Çiğdem Toker

Adil Seçim ve Valiler

25 Nisan 2015 Cumartesi

“Kurt kuzuyu yemeye karar verince bin bahane bulur” haberini okumuşsunuzdur. Nehrin aşağı kısmından su içen kuzuyu gözüne kestirmiş kurtun, “Suyumu bulandırıyorsun” dediğinde, kendisine doğa yasalarını hatırlatarak
itiraz eden kuzuyu yemesi misali.
Erzincan Valiliği, HDP’nin 26 Nisan’da yapmayı planladığı miting başvurusunu Başbakan Davutoğlu’nun ziyaret ve açılışlarında alınacak güvenlik önlemlerini gerekçe göstererek reddediyor.
Başbakan’ın kenti ziyareti HDP’nin mitinginden bir gün sonra.
Sayısız örneği yaşandı.
Yurdun dört bir tarafından takviye edebileceği otobüsler dolusu çevik kuvvet, onlarca TOMA, panzerle, devletin bütün olanaklarını elinde tutan iktidar, HDP’nin seçim mitingi yapacağı bir alanı, saatler içinde güvenlik önlemlerini tamamlayıp o alanı bin kez Başbakan’ın hitap etmesine hazır hale getiremez mi?
Elbette getirir.
(Ki, önceki görev yeri Karaman’da, kış ayazında kuşlara yem verme törenine katılıp “Yaradılanı Yaradan’dan ötürü severiz” açıklaması bile yapmış bir validen söz ediyoruz.)
Ama valilik, böyle bir gücü yokmuşcasına HDP’nin başvurusunu yenilemesini isteyerek “ileri” bir tarihe ertelemesini uygun görmüş. Ki bu da bir şey. Misal, Erzincan’ın da bir Kazlıçeşme’si olabilir ve Vali Kahraman, HDP’ye kentin 30 kilometre ötesinde bir yer gösterebilirdi. HHH
Adil seçim mi dediniz?
Şimdi yüzde 10 barajını, sadece 3 partinin yararlandığı Hazine yardımını, YSK’nin, TRT’nin seçim faaliyetlerine yönelik tutumlarını bir an için unutup bu olayın tersini düşünmeyi deneyin. Sadece bir fikir egzersizi:
AKP falanca ilin valiliğine miting başvurusu yapsın.
Valilik de ertesi gün HDP’nin ya da HDP şart değil, herhangi bir muhalefet partisinin yapacağı toplantının güvenliğini gerekçe göstererek iktidar partisinin başvurusunu reddetsin!
Bu varsayımı ne kadar sıradışı ve inanılmaz buluyorsanız 7 Haziran’da yapılacak seçimlerin ortamı işte o kadar adildir.

***

HDP mitinginin reddini, bu ayın başında yürürlüğe giren İç Güvenlik Yasası’yla valilelere tanınan olağanüstü yetkilerin “küçük” bir uygulama örneği olarak değerlendirmek yanlış olmaz.
Meclis’ten büyük tartışmalarla geçerek yürürlüğe giren bu yasanın, içerdiği sayısız antidemokratik hükümler arasında; mülki idare amirlerine, delil toplama, araştırma ve hatta yargı hakkı vermesi de yer alıyor.
Valilere bu uçsuz bucaksız yetki alanını kullanma hak ve yetkisi veren düzenlemenin sihirli (!) gerekçesi ise hukukta “belirsiz kavram” olarak anı-an kamu düzeni.
Bu vesileyle CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın haftalar önceki uyarısını hatırlatmak yerinde olacak. Kart’ın, “kamu düzeni” gerekçesiyle, “Seçim günü, seçim öncesinde il ve ilçe seçim kurullarının yetkilerine müdahale edilerek, sandık hâkimiyeti vali ve kaymakamlar eliyle kurulacak, doğrudan sandığa müdahil olunacağı” iddiasını yüksek sesle dile getirmişti.
İç Güvenlik Yasası’yla valilere tanınan yeni ve sınırsız yetkilerin; sadece seçim öncesi adil ortamın sağlanması açısından değil; bizzat 7 Haziran günü için kritik bir değişken olma özelliği taşıdığını unutmayalım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları