Ülkede barış, terörsüz Türkiye mottosu ile de bezenmiş bir BOP (GOP) kurgusu sahneleniyor. Bölgedeki olayları, gelişmeleri ABD’nin BOP (GOP) projesi dışında değerlendirmek yüzeysel ve hatta safdillik olur. Kurgunun saklı nihai amacını irdelemek gerekiyor.
Süreç, 2015 yılında HDP’nin de katılacağı bir koalisyon hükümetinin kurulmasını engelleyen, HDP’nin kapatılması isteğiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuran, HDP’yi DEM olmaya zorlayan, “demlenme” gibi alaysılamalı sözcüklerle küçümseyen Bahçeli’nin TBMM açılış oturumunda DEM sıralarını ziyaret ederek destek gösterisi tokalaşmasıyla başlıyor.
Süreç, İmralı ziyaretleri, Öcalan manifestosu, PKK’nin kendini feshi, silah bırakma olarak gelişirken asıl amaca ilişkin ipuçları da veriliyor.
BOP (GOP) bölgede siyasal sınırların değişmesini hatta yeni devletler oluşmasına da hedefler. Büyükelçi Barrack, Sykes-Picot’u da katarak Lozan Antlaşması’yla çizilen sınırları eleştirmenin yanı sıra Osmanlı’nın millet sisteminin Türkiye için uygun model olduğunu da öğütlüyor. Büyükelçi için uygun model koloniyal dönemin müstemleke valisi gibi Erdoğan, Barrack’ın asistiyle de Türk, Kürt, Arap milletleri ittifakını, ümmet birliğini savunuyor.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İngiltere ve Almanya’daki açıklamalarında Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’nın kaos yarattığını, devletin değişmesinin, dönüşmesinin gerekliliğini savunuyor.
26’ncı ve 17’nci dönem AKP İstanbul Milletvekili Yeliz lakabıyla tanınan Ahmet Hamdi Çamlı, Cumhuriyet ilanını kanlı darbe olarak nitelendirmiş, “Devlet kanlı 1923 darbesiyle hesaplaşmadan ve helalleşmeden yeni terörsüz ve büyük devlet yolunda ilerleyemez” açıklamasını yapmıştır. Çamlı, takiye yapmamış, ikili oynamamış görüşünü çıplaklığıyla açıklamıştır.
Çamlı’nın görüşü yalnız bireysel olmayıp kurumsal olabilir. Cumhur İttifakı’nın bu bağlanmada net görüşü belirsizdir. İttifak suskundur.
Kurgulanan senaryoda MHP’nin de rolü ve görevi vardır. Türk-İslam sentezi mottosu altında siyasal islama destek vermek, kılavuzluk yapmak verilen görevdir.
Tüm bu açıklamalar, tutumlar alt alta sıralandığında devletin laik, ulusal, üniter temel yapısının tehlikede olduğu zamana varılmaktadır.
Barış, terörsüz Türkiye mottosu, alalamasıyla sürecin devletin temel niteliklerinin dönüştürülmesine evrilmesi tehlikesi netleşiyor. Tehlikede olan 1923 Cumhuriyetidir. Vatandaşın bir bölümü tehlikenin farkında olarak dile getiriyor. CHP mitingleri de tehlikenin farkındalığını gösteriyor. Sürecin, ABD senaryosunun gerçekleşmesi yönünde sahnelenmesine karşı çıkmak gerekiyor.
Cumhur İttifakı’nın amacı, işlevi dikkate alınarak ittifakın paydaşlarından gelen önerileri, açıklamaları ihtiyatla karşılamak, değerlendirmek gerekir.
Cumhur İttifakı’nın amacı Erdoğan başkanlığında iktidarı sürdürebilmektir. İktidarda kalma dışında bir gelecek beklentisi, alternatifi yoktur. AKP iktidardan düştüğünde büyük bir olasılıkla dağılır. ANAP, DP, Adalet partileri gibi tabela partisi olarak kalır, tüm güçleri, itibarsızlaşır, MHP’nin ise AKP ile ortak yaşam dışında alternatifi kalmamıştır.
İktidarda kalmak Cumhur İttifakı için hayat memat sorunu olduğundan her türlü ödünü vermekte, vermeye hazır olduğunu da açıkça davranışlarıyla göstermektedir. Ödün vermek, Cumhuriyete karşı kitleye dayanarak iktidar sürdürme tutumu Türkiye Cumhuriyeti için tehlike oluşturuyor. Bağımsızlığa, özgürlüğe, ulusal üniter devlete, Cumhuriyete sahip çıkılmalıdır. Cumhuriyet tehlikede ise gerisi teferruattır.