Ne ‘23 Haziran’mış ama!..
Zafer Arapkirli
Son Köşe Yazıları

Ne ‘23 Haziran’mış ama!..

01.11.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Hazmetmek zordu tabii. Onca yıl sonra “devran” nihayet dönmüştü.

- Alo...

- Buyrun Beyefendi.

- Olmaz... O kazanmış olamaz. Bir şey yapın.

- Ama kazandı efendim. N’apalım?

- Yapın bir şey. Ben anlamam!

Martın 31’inde yüksek rakımlarda yaşandığı varsayılan bu telefon görüşmesinin ardından, hem demokrasi tarihine hem de kara mizah edebiyatı tarihine geçecek soruşturmalar ve “yenidenyenidenyeniden” sayımlar gelmişti. Bunu mahut 6 Mayıs darbesi izledi. Ve sonunda 23 Haziran’da İstanbul halkı tarihi cevabını verdi:

“Sekizyüzaltıbindörtyüzyirmialtı oy fark.”

Ama demokrasinin reddine yeminli zihniyet bunu da kabullenmek istemiyordu bir türlü.

- Alo...

- Buyrun Beyefendi.

- Olmaz. O kazanmış olamaz. Bir şeyler yapın.

- Ama kazandı efendim. N’apalım?

- Çalıştırmayın. Bu konunun üzerinde çalışın.

- Emredersiniz efendim!

- Elinizi çabuk tutun. Bırakmam onu öyle...

Bir zamanların “Seçilmiş seçilmiş seçilmiş. Sandık. Milli İrade. Seçilmişin üstünlüğü” histerisi, yerini “Bazı seçilmişler, öteki seçilmişlerden üstündür” zihniyetine bırakıyordu süratle. Yetkilerin kısıtlanması, İBB Reisi’nin elinin kolunun bağlanması için hummalı bir çalışma başlatılmıştı. Zaten “ne lüzum var”dı, vali ve kaymakamlar dururken belediye başkanlarına? “Bizden değilse, koyun omzu. İtin kenara. İndirin koltuktan. Kayyım atayın” devri başlatılacaktı.

Önce “Haydarpaşa ve Sirkeci garları ihale tezgâhı”, ardından da nihayet “Boğaziçi alan tanımı ve bu alanlar üzerindeki tasarrufta bulunma yetkisi”ni içeren yeni yasal düzenleme hazırlıkları.

Gerisinin de geleceğinden kimsenin şüphesi yoktu. Zaten, çok uzun zamandan beri “yeni rejimin ruhu” gereği, yerelin yetkilerini gasp edip her şeyi Ankara’dan, “Saray”dan yönetmeye yönelik yasal düzenleme niyetlerini gizlemiyorlardı.

Ağızlarından demokrasiyi “Ademi Merkeziyetçilik” türkülerini düşürmeyenler, kısa süreli bir “takiyye” döneminin ardından ortaya çıkardıkları “Ben yönetmiyorsam doğru yönetim biçimi değildir” tezine yazılıvermişlerdi.

Zaten büyük ölçüde dökülmüştü yaldızlar. Hızla, altındaki mat ve sevimsiz renkli kaplama ortaya çıkmaya başlamıştı. Gören görmüştü zaten. Ama görmeyen gözlere de, artık görünmeye başlamıştı. Trolleri sağa sola saldırtarak çevirmek güçtü, tarihin önüne geçilemez çarkını. 

Ne (parantez)miş ama...

1923 Atatürk Cumhuriyeti’ni hiçbir zaman hazmedememişlerdi. Bir (parantez) sayıyorlardı. Vahideddin’den itibaren “reset”lemeye niyetliydiler. O hınç, o intikam duygusu dinmemişti hiç yüreklerinde. Geçen onca yılı bir “esaret” gibi görmüşler, muhayyilelerindeki “Cumhuriyet zincirleri” ile mücadele içerikli “dava”larına sıkı sıkıya sarılarak yol almışlardı. Ara ara, sahip çıkıyor rolü yaptıkları Cumhuriyet kurumlarını yıkmak için ellerinden geleni yapıyor, imkânlarından yararlanıyor ama kazanımlarını bir bir toprağa gömüyor, varlıklarını bir bir satıyor, ruhunu öldürebilmek için Andımız’dan İstiklal Marşı’na kadar sembolik değerlerine bile göz dikmekten geri durmuyorlardı. Bayramlarını, dini bayramlar karşısında “ikinci derece” durumuna getirmeyi ihmal etmiyor. Sık sık bayram törenleri öncesi “hastalık numarası” çekiyor, törenleri anıtlara “çelenk bırakma” düzeyine indirmek için ellerinden geleni yapıyorlardı.

Ama bu sefer halk yine cevabını verdi:

Başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere...

“Çıktık açık alınla!” diye inledi, 780 bin kilometrekarelik alan ve üzerindeki semalar. Zeybek, halay, horon, tango, kanto... Allah ne verdiyse meydana çıktı Cumhuriyete aşık milyonlar.

Fena oldu birileri. Nefesleri sıkıştı.

Ee... Kolay değil.

Darbe üstüne darbe

Ağzını her açana “darbeci” etiketini-yaftasını yakıştırmaya o kadar hevesliler ama. Attıkları her adımda bir demokrasi darbesi yapmaktan da çekinmiyorlar. Sadece dün sabahtan akşama kadar yaşananlar bunun 24 saate indirgenmiş bir özetiydi.

Eski Genelkurmay Başkanı E. Orgeneral İlker Başbuğ’un Yüce Divan sıfatı ile toplanan Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nda yargılanmasının son anda önüne geçirilmesi kararı, Ergenekon kumpası ile yani Okyanus ötesinden, ABD-FETÖ emri ile AKP yargısı tarafından zindana atıldığını hatırlatıverdi bizlere. Devran dönmüştü, ama işlenen hukuk ve demokrasi ayıpları, insanlık ayıpları bir kez daha hafızalarımızda canlandı.

Yıllar önce bir yasal siyasi bildiri yayımlayan Ana Muhalefet Partisi Parti Meclisi üyeleri adeta “yasadışı örgüt” mualemesi görerek, yargı önüne çıkarılıyordu.

RTÜK (Radyo Televizyon Üst Kurulu) üyeliğine CHP kontenjanından TBMM tarafından seçilen gazeteci Faruk Bildirici’ye “fazla muhalif davrandığı” ve RTÜK Başkanı’nı sık sık eleştirdiği için “kuruldan ihraç” kararı verildi.

Darbelerin, er geç geri çevrilme ve “Demokrasinin her zaman darbelere galebe çalmak” gibi bir huyu bulunduğunu unutuyorlardı.

Hızla dönüyordu mevsim.

Farkında değillerdi.

Fırtına diniyor, güneş ufuktan doğmaya hazırlanıyordu.

Yazarın Son Yazıları

Mektep...

Mektep...

Devamını Oku
29.12.2021
Yandaşlık zor zenaat

Yandaşlık zor zenaat

Devamını Oku
24.12.2021
Nas Nas Paraları Leyla’ya...

Nas Nas Paraları Leyla’ya...

Devamını Oku
22.12.2021
Sefil bir tiyatro

Sefil bir tiyatro

Devamını Oku
17.12.2021
Kezzap

Kezzap

Devamını Oku
15.12.2021
İşte, bunun için sevmiyoruz

İşte, bunun için sevmiyoruz

Devamını Oku
10.12.2021
‘Gelmekte olan’ değişmez

‘Gelmekte olan’ değişmez

Devamını Oku
08.12.2021
Millete ‘nanik’ yapıyorlar...

Millete ‘nanik’ yapıyorlar...

Devamını Oku
03.12.2021
Dördüncü kuvvetin kuvveti

Dördüncü kuvvetin kuvveti

Devamını Oku
01.12.2021
Fırıl, fırıl, fırıl...

Fırıl, fırıl, fırıl...

Devamını Oku
26.11.2021
Kreşendo zamanı

Kreşendo zamanı

Devamını Oku
24.11.2021
‘Bu can bu bedenden çıkmadan...’

‘Bu can bu bedenden çıkmadan...’

Devamını Oku
19.11.2021
‘Açık yaralar’ ve Kılıçdaroğlu

‘Açık yaralar’ ve Kılıçdaroğlu

Devamını Oku
17.11.2021
Bugs Bunny’nin ölümü

Bugs Bunny’nin ölümü

Devamını Oku
12.11.2021
Tehlikenin farkındayız

Tehlikenin farkındayız

Devamını Oku
10.11.2021
Ekmek Bulamıyorsanız...

Ekmek Bulamıyorsanız...

Devamını Oku
05.11.2021
‘Sana ne oluyor ki?’

‘Sana ne oluyor ki?’

Devamını Oku
03.11.2021
‘İçişleri’ yalanı...

‘İçişleri’ yalanı...

Devamını Oku
27.10.2021
Milletle alay etmenin dozu kaçtı

Milletle alay etmenin dozu kaçtı

Devamını Oku
22.10.2021
‘155’i ararım!..’

‘155’i ararım!..’

Devamını Oku
20.10.2021
Giderayak güldürüyorlar

Giderayak güldürüyorlar

Devamını Oku
15.10.2021
Kazanımlar, kayıplar...

Kazanımlar, kayıplar...

Devamını Oku
13.10.2021
Taklitler, mukallitler...

Taklitler, mukallitler...

Devamını Oku
08.10.2021
6 Ekim ruhu

6 Ekim ruhu

Devamını Oku
06.10.2021
Antikorun Kadar Konuş!..

Antikorun Kadar Konuş!..

Devamını Oku
01.10.2021
Otokrat

Otokrat

Devamını Oku
29.09.2021
New York Seferi Abuklukları

New York Seferi Abuklukları

Devamını Oku
24.09.2021
Ayran - tahtırevan

Ayran - tahtırevan

Devamını Oku
22.09.2021
‘Al gülüm - Ver gülüm’

‘Al gülüm - Ver gülüm’

Devamını Oku
17.09.2021
Makas değişikliği (15.09.2021)

Makas değişikliği

Devamını Oku
15.09.2021
‘Ben yaptım abi’ devri...

‘Ben yaptım abi’ devri...

Devamını Oku
10.09.2021
‘Ali Bey kafası’

‘Ali Bey kafası’

Devamını Oku
08.09.2021
‘Cüppeli hâkim’

‘Cüppeli hâkim’

Devamını Oku
03.09.2021
Ne işimiz vardı?

Ne işimiz vardı?

Devamını Oku
27.08.2021
Yahu, siz aklınızı mı yitirdiniz?

Yahu, siz aklınızı mı yitirdiniz?

Devamını Oku
20.08.2021
‘Alarm zili’ mi dedin?

‘Alarm zili’ mi dedin?

Devamını Oku
13.08.2021
Rehber belli: Bilim

Rehber belli: Bilim

Devamını Oku
06.08.2021
Niye ‘sondan’ başlıyoruz?

Niye ‘sondan’ başlıyoruz?

Devamını Oku
30.07.2021
Yoruldu-k

Yoruldu-k

Devamını Oku
23.07.2021
O kelepçe…

O kelepçe…

Devamını Oku
16.07.2021