Avrupa ile yakınlaşmak için
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Avrupa ile yakınlaşmak için

17.08.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

İçinde yaşadığımız tuhaf dünyanın kurallarını anlamak için, uluslararası ilişkiler okumuş olmanın bir faydası yok. Bir kere, 20’nci yüzyıl öncesine dönmeniz lazım. Tudors ya da Muhteşem Yüzyıl gibi bir tarihi dizi seyretmek, onlarca siyaset bilgisi kitabından daha faydalı olabilir.
Dizilerde yaşanan dönem ile bugün arasındaki tek fark, artık büyük devletler arası rekabetin aheste aheste değil, Twitter hızıyla yaşanıyor olması.
Dün Abdülkadir Selvi önemli bir yazı kaleme aldı. Aslında bugün yapmak istediğim bazı hatırlatmaları da yazısına koyarak benden hızlı davranmış oldu.
Malum, ABD ile olan kriz, zaten kapımızda olan ekonomik krizi hızlandırdı. Buna karşı Türkiye’nin iki ayaklı bir stratejisi var. Birincisi ABD ile gerilimin iyice derinleştirdiği finansman açığını kapatmak için Kuveyt, Katar, Çin gibi ülkelerden para bulmaya çalışmak.
(Ki burada hükümete temkin öneriyorum. Kimse Türkiye’de kural bazlı düzenin -rules-based order- yeniden tesis edildiğini görmeden buraya para akıtmaz. Çinlisinden Kuveytlisine kadar tüm finansörler, keseyi açmadan önce ekonomide kural ve kurumların yeniden tesis edildiğine emin olmak isterler.)
Türkiye’nin ikinci stratejisi ise, Avrupa ile yakınlaşmak. Avrupa ülkeleri zaten Donald Trump’a ‘gıcık.’ Ayrıca burada 400-500 milyar dolarlık Batı (AB ve ABD) sermayesi var ve Türkiye’nin ‘batmasını’ asla istemiyorlar. Türkiye’nin ekonomik anlamda iflası, Avrupa ekonomilerinin sarsılması, daha da önemlisi, AB ve Ankara arasındaki mülteci anlaşmasının riske girmesi demek. Bu yüzden de, henüz kesenin ağzını açmış olmamakla birlikte, ufak hamlelerle Türkiye’ye yardım etmek istiyorlar.
Ancak Avrupa’da da demokrasi ve kamuoyu denen bir şey var. Malum, bizim hükümetin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa kamuoyu (ve parlamentoları) nezdinde imajı çok kötü. Hükümetlerin hızla Ankara’yla yakınlaşması kolay değil. Bu yüzden hem AB, hem de Almanya ve İngiltere gibi önemli Avrupa ülkeleri, “Bize biraz yardım edin ki size yardım edebilelim’ diyor. Yani? “Yani biraz yumuşayın. Cezaevindeki bazı aydınları bırakın. Kamuoyunda olumlu hava estirecek birkaç adım atın.”
Ne hazin ki bizim ülkemizde hukuk ancak böyle işliyor. Örneğin geçen yazki itiş-kakıştan sonra Almanya ile ‘normalleşme’, ancak Deniz Yücel ve 20’ye yakın tutuklu Alman vatandaşının salınması sonrasında oldu.
Şimdi Türkiye’nin atacağı adımlar ise Avrupa kamuoyunu rahatlatacak sembolik davalar üzerinden olmalı. Türkiye’de tutuklu bulunan 2 Yunan askerinin ve Uluslararası Af Örgütü Onursal Başkanı Taner Kılıç’ın son günlerde apar topar tahliye edilmesi, Avrupa’yla yakınlaşmanın ön hazırlığı.
Yanlış anlaşılmasın; ben bu tahliyelere tabii ki olumlu bakıyorum. Ancak gönül isterdi ki Türkiye artık çığrından çıkan bu hukuksuzluk düzenini, ‘dış ilişkiler’ uğruna değil kendi dinamikleriyle halledebilsin.
Abdulkadir Selvi, bundan sonra Enis Berberoğlu ve Osman Kavala’nın da tahliye edilmesi gerektiğini savunmuş. Çok yerinde bir tespit. Yıllardır Türkiye’nin Avrupa ile yakınlaşması için çabalayan ve sivil toplum lideri olarak Avrupa’da da tanınan Osman Kavala’nın özgürlüğüne kavuşması, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eylül sonundaki Almanya gezisi öncesinde olumlu bir hava yaratır.
Tabii burada başta Selahattin Demirtaş olmak üzere isimlerini anmadığımız birçok başka siyasi tutuklu var. Türkiye demokrasi ve AB rotasına girse, kuşkusuz ki herhangi bir mahkeme, basın açıklamaları ve röportajları nedeniyle 99 davadan yargılanan Demirtaş’ı da beraat ettirecektir.
Ancak ben bu son tahliyelerin ‘Türkiye’nin AB rotasına dönmesi’ anlamına geldiğini düşünmüyorum. Keşke ben yanılsam, Selvi’nin öngörüsü haklı çıksa. Fakat artık rejimin demokrasi ve reform yoluna girmesi çok zor gözüküyor. Bu hamleler, Ankara’da insan hakları ve reform rüzgârları estiği için değil, daha ziyade Avrupa’yla yakınlaşmak için gereken minimum adımlar olduğu için atılıyor.
Ama dedim ya, buna da şükür!

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018