İnsansız...

24 Kasım 2014 Pazartesi

AKP’nin dünya görüşünde insan değeri diye bir kavramın yeri yoktur. Geçen hafta açıklanan kimi istatistikler bu gerçeği bir kez daha ve kesin olarak kanıtlıyor.

***

Geçen hafta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, 2002’den bu yana iş kazalarında 13 bin 510 kişinin yaşamını yitirdiğini açıkladı. Buna göre her yıl ortalama 1126; günde de 3’ten çok insan çalıştığı sırada ölüyor. Bu ürkütücü istatistiğe, iş kazalarında ölenlerin sayısının yaklaşık üç katı dolayında yaralanan eklendiğinde ortaya akıl almaz bir insan kaybı çıkıyor. Nedeni açık; işçiler, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından çok ilkel koşullarda çalıştırılıyor; üstelik ne sendikalaşma olanakları var; ne de kendilerini koruyan demokratik devletleri!

***

İşçinin aldığı ücret de doğru dürüst bir yaşam sağlamıyor. Ücret göstergesi olarak asgari ücreti alalım. Asgari ücret 2014’ün ikinci yarısında aylık net 891 TL’dir; Türk-İş’in verilerine göre dört kişilik ailenin açlık sınırı aylık 1205; yoksulluk sınırı da 3 bin 926 TL’dir. Bu durumda asgari ücret açlık sınırının yalnızca dörtte üçü; yoksulluk sınırının da neredeyse beşte biri düzeyinde kalıyor. İşçi ücret yetersizliğini kapatmak için günlük çalışma süresini olabildiğince uzatmaya uğraşıyor ya da bulabilirse ikinci bir işte çalışıyor. Ayrıca ücretinden sigorta payı kesilmesin diye kayıt dışı, kimi durumda asgari ücretin altında bir ücretle çalışmak zorunda kalıyor. İşçi, insanca yaşamasına olanak tanımayan bir ücretle çalışmaya teslim olmak zorundadır.

***

Ya işsizlik? TÜİK, 2014 Şubatı’nda işsizlik ölçümlerini yeniden tanımladı; öncesinde “son üç ay” içinde iş arama kanallarından en az birini kullanan işsiz sayılıyordu; yeni uygulamada yalnızca “son dört hafta” alınıyor; yani işsiz sayısı daha az gösteriliyor. Yine de durum hiç de yaşamsal değil. Geçerli ücret karşılığı çalışmak isteyen ancak iş bulamayan kişi sayısı 3 milyona yaklaşıyor; bunlara iş bulma umudu kalmadığı için işgücüne katılmayanlar eklendiğinde işsiz sayısı 5 milyon 430 bine çıkıyor; bu insanlara “çalışma hakkı” tanınmıyor; onlar üretim sürecinin dışında bırakılıyor.
Bu genel durumun altında üç önemli olumsuzluk daha yatıyor; kadın, genç ve eğitimli işsizliği.
Ülke ortalaması olarak yüzde 10.1 olan işsizlik oranı, erkeklerde yüzde 8.9; kadınlarda yüzde 12.7’dir. AKP ekonomisi kadını işe almıyor. 15 ve yukarı yaştaki erkeklerin yüzde 72.1’i işgücüne katılırken, kadınlarda bu oran yüzde 30.1’de kalıyor. Buna göre 12 milyon dolayında kadın yalnızca cinsiyetleri nedeniyle çalışma sürecinin dışında tutuluyor. Oysa yasalar, cinsiyet ayrımcılığını yasaklıyor.
Genç nüfusun (15-24 yaş) işsizlik oranı yüzde 18.9 ile ülke ortalaması işsizliğin neredeyse iki katıdır; burada da cinsiyete dayalı ayrımcılık var: Genç erkeklerin yüzde 17.1’i, kadınların da yüzde 22.4’ü işsizdir.
TÜİK, DİSK-AR bulguları kanıtlıyor ki; eğitim, artık iş bulmada işe yaramıyor. İncelenen dönemde, işsiz sayısı, lise altı eğitim alan ve okur yazar olmayanlar arasında 171 bin azalırken, liseyi bitirenler arasında 26 bin, ilginçtir, yükseköğretimi tamamlayanlar arasında da 255 bin artıyor.
Ülkenin üretim yapısı, göreli olarak az eğitimlileri çalıştıran ve buradan ilkel teknoloji ile çalışan bir özellik gösteriyor. Eğitim değersizleştiriliyor.

***

İşçilerini ölüme gönderen; çok kötü koşullarda çalışmak isteyenlere bile iş bulamayan; üstelik kadını, genci ve eğitimliyi dışlayan üretim yapısıyla ülkenin ne duruma düşmekte ya da yuvarlanmakta olduğu çok açıktır.
Yıllardır ekonomiyi uçurduğunu öne süren AKP iktidarı, aslında insansız savaş uçağı gibidir; sermayeyi daha doğrusu sömürü oranını uçururken emekçileri vuruyor! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları