Bir zamanlar bu ülkede “tak şak Paşa’lar” vardı. Şimdi “tak şak yazarlar” var. Tak diye emrirüzgârı alıp şak diye yazıyorlar. Bu yazıda “Paşa’lar” ve “paşa paşa yazanlar” bir arada ey okur. Önce Paşa’lar.
Onlar bile Erdoğan iktidarının (tabii Davutoğlu’nun) Suriye politikasının iflasını görüp, Cerablus-Mare arasındaki bölgede sınır ötesi müdahale isteğine “itirazlarını” net şekilde ortaya koydular. Onlar bile diyorum, çünkü Genelkurmay Başkanı Necdet Özel komuta kademesinin toplu istifasından geriye kalan tek Paşa olarak Erdoğan tarafından günübirlik Kara Kuvvetleri Komutanı yapılıp ertesi gün Genelkurmay Başkanı atanmıştı. Ve iktidarla ilişkileri hep iyi olmuştu. Aslında demokrasilerde olması gereken buydu, yani “askerin sivillerin emrinde” oluşu. Ve ne zamandır “ordu iktidarın olası riskleri üstlenmesini istedi, itiraz etti” tarzı haberler sızmamıştı Karargâh’tan. Dün başta Cumhuriyet “askerin itirazları” gazetelere hemen hemen aynı cümlelerle yansımıştı. Üstelik asker dolaylı da olsa (Rusya- İran üzerinden) Şam yönetimiyle bir haberleşme yapılması gerektiğini söylüyordu. Turgut Özal dönemindeki istifa ile sonuçlanan “Torumtay krizi”nden beri en ciddi krizlerden biriydi karşı karşıya olunan. 30 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanı olacak Hulusi Akar’a (ki Erdoğan’ın arası Özel ilk göreve geldiği günlerde olduğu gibi Akar’la da sıcak) kadar bu “isteksiz tavrın” süreceği de belirtiliyor.
Asker yani elinde silahı olan, bölgeyi ve riskleri bilen, “risk büyük dikkatli olalım” derken iktidarın medya kuvvetleri ise postalları çoktan ayağına geçirmiş durumda.
Misal Sabah’tan Melih Altınok. Diyor ki:
“Şimdi Türkiye’ye düşen, sınırının hemen yanı başındaki bu tehdide karşı daha etkin mücadele etmektir. Türkiye’nin, iç barışını da tehdit eden DAEŞ terör örgütüne askeri müdahaleyi bir an önce gündemine alması gerekiyor. Bu tavır, Türkiye’nin uluslararası camiada haksız ve insafsız şekilde sırtına yüklenen ağırlıktan kurtulmasına da yarayacaktır.”
Bu satırların daha birkaç gün önce “PYD, IŞİD’den (DAEŞ) daha tehlikeli” manşetini atan gazetenin yazarından gelmesi ne ilginç.
Sabah yazar da Akşam yazmaz mı? İşte Kurtuluş Tayiz:
“Türkiye’yi IŞİD ile ilintilendirme çabalarını boşa çıkarmak TSK’nin sınırda daha aktif olmasından geçiyor. Bunun binlerce açıklamadan daha başarılı olacağını düşünüyorum. Örneğin TSK, sınırımızdaki terörist unsurlara müdahale etse, gerektiğinde top atışına tutsa fena mı olur? Askeri varlığımızı hatırlatarak hem bölgeye, hem dünyaya, hem IŞİD’e, hem de PYD’ye daha etkili mesajlar gönderilemez mi?”
Postallı yazarlar dünyaya yollanacak en şeffaf mesajın “savaş”tan geçtiğine inanıyor. Zamanında gazeteci olarak; IŞİD’e silah gittiği iddialarının, Suriye’ye savaşa gidenlerin Türkiye sınırlarını arka bahçeleri gibi kullanmalarının peşine düşselerdi bugün ülkeyi kan gölüne çevirecek bir savaşın kışkırtma işiyle görevlendirilmeyeceklerdi.
Bitirirken “küçük” bir not. Star yazarı Cem Küçük “iktidar basını içinde cadı avına” çıkmış dün. “Davaya ihanet eden 7 kişiden” bahsediyor. Listeyi sorduğum aynı mahalledeki bir arkadaşı “boş ver ya onu” dedi. “Beki’den Selvi’ye isimler sayıyor ama artık önemsiz. Ciddiye alınmıyor.”
Ne fena. İktidar zayıfladıkça “küçülüyor” kavgalar. Herkes “kendi derdine” düşüyor.
İktidar basını postal giydi
Yazarın Son Yazıları
Yalçın Akdoğan yaptıklarına değdi mi
91 kere maşallah
Bozdağ hak etti!
Kırmızı odalarda ışıksızım
Arınç’ın adımı, bir dönem Türkiye’nin bir bölümünün “demokrat” diye umut bağladığı Abdullah Gül’ün tüm bu yaşananlara sessiz kaldığı dönemde saygıdeğer. Demokrasinin rafa kaldırıldığı bu dönemde doğruyu söyleyerek Bülo olmak, saklanarak Abdullah kalmaktan daha iyidir.
Fatih Çekirge nereye sıçrıyor?
erdoğan’ın G20’deki kritik Obama görüşmesinde damat Berat Albayrak da hazır bulundu. Merak ediyorum, Türkiye tarafı Albayrak’ı nasıl takdim etti ABD heyetine? Dışişleri Bakanımız, Maliye Bakanımız, MİT Müsteşarımız, bu da damadımız diye mi?
Havuz küskünleri:
Havuz küskünleri: Mustafa Karaalioğlu gazete patronu oluyor
Seçimden sonra 2 kongre birden
Babacan, Gül’ü hayal kırıklığına uğrattı
Fidan gidici MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a seçim sonrası yeni görev arandığını söyleyen AKP ’li, çözüm sürecinin bitmesinin sorumlusu olarak da Erdoğan’ı gösterdi.
Gül, NTV’de konuşurken Twitter’da çoğu isim Gül’ün “yeterince sert-net” konuşmadığını yazıyordu. Gül cephesi diyor ki: “Daha ne desin.” AKP’deki küskünlere göre ise “1 Kasım’da iktidar çıkmazsa, Gül partiye döner”...
AKP yeniden ‘Merkez’i arıyor
Üçüncü seçim olur, dolar 4 TL’yi zorlar
Karargâh’tan fısıltılar
Devlet dilim benim biricik sevdiğim
İktidar basını postal giydi
Gül olmadı, beyaz Türkler başka kapıya
İktidar kalemlerine ‘Sakin ol şampiyon’ diyorum
Evren’in MDP’ye yaptığını Erdoğan AKP’ye yapıyor
Partizanlaştıkça 'babacan'lığını kaybetti
Beştepe’de degav degav, dıkşın dıkşın sesleri
Şems’in aşkı mahalleyi karıştırdı
Erdoğan işine gelmeyince ‘Fatih’ bulamadı
AK P içindeki kaynaklar Babacan’ın bu eleştirisinin “7 Haziran seçimleri sonrası AKP’de ortaya çıkacak yeni tabloda ben de varım” duygusuyla yapıldığını belirtiyor.
‘Polemik olacak, seçim sonrasına kalsın Ahmet’
Altın Nesle Karşı Erdoğan Nesli
Davutoğlu, sürecin bildirgede olmayışını “Dijital ortamda düşmüş” diye açıkladı. Nerede, kim düşürdü sorularının peşine düştüm.
Küçüldükçe ödüllendirirler seni...
Alternatif TÜSİAD Kuruldu
Abdullah Gül ‘kayıp 10 Yıl Başladı’ dedi
Öztürkgillerin ‘Muhalif’ Yazıyla İmtihanı
HDP’nin Can’a CHP’nin Sucu’ya yaptığı...
Erdoğan’ın damadını bakan yaparlar
Saray’da Limon Kabukları Atılmıyor, Oh İçim Rahatladı
Başkanlık İçin ‘Baldıran Zehrini’ Topluma İçirecek
İktidar yanlısı ‘medya çarşısı’ karıştı. Bir yanda “reis”. Öte yanda kısa süre önce “Davutoğlu Ahmet Hoca” diye sundukları lider. Yıllardır danışmanlığında, bakanlığında yanında durdukları. Ve tabii yılların “Bülent Abi”si...
Dolarda 4 TL’lik Kâbus Senaryosu
Kaybolan Özel Harp belgelerinde ‘tanıdık’ isimler mi var?