gazetecilik yapmışız!
***
RCD’de iki dost ve Müslüman ülke artık birbirlerine saldırıyorlar. Müslümanlık uğrunda iç ve dış politikalarında bolca yanlış yapıyorlar! RCD’nin 3. ülkesi Türkiye, “Müslüman ülke” olmak yerine yüce Mustafa Kemal Atatürk’ün “laiklik ilkesini” anayasası ile uygulamaya koydu.
Eğer Türkiye RTE’nin heveslenmesi ile laiklikten uzaklaşırsa yolu RCD ortakları gibi çıkmaz sokaktır!
