Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Akıncı’dan yeni CD ‘Escher Günlükleri’...
Hani bazen sosyal medyada rastlarız ya, ‘falan manzara veya kişi filanca ülkede olsaydı şu kadar ‘like’ alırdı’ diye. Şevket Akıncı için de öyle düşünüyorum, o da dünyanın herhangi bir gelişmiş ülkesinde yaşıyor olsaydı, şimdi el üstünde tutulan bir yıldız olurdu. Geçenlerde yayımlanan Escher Chronicles (Escher Günlükleri) adlı yeni CD kaydını dinlediğimde bu düşüncem pekişti (Akıncı’nın ülkesinden ziyade dünya avant-garde müzik çevrelerinde daha çok tanındığının altını çizelim). 1972 İzmir doğumlu besteci, doğaçlamacı, aranjör ve prodüktör Şevket Akıncı, Berklee Müzik Koleji çıkışlı. 1994’te okulunu bitirdikten sonra kariyerinde cazdan avantgarde’a, country, folk ve Klasik Türk Müziği’nden elektronica’ya, punktan özgür doğaçlamaya birçok farklı türde kayıtlar yaptı, konserler verdi. 2005’de Korhan Erel’le birlikte kurduğu özgür doğaçlama grubu Islak Köpek, Akıncı’nın Türkiye sınırları içinde belki de en iyi bilinen işi. Grup ismini The Marmara Oteli’nin önünde yağmur yağdığı sırada bile uyuklamaya devam eden miskin bir köpekten almış.
A.K. Müzik’ten yeni çıkan Escher Chronicles adlı nefis albümü üzerine sohbet etme fırsatı bulduğum Akıncı’ya sorduğum ilk soru, albümü dinlerken nasıl bir yol izlememiz gerektiği üzerineydi.
- Acaba, kitapçıkta kendi sözleriyle gayet güzel açıkladığı Escher desenlerinin içine dalarak mı dinlemeliydik her eseri?
Escher Vakfı, resimleri albümün kitapçığına basmamıza izin vermedi maalesef ama evet, amacım aslında buydu. O yüzden, arzu ederlerse resimlere bakarak müziğimi dinlemelerini öneririm, ama şunu da unutmadan: Escher’in işlerini birebir müziğe aktarmaktansa, çoğunlukla, Escher’in üzerimde bıraktığı izlenimlerin peşinden gittim.
‘Asıl zamanımı alan bütçe oldu’
- Albümde yer bulan eserleri bestelemek 7-8 ayınızı almış.
Bu sürecin ilk aylarında sürekli yanlış yönlere gittim, gitarla oda müziği yazmak kadar zor bir şey yok ama kulaktan yapmaya çalışınca işler düzeldi. Asıl zamanımı alan ise bütçe için gerekli finansmanı sağlamak ve Escher Vakfı’nın cevabını beklemekti ki tüm bunlar iki yıl sürdü.
- Escher’in illüstrasyonlarından yola çıkarak besteler yapan bir müzisyenin bu kült Hollandalı grafik sanatçısıyla olan hukukunu da merak ediyorum elbette.
Escher zamanı resmedebilen ender ressamlardan. Resim gibi mekânsal bir sanatla müzik gibi zamansal bir sanatın kesiştiği ilginç noktadır Escher ama onun zaman anlayışı Batı’daki gibi çizgisel değil Doğu’daki gibi döngüseldir. Doğu’nun düşünce dünyasına ilgi duyduğum sıralarda çıktı Escher karşıma ve sanırım en çok bu açıdan beni cezbetti. İlgimi çeken bir diğer nokta ise, Escher’in eserlerinin müzikal olması. Bunu kendisi de söyler; örneğin, Metamorfoz adlı işine yatay baktığınızda ritim görürsünüz, dikey baktığınızda ise kontrpuan. Escher’e henüz dalmadan önce de müzikte benim için en öne çıkan iki öğe ritim ve kontrpuandı. Müzikle başka sanatların birlikte var olabildiği post-modern bir dönemdeyiz ve gittikçe daha çok sanatçı ‘kategori dışı’ işler çıkartıyor. Ne şanslıyım ki, son 50 yılın bestecileri bu anlamda çok iyi örnekler verdiler ve ben bu işlerden ilham alabildim. Escher’i de müzikle anlatıp bu son derece özgün sanatçıya saygılarımı sunmak istedim. Bunda ne kadar başarılı oldum bilemem ama samimi olmaya çalıştım.
‘Deleuze’ün ‘Anlamın Mantığı’ bana kılavuz oldu'
- Douglas Hofstadter’in Gödel- Escher-Bach: Bir Ebedi Gökçe Belik - Lewis Carroll’ın İzinde Zihinlere ve Makinelere Dair Metaforik Bir Füg’ kitabı 2011 yılında yayımlandığında içine dalmış ve girdaplar içinde kaybolmuştum. Sizin, çıktığınız Escher yolculuğunda bu kitap size kılavuzluk etti mi?
Doğrusunu isterseniz, bu kitaptan çok, Deleuze’ün Anlamın Mantığı adlı kitabı bana kılavuz oldu. O kitapta Deleuze, Lewis Carroll’ın zihin haritasını çizer. Okuduğum en iyi yazım kılavuzudur. Lewis Caroll, Escher için son derece doğru bir referanstır kanımca. Escher’in merdivenleri gibi ‘imkânsız obje’lerine bakın, bunlar pekâlâ Caroll’ın Alis Harikalar Diyarında adlı kitabında da yer alabilirlermiş.
Şef Orhun Orhon...
- Ülkemizde avant-garde müzik yorumculuğu alanında bugüne kadar çok güzel işler yapan, çalgısında usta müzisyenlerden bir araya gelen Hezarfen Ensemble bu albümde yer alan tüm eserleri şef Orhun Orhon yönetiminde kaydetmiş. Kayıtların çoğunluğu MİAM Stüdyoları’nda yapılmış. Hezarfen’le ilgili düşünceleriniz nedir?
Hezarfen Ensemble’la beni, daha önce birlikte doğaçlama yaptığım, çaldığım perküsyoncu Amy Salsgiver tanıştırdı. Bu yüzden kendisine son derece minnettarım. Direktörlerden Ulrich Mertin başta olmak üzere topluluktaki her müzisyen son derece disiplinli, özverili, yardımsever ve en önemlisi maceracı! Yoğun bir programları var ama bu yoğunluk içinde o maceracı ruhu muhafaza etmeleri ve onu her yeni eser için tazelemeleri çok değerli. Hezarfen bugün sadece Türkiye’de değil dünya üzerinde çağdaş müzik yorumlayan en iyi topluluklardan biri. Çok sevdiğim orkestra şefi Orhun Orhon da bu ekiple sık çalışır. Onlarla çalışmak benim için büyük bir şanstı. Bu birliktelik umarım kalıcı olur çünkü hepsi de benim ne yapmak istediğimi çok iyi anladı. Albümün -henüz tarihi belli olmayan- galasında tekrar bir araya geleceğiz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke