Son bir haftanın ilk 6 gününde yaşananlar öldürücü deprem niteliğiyle Atatürk Cumhuriyetçilerini düşünülemeyecek şaşkınlığa uğrattı. Bu yetmedi, CHP Genel Başkanı K. Kılıçdaroğlu 10 gündür siyasi ve sivil kuruluşları dolaşarak onlardan Çankaya’daki Cumhurbaşkanlığı koltuğuna tüm toplum katmanlarınca kimin yakışacağını öğrenmek amacıyla bu çalışmayı yaptığını söylediğinde bu halkçı ve demokrat davranışını takdir etmiştim.
Söylentilerde isimleri geçenleri uygun görmesem de laik Cumhuriyetimizi ve vatanını seven birinin beklentisindeyken birdenbire 16 Haziran’da ikinci kez aday belirlemek amacıyla MHP Genel Başkanı Bahçeli’yi ziyarete gidip aday olarak AKP’nin desteğiyle İslam Birliği Teşkilatı’nın eski genel sekreteri olan Ekmeleddin İslamoğlu’nu önerdiğinde Bahçeli de bu çatı adayını uygun gördü.
Adı geçen aday CHP yöneticilerine sorulduğunda bundan hiçbirinin haberdar olmadığı, genel başkanlarının kendisine yakın birkaç yönetim kurulu üyesiyle bu kararı aldıklarını, ama gerekenin yapılacağı cevaplarını verdiler. Kişisel olarak ben de 60 yılı aşkın süre CHP’ye Atatürk ilkelerine bağlılıkla verdiğim hizmetlerle emeği geçen bir vatandaş olarak genel başkanı eleştirenlere daima karşı çıkarak kendisini savunmama karşın, bu tavrına ters düşerek aklını başına almasını istedim... Çankaya hiç kimsenin babasının çiftliği olmadığı gibi gerçek CHP’liler de çobanın sopasıyla güdülecek koyun sürüsü değildirler. Ulu önderlerine ve onun Cumhuriyetinin laik, demokratik, sosyal ilkelerine sonsuza dek bağlı kalmaya ant içmiş olan Türkiye vatandaşlarıdırlar...

***

İçerde bu öfkeli karamsarlıklar yaşanırken yurdumuzun Güneydoğu sınırında IŞİD’i (Irak - Şam İslam Devleti) amaçlayanların terör örgütünün silahlı canileri başta Musul’daki soydaşlarımız olmak üzere özellikle de Şiilere kanlı saldırılarda bulunup katlederlerken sağ kalanlarını da rehin alıyorlar. Musullu kardeşlerimiz AKP’den korunma beklerlerken bizim Başbakan’la Cumhurbaşkanı artık sayısı saptanamaz düzeydeki iç ve dış gezilerine çıkıyorlar. Buna karşın İran, Irak’ta IŞİD’in acımasız saldırılarına karşı silahlı askerleriyle Şii, Sünni demeden koruyuculukla yardımlarını gönderiyor. Epeyce de IŞİD teröristini de yok ediyorlar. Bu arada Musul savunma sözcülerinden birinin görüntülü medyada “Bizim için Türkiyeliler kutsallarımızdır. Bizler bu durumumuza ilgisiz kalmalarına çok esef ettik” diye sitem ediyor.
Bu söylemi acıyla izlerken çocukluğumun önemli bir duyumunu da anımsadım. Şöyle ki Atatürk hasta yatağındayken Hatay sorununu halledip orayı sınırlarımız içine katmıştı. Başka bir dileği de iyileşir iyileşmez Musul Türklerinin istemleri olan kendilerinin yaşadıkları toprakları da sınırlarımızın içine almaktı. Yazık ki ecel yakasını bırakmadı bizleri de Musullular gibi yetim bıraktı.

***

Yıllar önce Arap Yarımadası’yla İran’ın batısını Anadolu’nun doğusunu içine alan bir ABD haritasıyla tanışmış ve tepkilenmiştik. İsraille ABD’nin petrol sahalarını elde etme istemi bir türlü bitmemiş olmalı ki IŞİD terör örgütünü oluşturarak aynı amaçla kan dökmektedir.
Buna ABD yakınlığıyla suskun kalan Erdoğan hükümeti ileride bizler için de aynı acıların yaşanabileceğini bilmeli, aklını başına alarak hareket etmelidir. Vatanımız kutsalımızdır, TSK de buna hazır olmalıdır.