Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yalancıyla köpeği
1981’de ABD’de, Florida’da, Dillon adlı, 22 yaşında bir genç, adam öldürme suçundan ömür boyu hapse mahkûm edilmişti. Sanık, duruşmalar boyunca suçsuz olduğunu ısrarla ileri sürmüş, ancak John Preston adlı bir eksper, yetiştirdiği köpeğin cinayetin işlendiği yerde bulunan eşyada Dillon’un kokusunu algıladığını söylediği için hüküm giymişti.
O günlerde, Preston ve köpeğinin yanılmaz olduklarına inanılmakta ve birçok cinayette bu ikiliye danışılmaktaydı. Preston, köpeğinin, su basan, fırtınayla altüst olan cinayet mahallerinde bile katillerin kokusunu algılayabileceğini söylüyor, çok kimse de bu adama inanıyordu.
Preston, 1984’te şarlatanlığı anlaşıldığında, köpeğinin katillerin kokularını algılamak şöyle dursun, cinayet yerinde bulunan birçok nesnenin üzerine işediği fark edildiği zaman bile köpeğinin asla yanılmadığını ileri sürmüştü.
Preston’un kurbanı olan Dillon aslında işlememiş olduğu bu cinayetle suçlanıp 26 yıl hapis yattıktan sonra yapılan DNA testleriyle aklandı. Bugün Preston ve benzerlerinin yalanları ve onlara çıkarları ya da budalalıkları nedeniyle inanmışların ya da inanmış görünmüşlerin tutumları yüzünden çok sayıda insanın haksız yere yıllarca hapislerde kalmış oldukları biliniyor.
Preston’a bunca zaman neden inanılmıştı?
Yalancının âlâsıydı. Bunu arkadaşları da, yakınları da biliyordu ama bu gerçeği kimse yüksek sesle söylemiyordu. Neden? Belki de güzel yalan söylediğinden, “Helal olsun! Yalan dediğin işte böyle söylenir!” diye düşündüklerinden... Bazılarının işin Preston’un ve köpeğinin uygun gördükleri şekilde çözülmesinde çıkarları olduğu zamanla anlaşıldı.
Preston, köpeğini, yalanı bir süre tek başına sürdürdükten sonra daha büyük işler çevirebilmek için edinmişti: Kocaman bir kurt köpeğini kaybolanları bulan, katilleri yakalayan, şaşmaz bir it olarak pazarladığında gelirinin artacağını düşünmüştü: Köpek, önüne iki kemik, bir bayat ekmek atılınca yaltaklanıyor, sahibinin haksızlıklara, hukuksuzluklara yol açacak yalanlarına destek olmakta sakınca görmüyordu. O kadar ki izleyenler bazen kimin yalancı, kimin köpek olduğunu ayırt etmekte zorlanıyorlardı.
Yıllar sonra boyaları kabarıp foyası döküldükten sonra hilelerine, yalanlarına kurban gidenlere ne denebildi? “Yazık oldu!” denildi ama “yazık” kelimesi bu yalanlara kurban edilenlerin çektiklerini yansıtmaz, cılız kalır. Birçok dilde bu insanların çektiklerini eksiksiz yansıtacak kelime henüz icat edilmemiştir.
Biz bu acıklı öyküyü bugün neden anlattık? Belki bunu okuyup başkalarına aktaracaklar, yalancılara artık öyle kolay kolay kapılmazlar, belki de böyle yalanlarla haksızlıklara uğramışlara, ezilmişlere karşı duyarlı olanların sayısı çoğalır diye yapmış olabiliriz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev