Hukuk ve ahlak!
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Hukuk ve ahlak!

08.09.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Birey ile toplum ilişkisini birinin ötekine zarar vermeyeceği ve her ikisinin de haklarının korunacağı biçimde düzenlenip uyulması zorunlu kılınan yasaların bütününe, hukuk denir.
Hukukun amacı toplumsal uyumu sağlamak; işlevi doğru olanı, yanlış olandan ayırmaktır. Mantığı kurumsal meşruiyete, yaptırım gücü maddi cezalara dayanır.
Ahlak, toplumsal değerleri zamanla oluşan gelenek, görenek ve ortak kültüre göre düzenleyen kurallar bütünüdür. Amacı, tıpkı hukuk gibi toplumsal uyumu sağlamak; ama işlevi iyi olanı, kötü olandan vicdani edinimlerle ayırmaktır.
Mübah ve yasakları din dogmalarına göre biçimlenen vicdani duruşa uhrevi ahlak, toplumsal hak ve sorumluluklara göre edinilen laik ahlaka ise “etik” denir. Şeriat rejimi dışında kalan toplumlarda, ister uhrevi olsun, ister laik, ahlakın yaptırım gücü manevi baskıyla sınırlıdır.
Hukuk illaki ahlaki ve ahlak da mutlaka hukuki değildir. Her iki düzeneğin birbiriyle çeliştiği, hatta çatıştığı sıkça görülür. Bu çatışmayı en özlü biçimde Alman düşünür Immanuel Kant örneklemiştir:
Yakalanırım korkusuyla hırsızlık yapmıyorsam, davranışım yasalara uygundur, ama ahlaki sayılmaz.

Ahlaksız hukuktan adalet beklenmez
Gerçek adalet ancak ahlaka uygun bir hukukla sağlanır. Ahlakı göz ardı eden bir yargı kararı ya da hukukçu, haklarını korumak iddiasında olduğu toplum vicdanında onaylanmaz ve adalete güvensizlik yaratır.
Adaleti etik kılmak, özellikle Türkiye gibi yasaları torba, hukuku altüst ve yargı erki en üst düzeyde siyasallaşmış bir ülkede; herkesten önce savunma hukukçularının, dolayısıyla avukatların meslek örgütleri baroların ahlaki görevidir.
Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun oportünist bir yaklaşımla, belki hayallerini süsleyen bir makam, ama kuşkusuz kişisel ikbal gayesiyle muktedir güce yanaşması; sanki hukuk tanımayan hukuk tesis edebilirmiş gibi alkışladığı yargı reformunu bir hukukçunun ağzına yakışmayan “tokat gibi cevap” diye övmesi, hukuka aykırı değildir.
Ama meslek ahlakına aykırıdır!

Başkan ikbal peşinde, avukatlar hukuk
Çünkü Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak Feyzioğlu’nun, 79 barodan 52’sinin katılmayı reddettiği adli yıl açılışında TBB’yi temsil meşruiyeti ve muktedirin yargı reformuna TBB adına kasideler düzmeye hakkı yoktur. El sıkmaya, bel bükmeye gittiği törene katılmayı reddeden 52 baronun Türkiye’deki avukatların yaklaşık yüzde 90’ını bünyesinde topladığı düşünülürse, zaten TBB Başkanı sıfatı taşımaya da artık yetkisi yoktur!
Metin Feyzioğlu, kişisel ikbal peşinde koşacağına seçildiği makamın gerektirdiği işi yapsa, savunma hukukçularının iktidarın yargısıyla ilişkilerini irdelese belki de ağzından çıkanı kulakları duyar, utanırdı.
Dr. Başar Yaltı’nın Hukuk Devleti Perspektifinden Avukatların “Adil Yargılanma” Algısı* başlıklı ayrıntılı doktora tezi, kitap olarak yayımlandı. KONDA’nın işbirliğiyle savunma hukukçularının hukuk devleti, yargı sistemi ve adil yargılanma hakkının uygulanmasına ilişkin görüşlerini alıp yorumlayan araştırma, AKP iktidarında hukukun düştüğü acıklı durumu gösteren devasa bir saptama. Araştırma sonuçlarına göre bırakın halkı, avukatların yüzde 82’si Türkiye’de yargının bağımsız ve tarafsız olduğuna inanmıyor. Yargıçların baskı ve tehdit altında olmadığını, emir ve talimat almadan, bağımsız karar verebildiklerini düşünmüyor. “Yargı siyasallaştı mı” sorusuna, “evet ” yanıtı veriyor. Ve siyasetten arındırılabileceği kanısını taşımıyor.
Her 100 avukattan 74’ü, sulh ceza hâkimliklerinde adil yargılanma ilkelerine uyulmadığı görüşünde.

Ne yaptığını söyle, ne yapacağını söyleyelim
Bir iktidarın yaptıkları, yapacaklarının garantisidir.
Yalnız 2017 yılında 20 bin 539 kişiye Cumhurbaşkanı’na hakaretten savcılık soruşturması ve 6 bin 33 kişiye ceza davası açılan Türkiye’de; TBB Başkanlığı’ndan geçtik, Metin Feyzioğlu’nun ülkede adaletin yıkımından sorumlu kadronun yargı reformu paketini (!) “Hakikaten gazeteciyse kişinin tahliye olmasını sağlayacak, hakikaten düşüncesi sebebiyle içerideyse onu derhal tahliye ettirecek bir düzenleme” diye savunması, hukuk hocalığı için bir ayıptır.
İfade ve eleştiri özgürlüğü, salt gazetecilerin değil, tüm yurttaşların yasal hakkıdır. Oysa...
Roland Topor’dan çevirdiğim Joko’nun Doğum Günü adlı oyun, 2016’da Yolcu Tiyatro tarafından sahneye konuldu, 13 ödül almasına karşın geçen yıl afişten kaldırıldı. Çünkü arada, Dr. Fersen rolüyle ödül alan oyuncu Cenk Dost Verdi, sosyal medya paylaşımları yüzünden 11 ayını Kandıra Cezaevi’nde geçirdi!
Hukukun siyasal ceza aracına dönüştüğü bu ülkede, hukukçuya ahlakı anımsatan böyle bir yazıyı yazmak aslında bana değil, Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’na düşerdi.
Kendisini TBB Başkanlığı’ndan uzaklaştırmak için çalışma başlatan baroları gönülden destekliyorum.
_____________________
(*) Aristo Yayınevi, 2019

Yazarın Son Yazıları

Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025
Konuşmayan bizden değildir

Savaşmak için toplanıp savaşmaya koşullanan ama küçük muharebelerle yetinip topyekûn saldırıya geçemeyen tüm ordular gibi, vatanla ada karışımı “vadan” kıyılarında pinekleyen Mikron ordusuna da sıkıntı çökmüştü.

Devamını Oku
24.05.2025