Susan aydınları tarih bağışlamayacaktır...
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Susan aydınları tarih bağışlamayacaktır...

26.01.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Türk devrimine, Kurtuluş Savaşı kahramanlarına karşı çıkanlar geldikleri gibi gideceklerdir. Türkiye Cumhuriyeti’ni ortaya çıkaran koşullar, parlamenter sistem, kuvvetler ayırımı, bağımsız yargı, laiklik geri gelecektir.

Mitoloji herkesin ilgisini çeker. Çoğumuz Çine Çayı’nın öyküsünü, Defne’nin öyküsünü, Midas’ın Kulakları öyküsünü biliriz.
Pergamonlu Asklepios antik çağlarda ünlü bir doktordur. Hastalarına giderken elinde taşıdığı yılanlı asası tıbbın simgesi olmuştur. Yaz kış demeden dere tepe dolaşır, hastalarını iyileştirmek için hastadan hastaya koşarmış. Asklepios hastalarını iyileştirmek için Athena’dan Medusa’nın ölümsüzlük veren kanını ister. Athena yeğeni olan Asklepios’a bu kanı verir.
Ölümsüzlüğü yakalayan Asklepios bu kan ile tüm hastalarını iyileştirmeye başlar. Artık kimse ölmemektedir. Dünyanın dengesi bozulmuştur. Yeraltı ülkesinin baş tanrısı Hades ve tanrıların babası Zeus bu duruma çok kızar. Zeus Asklepios’a bir yıldırım yollar. Asklepios ölür ve elinde olan Medusa’nın ölümsüzlük kanı yere dökülür. Kanın döküldüğü yerde sarmısak çıkar.
Mitoloji bir masal gibi gelse de gerçek yaşamda böyle olmuyor. Gılgamış’tan bu yana insanlar ölümsüzlüğü hep aramışlar ama bulan olmamış. Ölümsüzlüğü bulamasak bile akıl ile bilim ile insan yaşamını güzelleştirmek olasıdır.

Kaynaklarımız satıldı
Sorunlarımızı bir çırpıda çözmek olanağı yoktur ama, aklımızı kullanarak sorunlardan çıkış yolu bulunabilir. Ülkemiz kötü bir yıl geçirdi.
Cumhuriyetten kalma ne kadar ekonomik kaynağımız varsa özelleştirme adı altında yabancılara satılmıştır. Üretim yapacak hiçbir fabrikamız kalmamıştır. Ülkemizin tarımı, hayvancılığı yok edilmiştir. En güzel kıyı kentlerimizde nükleer santral yapılacağı gerekçesi ile binlerce ağaç kesiliyor. Bay Erdoğan bunları yapanlar kendileri değilmiş gibi ağaç kesimini eleştiriyor. Ülkeyi yönetenler görülmemiş biçimde varsıllaşmışlardır. Soygunlar, rüşvetler ve yolsuzluklar gizlenemeyecek biçimde ortaya çıkmıştır. Tüm kurumlar Kurtuluş Savaşı’mıza ve Cumhuriyete karşı bir kadronun eline geçmiştir. Ulusal eğitim yok edilmiştir. Kara cahil ve dinci bir eğitim gelecek kuşaklara dayatılmaktadır. Her okula bir mescit yapılmaktadır. Bazı okullarımızda tarikat hocaları eğitim vermektedir. Bir milyon öğrenci tarikatların elindedir. Kızlarla erkeklerin ayrı ayrı eğitim görmelerinin yolları aranmaktadır. Tüm okullarımız imam hatip okullarına çevrilmektedir. Diyanet İşleri Başkanı “Kuran okumayan çocuklar şeytana teslim olur” diyor. Tam bir İslami faşizm vardır.
Ülkemiz tek adama teslim edilmiştir. Parlamenter sistem yok edilmiştir. Demokrasilerin olmazsa olmaz koşulu olan kuvvetler ayırımı yoktur. Laiklik artık kâğıt üstünde kalmıştır. Yargı bağımsızlığı yoktur. Yönetimi eleştirenler, yargıya hedef gösteriliyor. Savunmasını yaptığı için cezaevine konulan avukatlar, hakkını aradığı için cezaevine giren işçiler, haber yaptığı için cezaevine konulan gazeteciler korkunun kaynağıdır. Güzel yurdumuz yeni yıla korku ile girdi. Gerçekleri yazan, anlatan gazetecilerden sonra, sanatçılar gece sabaha karşı evlerinden alınmakta, savcıların karşısına çıkarılmaktadır.

Kimsenin güvencesi yok
TBMM’de konuşan muhalefet milletvekilleri bir bakanı eleştirdiler diye yargıya emirler verilerek önce tazminat, sonra ceza davaları ile korkutulmaktadırlar. Devleti yönetenlerin açtıkları tazminat davalarında binlerce liralık tazminatlara hükmedilmektedir. Bu kararları veren yargıçlar yarın çocuklarının yüzüne nasıl bakacaklar. Yargı AKP’nin ve tek adamın istediği gibi karar verirse baş tacı, istenmeyen kararlar verdiğinde ise kötüdür.
Yönetenler dışında hiç kimse geleceğinden emin değildir. Kimsenin güvencesi yoktur. Herkes korku içerisindedir. Yüz dolayında hukuk fakültesinden korkudan hiç ses çıkmamaktadır. Kurtuluş Savaşı’mızın kahramanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e saldırılar artık açık hale gelmiştir. Siyasal yönetimin gizli açık desteği ile bu saldırılar pervasızlaşıyor. Ve aydınlar susuyor. Tarih susan aydınları bağışlamayacaktır. Ülkenin esenliği için, gelecek kuşaklar için susmamak, yanlışlara korkmadan karşı çıkmak gerekmektedir. Nâzım’ın ünlü dizeleri “Sen yanmazsan, ben yanmazsam / nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” unutulmamalıdır. Yılgınlığa ve korkuya yer yoktur. Hiçbir yönetim kalıcı değildir, olamaz. Bugünler de geçecek, aydınlığa, Türk devrimine, Kurtuluş Savaşı kahramanlarına karşı çıkanlar geldikleri gibi gideceklerdir. Türkiye Cumhuriyeti’ni Türkiye Cumhuriyeti yapan koşullar, parlamenter sistem, kuvvetler ayırımı, bağımsız yargı, laiklik geri gelecektir.
Bu ülke bize dedelerimizden miras kalmadı, biz bu ülkeyi gelecek kuşaklardan borç aldık. Şimdi bu borcu yerine getirmek ve aldığımız gibi teslim etmek zorundayız.  

EROL ERTUĞRUL

Yazarın Son Yazıları

Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025