Bu utanç susan siyasetçilerin!

17 Temmuz 2022 Pazar

15 Temmuz darbe girişiminin altıncı yıldönümünde birçok soru esrarını koruyor. 

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, geçen yıl bu zamanlarda sosyal medya paylaşımlarında, 15 Temmuz’un akabinde İstanbul Balat’ta dağıtılan kalaşnikof silahlardan söz etmiş, bu silahların AKP İstanbul il gençlik kolları başkanı ile yardımcısına teslim edildiğini iddia etmişti.

O günden beri çok tartışılan bu konuda son haftalarda bir gelişme oldu. Gelecek Partisi’nin genel başkan yardımcısı Selim Temurci, Halk TV’deki Kayda Geçsin adlı programa konuk oldu ve bu iddiaları üstü kapalı bir şekilde doğruladı.

Temurci’nin özelliği, sözü edilen dönemde AKP’nin İstanbul il başkanı olması!

Açıklamasında, Balat’taki silah teslimatı dışında bir bilgiye sahip olmadığını, kendisini ilgilendiren konularda, gençlik kolları başkanı ve yöneticilerinin böyle bir olayın içinde olup olmadığı konusunda özel bir çalışma yaptığını ve kesin bilgilere ulaştığını söyledi. 

Ancak açık konuşması için ısrar edilince şu ifadeleri kullandı: 

“Kendinizle ilgili olarak her türlü cesur hamlede bulunabilirsiniz, her türlü riski de alabilirsiniz ama kendinizi benim yerime koyun; 15 Temmuz’da sokağa çıkın dediğim ve kanını döken adamların hukukunu korumak, sevdiklerimin hukukunu korumak, onları aç kurtların önüne atıp işini, aşını kaybetmelerini engellemek için mecburen bu konuda susmak zorundayım.”

Temurci, söylediğine göre, bu konuda daha önce Berat Albayrak’ı işaret eden açıklamaları nedeniyle yargılanıyormuş ve seçim gecesi AKP’nin gideceği belli olunca her şeyi konuşacakmış! 

‘KONUŞURSAM’ TEHDİDİ İLE MESAJ MI VERİLİYOR?

Bu, aklıma siyasette son dönemde sık duyulan “Konuşursam!” tehdidini getirdi.

Ahmet Davutoğlu, 2019’daki bir konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’lileri hedefleyerek “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum” demişti.

Ertesi yıl yine Erdoğan’a seslenen Davutoğlu, “Bize medya ambargosu koyuyorlar. Biliyorlar ki biz üç gün konuşsak, üç ay nefes alamazlar” sözleriyle gündeme oturmuştu.

Geçen yıl HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da çözüm süreci hakkında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’ye yönelik olarak benzer bir ifade kullanmıştı. 

“Çözüm sürecinde bizlere neler vadedildiğini yeri ve zamanı geldiğinde açıklamazsak namerdiz” diyerek bildiklerini halktan sakladıklarını söylemişti. 

Anlıyoruz ki bu siyasetçiler, ortalığı ayağa kaldıracak önemli bilgilere sahipler ama konuşmuyorlar.

NEDEN SUSUYORLAR?

Temurci, sevdiklerinin güvenliği gerekçesiyle susarken haksızlığa uğrayan pek çok insan hapislerde çürüyor, ülke freni patlamış bir araba gibi yokuş aşağı son hızla iniyor. 

Bu ortamda kimsenin güvenliğinin kalmadığının farkında mı acaba...

Davutoğlu, Türkiye’nin şiddete boğulduğu karanlık bir dönemde, 7 Haziran-1 Kasım 2015 arasında, başbakandı. Yıllarca AKP’nin en yetkili isimlerinden biriydi.

Sustuğu sürece, vatandaşlardan nasıl oy isteyecek? Halk, hayati bilgileri kendisinden gizleyen bir politikacıya neden güvensin? İnsanlar, böyle birinin, karşısındaki rakiple gerçekten mücadele ettiğine niye inansın? 

Davutoğlu, 7 Haziran-1 Kasım 2015 dönemine dair bildiklerini açıklamak zorundadır. 

Buldan ise çözüm süreci hakkında ne biliyorsa açıklamalıdır. Bu konuda sır perdesini kapalı tutmanın yararı kimedir? Halk adına yapılan pazarlıklar halka açıklanmak zorundadır. 

Ben şahsen ülkenin geleceğini etkileyecek bilgisi, belgesi olup da susan kimseye güvenmem.

Onlar sustuğu için, çete lideri Sedat Peker ifşa ettikçe, birileri tarafından adeta  “kahraman” gibi görülmeye başlandı. 

Bu utanç da susan siyasetçilere yeter! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları