Hayır, Mozart’ın “Die Entführung aus dem Serail” yani
“Saraydan Kız Kaçırma” operasından değil, Ali Nazik Özsoy’un, Bestekâr Hacı Arif Bey’in yaşam öyküsünden esinlenerek yazmış olduğu librettodan bahsediyoruz!
Sanat âleminde pek az tanınan Ali Nazik Bey, bu eserini birkaç besteciye göstermiş ama olumlu bir sonuç alamadığından 1940 Şubatı’nda intihar etmiştir.
I. Perde:
Abdi, İstanbul’da tozsuz okul tebeşiri üreten bir imalathane sahibinin tek evladıdır. Yakışıklı, ilk bakışta romantik ama soğuk, biraz da sert görünen ama tanıdıkça sevecen ve içten pazarlıksız bir insan olduğu anlaşılan bir tiptir. Babası, onun son bir yıldır neden böyle durgun ve çökkün göründüğünü merak etmekte, annesinin fikrini sormaktadır:
Radife Hanım (Abdi’nin annesi), “Deli gibi âşık da ondan..” der.
- Kime?
Babası, oğlunun padişahın kızına âşık olduğunu öğrenince alnından vurulmuşa döner. Abdi’yi uzaklaştırmaya, lisan öğrenmesi bahanesiyle Londra’ya yollamaya karar verirler.
II. Perde:
Abdi, sevdiğinden daha da uzaklaştırılacağını öğrenince ne yapacağını bilmez. Arkadaşı Pedrillo (bir tatlı su frengidir) ona bu işi ancak mafyanın yardımıyla çözebileceğini söyler.
Mafyacı, çok para ister ve Abdi’nin yalvarmalarına rağmen “iş riskli” deyip taksit yapmaz. Bu ara durumu öğrenmiş olan babası, tek oğlu Abdi’nin kendine kıymasından korktuğu için gerekli parayı bulur.
III. Perde:
Tebeşir imalathanesinde gece yarısı: Kız bu gece kaçırılacaktır. Babasıyla Pedrillo, iş uzadıkça çıldıracağından bahseden Abdi’yi alnını sirkeye batırılmış mendillerle silerek sakinleştirmeye çalışırlar.
Nihayet imalathanenin kapısı kırılırcasına açılır; kara maskeli mafyacılar, çarşafa sarılmış birini (bayıltılmıştır) getirirler. Çarşaf açıldığında Abdi’nin sevinci, depresyonların en berbadına döner.
- Yahu kızı yerine padişahı kaçırmışsınız! Bu adam hiçbir işe yaramaz!
- Kızı Avrupa’daymış. Çok para ödemiştin. Onun yerine bari bunu getirelim dedik!
Mafyacılar, Abdi’nin, babasının ve Pedrillo’nun itirazları karşısında padişahı geri götürmeyi kabul ederler.
IV. Perde:
Mafyacılar Saray’dan geri dönmüşlerdir. Yine çarşafa sarılmış biri vardır yanlarında. Çarşaf açılınca Abdi de babası da akıllarını kaçırırlar:
- Padişahı niçin geri getirdiniz?
- Onu kabul etmediler! Sarayda bulunanlar, “Biz huzur ve sükunet denen şeyi unutmuştuk. Yokluğu sırasında hissettiğimiz o engin mutluluktan asla vazgeçemeyiz!” dediler.
Abdi, babası ve Pedrillo saçlarını başlarını yolarlarken perde ağır ağır iner.
Saraydan kız kaçırma...
Yazarın Son Yazıları
Cumhuriyet gazetesinin benim için anlamı
Ekonomi hemen düzelecek!
Böcek yeriz o zaman!
Saraydan kız kaçırma...
Mahmut Makal’ın önemi..
Dondurmacı
Parmakla gösterilecek ülke
İmparatorun ruh sağlığı
O, Google’dan çok bilir!
Gorillere nüfus kâğıdı
Stefan Zweig’a yazık oldu!
Şimdi ne mi olacak?
Emekli olmana az kaldı!
Prof. Onur Hamzaoğlu hürriyetine kavuşmalıdır!
Kıyamet mi kopacak?
Peki, yalakalara ne olacak?
Diktatörler için rehabilitasyon
Seninki yine görücüye çıkıyor
Her şey kuşun pislemesiyle başladı
Gurulara inanalım mı?
Yangın çıkarıyor, sonra itfaiyeci oluveriyor
İstanbul Tabip Odası seçimlerinde ne oldu?
Savaşlar ve yalanlar
Tabip Odası’na kadın başkan
Yapay zekâmız
İçmeyelim mi?
Göçmek mi? Kalmak mı?
Cumhura başkan mı gerekir?
Yalancıyla köpeği
Körler ülkesinde
Onur Hoca ile timsah
Sol elin kötülükleri
Seçmeni korkutmanın yararları
Mizah yasaklandığında
Bilge bir dostum Rusça öğreniyordu
Fergana atları
Yürüyüşlerden neden korkuyorlar?
2023’te yılbaşı
Barış istenmesin mi?
Düşmanlarımız olmalı!