Osman Kavala neden hapiste?..

Osman Kavala neden hapiste?..

20.05.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Şu yukarıdaki sorunun yanıtını bilen var mı?.. Sahi Osman Kavala neden hapiste?
200 gündür Silivri Cezaevi’nde rehin alınmış durumda. Rehin diyorum, çünkü siyaset erbabı gazeteciler şimdi yazıp çiziyor İzmir’deki Papaz Brunson’un New York’taki Sarraf-Atilla davası için pazarlık kozu olarak tutuklandığını... Bunları okuyunca, derin siyasetten bir şey anlamayan ben, ister istemez, acaba Osman Kavala ne pazarlığı, hangi anlaşmalar için tutuklu diye sormaktan kendimi alamıyorum...
Osman Kavala’nın bence dost kişiliği dışında en önemli özelliği, bir iş insanı ve sivil toplum kuruluşları gönüllüsü olarak sorumluluğunu yerine getirme çabası! Anadolu’nun, Türkiye’nin barındırdığı tüm kültürlere kucak açması, desteklemesi...
Biliyorum, aklımız fikrimiz seçimlerde... Ama işte seçim arifesinde “neden” sorularını çoğaltmamız gerek. Ortada 200 gündür iddianame yok. Somut suç delili yok. “Suçu” ne, bilen yok. Kaçma olasılığı falan yok... Ama yine de onun gibi binlerce insan hapiste... Neden?
70 bin öğrenci neden hapiste? Hayatları neden karartılır?
Protesto hakkını kullanan öğrenciler neden hapiste?
Barış istiyoruz bildirgesine imza atan akademisyenler neden hapiste?
159 gazeteci neden hapiste?
İfade özgürlüğünden neden bunca korkuyor bu hükümet? Neden, neden, neden? Çoğaltın nedenlerinizi...
 
‘Türkiş Dekameron’
Şu son günlerde iki kitap elimden düşmedi. İlkinden başlıyorum:
Bu gazetenin yazarı Işıl Özgentürk, yalnız bugünün değil dünün, 70’li, 80’li yılların da usta öykücülerinden biri. Su gibi akan Türkçesiyle, Anadolu’nun dört bir yanından gözlemleriyle, uzak diyarlara, büyülü yollara serüven dolu gezileriyle, yetişkinlere ve çocuklara sayısız öykü anlattı... Alevin ve acının içinden geçmişliğiyle hepimizin hayatına dokundu... Sonra kendini “herkes sinema yapabilir” düşüncesi ve inancını yerine getirmeye adadı...
Şimdi yeni bir öykü kitabıyla karşımızda: “Türkiş Dekameron” (Aya Kitap). Malum “Decameron”, 14. yüzyıl İtalya’sında Boccaccio’nun yazdığı öykülerin toplandığı eserin adı. Bu öyküler dinsel baskı ve muhafazakâr hayatın riyakârlığını, iki yüzlülüğünü anlatır. Ahlaksızlığı değil, sahte ahlakı sorgular...
Şu son yıllarda Türkiye’de de sözüm ona en muhafazakâr, en “dini bütün” yönetime sahibiz ya... Din adeta bir gösteriş payesine dönüştü ya... En “ahlaklı” olmamız gereken dönemde, her nedense (nedenini biliyorum ama söylemesem daha iyi olur) ülkede ahlaksızlık da tavan yaptı...
İşte Işıl Özgentürk, ülke gerçeğinden “dekameron” hikâyeler sunuyor. Okurken şaşıyor, gülüyor, düşünüyor, inanamıyor, içiniz acıyor, sarsılıyor ve yine şaşırdığınıza şaşırıyorsunuz! Neler öğreniyorsunuz neler!
 
Cumhuriyet ve laiklik
Elimden düşürmediğim ikinci kitap ise edebiyat değil, adeta bir fotoğraf kitabı. Fotoğrafı, resimlerle, imgelerle değil, sözcüklerle çekmiş. İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı’nın “İçi Boşaltılan Cumhuriyet ve Laiklik” adını taşıyor.
Türkiye’nin 2003-2017 yılları arasında yaşadıklarını, o büyük resmi görme olanağı sağlıyor. Bölük pörçük değil; derli toplu ve alabildiğine yoğun bilgilerle...
Bu dönemde laikliğe ve cumhuriyete yönelik saldırıları; laiklikle edilen kavgayı, laikliğin nasıl dinsizlik olarak tanıtıldığını; eğitimdeki karşıdevrim girişimlerini; çocuk istismarını; basının içler acısı durumunu; satılan cumhuriyet yatırımlarını; kültür ve sanata indirilen darbeleri görüyoruz... Hem genel olarak hem tek tek örneklerle...
Geniş bir katılımcı yazar kadrosu var kitabın. Gerici saldırıların, toplumsal demokratik refleksleri nasıl yok ettiğini de görüyorsunuz kitabın sayfalarında... Bu yazının başındaki neden sorularıma verilmiş bir yanıt gibi neredeyse...

Yazarın Son Yazıları

Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025
Hikmet Çetinkaya

Yaş almanın en kötü yanı eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız hepsi gidiyor.

Devamını Oku
13.07.2025