Brunson meselesi
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Brunson meselesi

02.08.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Amerikalı misyoner, din adamı Andrew Brunson’ın tutukluluğu hakkında kopan fırtına devam ediyor. ABD’nin Brunson’ın tahliye edilmemesi durumunda Türkiye’ye yaptırım uygulayacağını başkan ve başkan yardımcısı seviyesinde açıklamasının Türkiye’de hoş karşılanmayacağı ortadaydı. Dünyada hiçbir ülkenin yönetimi, böylesine bir tehdit karşısında geri adım attığı izlenimi vermek istemez. Erdoğan da bilinen sert üslubuyla ABD’den gelen açıklamalara tepki gösterdi. İç kamuoyunun da hoşuna gidecek “dik durup, eğilmeyen” lider imajını pekiştirmek gayretindeydi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül hakkında verilen yaptırım kararının da sert bir şekilde karşılanacağını tahmin etmek mümkün. Yaptırım kararında Trump ve başkan yardımcısı Pence’in evanjelik seçmen tabanına verdikleri önemin katkısı olduğu görülüyor.
Brunson’ın suçlu olup olmadığı, teorik olarak mahkemenin vereceği karar bağlı. Ancak iddianame de çok sağlam gözükmüyor. Brunson, daha ziyade önemsiz, sıradan bir misyonere benziyor.
Ancak malumunuz iktidar medyamız, fantastik habercilikte gerçek bir dünya markası. 15 Temmuz başarıya ulaşsaydı Brunson’ın CIA başkanı olacağını bile yazdılar.
Gezi eylemlerinin organizatörleri arasında pastörün de bulunduğu, Bostancı Gösteri Merkezi’nde bu amaçla düzenlenen bir toplantıya telekonferans yöntemiyle katıldığı ileri sürüldü. Gezi eylemlerini düzenlemek için gizlice Bostancı Gösteri Merkezi’nde toplanan birileri var ve İzmirli bir misyonere de telefonla bağlanıyorlar. Aynı din adamı, 15 Temmuz başarıya ulaşsa nedense CIA başkanı olacak. Gelgelelim 15 Temmuz’da ABD’de. Oradan da “hay Allah gitti CIA başkanlığı” diye hayıflanarak İzmir’e dönüp tutuklanıyor. Çok da acar bir ajana benzemiyor doğrusu.
Bir başka hedefi de Kürtleri Hıristiyan yapıp, bağımsız bir Kürt devleti kurmak. Ayrıca PYD’nin verdiği koordinatları Amerikan ordusuna da iletiyor ki Amerikan uçakları örgüte cephane yardımı yapabilsin. Bu da yetmiyor, kendisiyle bağlantılı Belçika’da bulunan bir kilisede her hafta üzerinde PKK bayrağı olan bir pasta kesiliyor.
Bizzat sahada olan Amerikan ordusu, koordinatları neden İzmir’de bulunan bir pastörden alsın? Gezi eylemleri gizli bir el tarafından organize edildiyse bu kişiler neden Bostancı Gösteri Merkezi’nde buluştular, İzmir’deki pastörün Gezi’ye ne gibi bir katkısı oldu? Pasta meselesine hiç girmiyorum.
Elbette devletlerin misyonerler aracılığıyla istihbarat faaliyeti yürütmesi beklenmedik bir iş değildir. Elbette Andrew Brunson da bu faaliyetlerde rol oynamış olabilir.
Ancak üçüncü sınıf aksiyon filmi kalitesindeki iddialara dayanmak, bir karşı istihbarat faaliyetinden çok hakiki istihbarat ajanlarını güldürecek tuhaf işlerdir.
Ayrıca istihbarat savaşlarında bir ülkenin itibarı çok kuvvetli bir araçtır. Böyle davalar ve iddiaların ise Türkiye’nin itibarını arttırmadığı ortada. Aksine bunlar ülkemizin beraber anılmak istemeyeceği ülkelerle aynı kategoride değerlendirilmesine yol açar. Aynı zamanda o ülkelere davranıldığı gibi davranılmasına da.
Hukuk devleti ve adil yargılanma, bir iki marjinalin lüks olsun diye savunduğu ilkeler değil, bizzat bir ülkenin üzerinde yükseldiği temeldir. O temel yıkılınca ülke de sarsılır. Ülke lafla sevilmez. Hukuk devletinin yeniden inşası kaçınılmaz bir vatanseverlik görevidir.

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018