AKP Genel Merkezi’nde kürsüye çıktı, yine hakaretler yağdırıp halka fırça attı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Filistin’de yaptığı soykırımları kınayan, Filistin’in haklı davasını destekleyen ancak AKP iktidarının Hamas’ın siyasi büro başkanı İsmail Haniye’nin öldürülmesi üzerine aldığı yas kararını eleştirenlere “Cibilliyeti bozuk” dedi. 

Arapça kökenli bir sözcük olan “cibillet”in (Türkçedeki şekliyle “cibilliyet”), Ferit Devellioğlu’nun imzasını taşıyan “Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat”ta “yaradılış, huy” anlamını taşıdığı yazıyor. Bunun karşıtı olan “cibilletsiz” sözcüğünün ise “soysuz, sütü bozuk” anlamına geldiği belirtiliyor. Anlaşılıyor ki Erdoğan “cibilletsiz” yerine, “cibilliyeti bozuk” ifadesini kullanarak Haniye konusunda kendisi gibi düşünmeyenlere “sütü bozuk, soysuz” demiş oldu. 

Halkın tümünü temsil etmesi gereken bir cumhurbaşkanının nasıl böyle konuşabildiğine, nasıl bu kadar rahat bir şekilde farklı görüşte olanlara hakaret edebildiğine şaşırmayanlar artık çoğunlukta.

Çünkü Türkiye’de son yirmi iki yıldır Erdoğan’ın kullandığı hakaret ve küfürleri burada yazmaya kalksam bana ayrılan köşe yetmez. Ne yazık ki bu kirli ve sömürücü siyasi sistem, iyi ve doğru olan hemen her şeyi hızla yok ediyor, tepkisizliği yaygınlaştırıyor, kabul edilmiş bir çaresizliği dayatıyor. 

CUMHURBAŞKANININ YURTTAŞA HAKARET ETME HAKKI YOKTUR!

Erdoğan’ın Türkiye’de Haniye için yas ilan edilmesini eleştirenlere, “Yahu biz sizden mi izin alıp da bunların kararını verecektik? Biz milletimizden izin aldık!” diyerek “çoğunluk diktası” yaklaşımıyla karşılık vermesini de sorgulayanların sayısı da fazla değil. Aslında içinde bulunduğumuz durum öyle trajik ki Erdoğan, demokrasi ile ilgisi olmadığını, demokrasiyi araç olarak gördüğünü daha İstanbul Belediye başkanı olduğu yıllarda itiraf etmiş olduğundan onun sözlerinin ya da kararlarının demokrasiye uygun olması şaşırtabilir!

Yine de sürekli olarak kendisine hatırlatmak ve tarihe kayıt düşmemiz gerekiyor: Erdoğan, geçen yılki cumhurbaşkanı seçimlerinde kullanılan oyların yarısından fazlasını aldıysa ona yakın bir seçmen kitlesi de kendisine oy vermemiştir. Haniye gibi bir örgüt lideri için yas ilan ediyorsa bazı vatandaşların da buna karşı olabileceğini ve eleştirme haklarının olabileceğini bilmesi gerekir.

Her aklına yatmayan konuda çıkıp öfke kusmaya, ağzını bozup vatandaşlara fırça atmaya hakkı yoktur. Kendisi halkın oylarıyla o görevi yürütmesi için belli bir süreliğine seçilen bir kamu görevlisidir. Görevlerinin ve yetkilerinin arasında yurttaşlara hakaret etmek yoktur! 

TOPLUMA PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULAYAN SİYASET!

Erdoğan’ın kendisi gibi düşünmeyenlere karşı tavrı psikolojik şiddet olarak tanımlanabilecek bir noktadadır. Ağzını açtığı anda ülkedeki kutuplaşmayı ve toplumdaki düşmanlığı artıran, gerilimi yükselten ve ekonomiyi yerle bir eden bu tavır çekilmez bir haldedir.

Sadece bu nedenle yani Erdoğan’ın günlük öfkesine maruz kalmamak ve savurduğu hakaretleri duymamak için televizyon haberlerini dinlemeyen, radyoyu açmayan yüz binlerce insan var.

Hiçbir etik ve görgü kuralı ile bağdaşmayan bu tavır ve söylemleri protesto ediyorum!