Mozart ve Verdi’de ‘İnsan’

Mozart ve Verdi’de ‘İnsan’

01.08.2014 02:00
Güncellenme:
Takip Et:

Nazan İpşiroğlu’ndan müzikli yolculuk:

Özgürlük tutkusu ve sevgi her ikisinde de sonsuz yüceltiliyor. Ama sevgiden sevgiye ikisi arasında büyük fark var. Nasıl mı? Sır vermek istemem ama ipucu verebilirim: Birinin sevgisi; sevginin gücüne inancı, neşeyi, sevinci çağrıştırıyor... Ötekinin sevgisi; sevgiye inancı, hep bir hüznü içeriyor.

Hayatta hayran olduğum insanlardan biridir Nazan İpşiroğlu. Kişiliğiyle, hem yazar, hem müzisyen kimliğiyle, üretkenliğiyle, durulmak bilmeyen çalışkanlığıyla, ileriye dönük, aydınlık ve olumlu bakışıyla ve kitaplarıyla beni hep etkiledi. Gerek onun, gerek sevgili eşi Mahzar Şevket İpşiroğlu’nun kitaplarından hep çok şey öğrendim ve eksiklerimi tamamlamaya çalıştım.
Tam bayram öncesi Nazan İpşiroğlu’nun yeni bir çalışması, “Mozart ve Verdi’de ‘İnsan’” adlı kitabı (Hayalperest Yayınevi) elime geçti. Bayram günlerinde elimden bırakamadım.
Nazan İpşiroğlu son yıllarda çalışmalarını sanatlar arasındaki etkileşim üzerine yoğunlaştırıyordu. (2010 yılında “Görsel Sanatlarda Alımlama ve Sanatlar Arası Etkileşim” başlıklı kitabı yayımlanmıştı.) Mozart operalarını da bu açıdan ele aldığında özellikle son operası “Sihirli Flüt”e yoğunlaştı. Bu eserdeki temel kavramların Mozart’ın kişiliğiyle örtüştüğünü gördü. Bu eserdeki farklı karakterler Mozart’ın kişiliğinde de vardı. Mozart üzerine bir kitap yazmak üzere işe başlamıştı. Çıkış noktası Mozart’ın yaşam karşısındaki duruşu ve insan anlayışıydı.
Ancak çalışması sırasında son yıllarda Mozart üzerine birbiri ardı sıra çıkan araştırmalara ulaştığında (anımsayın 2006 Mozart’ın doğumunun 250. yıldönümüydü) işin içine bir başka besteci Verdi kendiliğinden girdi. (Geçen yıl da Verdi’nin doğumunun 200. yılı kutlandı.) İki besteci arasında ortak yanlar bulmaya başladı. Bu onu heyecanlandırdı, üstüne gitti. Üstelik bugüne dek geniş kapsamlı bir karşılaştırma yapan da henüz olmamıştı.

Farklı ortamlar ortak yanlar
Mozart ve Verdi farklı zamanlarda, farklı coğrafyada, farklı ortamlarda, farklı yaşamlar sürdürdüler. Ancak...
Sözü Nazan İpşiroğlu’na bırakıyorum: “Verdi ile Mozart arasında... Benim temel ortaklık olarak gördüğü, her iki ustanın insana bakışı. Her ikisinin de operalarında insanı etiyle canıyla yaşayan varlıklar olarak algılamaları, karakterlerini müzikle çizebilmeleri... Sihirli Flüt ile Aida’nın temel kavramlarını bu açıdan karşılaştırdım. Bu karşılaştırma farklı dönem ve farklı koşullarda yaşamış olan iki büyük bestecinin yaşama bakışlarına ışık tuttuğu gibi, 18. yüzyıl sonuyla 19. yüzyılda yaşanan toplumsal değişimi de gözler önüne seriyor.”
Mozart’a Habsburg ve papalık egemenliği, aile baskısı ... Verdi’ye, kilise devleti baskısı, krallıklar arası istilalar, yabancı güç işgalleri, dukalıklar arası savaş, İtalya’nın bütünlüğü için devrimci mücadele...

Sevgi ve özgürlük
“Aydınlanmacı düşünceler Mozart’ın da Verdi’nin de yaşama bakışını etkilemişti. İkisinin de bastıkları zemin bu düşüncelerdi. İkisinin de Katolikti ama kilisenin egemenliğine karşıydılar. Aralarındaki tüm farklara (dönem, çevre, eğitim...) karşın sanatlarındaki ortak temel taşlar özgürlük, eşitlik, kardeşlik, sevgi... İkisinin de ereği özgürlük; ikisi de insanı çok yanlılığıyla yaşam içinde gerçek insan olarak ele almaları ve karakterlerini müzikle çizmeleri... ”
Özgürlük tutkusu ve sevgi evet her ikisinde de sonsuz yüceltiliyor. Ama sevgiden sevgiye ikisi arasında büyük fark var. Nasıl mı?
Sır vermek istemem ama ipucu verebilirim: Birinin sevgisi, sevginin gücüne inancı, neşeyi, sevinci çağrıştırıyor... Ötekinin sevgisi, sevgiye inancı, hep bir hüznü içeriyor.
Kitabın alt başlığı: “Sihirli Flüt ve Aida - Bir Alımlama Denemesi”. Müzik ve opera meraklıları sakın kaçırmasın!
Teşekkürler Nazan İpşiroğlu. İyi ki varsınız.  

NOT: Gazetemize katılan usta yazarlara hoş geldiniz diyor, onlarla daha da güçlü, etkili ve keyifli olacağımıza inanıyorum.

Yazarın Son Yazıları

Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025
Hikmet Çetinkaya

Yaş almanın en kötü yanı eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız hepsi gidiyor.

Devamını Oku
13.07.2025