Doğru Yaşam mı? Hangisi?
Özlem Yüzak
Son Köşe Yazıları

Doğru Yaşam mı? Hangisi?

12.09.2012 03:59
Güncellenme:
Takip Et:
\n\n\n

ABDli genç bir yazar Charles Eisenstein. “Kutsal Ekonomi: Para, Hediye ve Geçiş Çağında Toplumkitabı geçen yıllarda ciddi ses getirmişti. Bilişim Zirvesinin dünkü açılışında ana tema konuşmacısı olduğunu görünce, gidip dinledim. Para, ekoloji ve teknoloji üçgeninde küçük bir ufuk turu attırdı Eisenstein. Sorular sorarak. Örneğin Bugün geçmişten çok daha mı mutluyuz diye sordu. Yaşamımızda teknolojinin rolünün ne olduğunu sorguladı: Teknoloji, insanlığın binlerce yıllık yolculuğu sonunda bugünkü noktaya geldi. Avcılıktan, tarım toplumuna aradan sanayi toplumuna ve şimdi de bilgi toplumuna dönüştü. Peki, tüm bunlar ne için? Geniş bant ağlar, telefonda daha fazla konuşmak insanlarla daha yakın ilişki kurduğumuz anlamına mı geliyor? Birbirimizi daha mı iyi tanıyoruz? Yoo hayır. Apartman komşusunu bile tanımıyor kimse. İnsan emeği ve günün yerini makine ve teknolojinin alması, bize daha az çalışma, daha çok kendimize zaman ayırma olarak da geri dönmedi. Asla zaman öyle kısaldı ki boş vakit bulamamaktan yakınıyor herkes. Teknolojinin bize hizmet etmesi gerekirken teknolojiye hizmet eden biz oluyoruz. Neden daha az çalışmıyoruz? Onu yerine daha çok üretmeyi ve daha çok tüketmeyi seçtik, çünkü para sistemimiz ekonomik büyüme üzerine kurulu. Yabancılaşmaya, rekabete, kıtlığa, dağılmış toplumlara ve bitmek tükenmek bilmeyen büyüme zorunluluğuna neden olan bir para sistemi bu. Bu, aynı sistem devam ettikçe krizlerin asla ortadan kalkmayacağı gerçeğini de ortaya koyuyor. Kimi geçer gibi oluyor ya da öyle sanılması isteniliyor ama aslında sadece erteleniyor. Çünkü sistemi biraz daha genişletiyorlar ve her şey daha iyi olacakmış gibi davranıyorlar... İşte böyle diyor Eisenstein ve artık doğanın tıkandığı bu noktada bir geçiş döneminde bulunduğumuzu söyleyerek para tarafından yönetilen dünyada, doğru yaşam ve idealler doğrultusunda nasıl yaşanacağı konusunda endişelenenlere bu geçişin bireysel boyutlarını ele alarak hitap ediyor.

\n

Eisensteinı dinlerken birkaç ay önce İstanbul Bağımsız Film Festivalinde izlediğim Mahşerin Dört Atlısı (Four Horseman) adlı belgesel geldi. İngiliz yönetmen Ross Ashcroftun bu son derece ilginç belgeselini adını veren dört atlı ise şöyleydi: Borca dayalı bir mali sistem, örgütlü şiddet, eşitsizlik ve yoksulluk.

\n

Sonuçta hepsi dönüp dolaşıp aynı kapıya çıkıyor. Dünyanın hemen hemen her köşesi içeriği ya da boyutu farklı olsa da bir şekilde krizlerin içinde. Avrupa finansal sorunlarla boğuşurken ABD çökmekte olan sağlık sistemi artan işsizlikle boğuşuyor, Ortadoğu ülkeleri derin siyasi krizlerin ve savaşların toz dumanında; Asyada çevresel sorunlar, ekolojik facialar toplumsal yaşamı sarsıyor. Hiç olmadığı kadar büyük bir hızla dönüşüyor dünya. Endüstriyel toplumların gelişiminde geldiğimiz noktada ekonomiden sağlığa eğitimden tarıma pek çok sistem kriz halinde. Yaşanılan sosyal ve ekolojik krizlerin temelinde ise sonsuz büyümeye ve kâra odaklı, rekabet ve yokluk bilincinin ürünü bir ekonomik anlayışı görüyoruz. Ve gelinen noktada şu soru ile karşılaşıyoruz ister istemez: Bugün insanlık geçmişte olduğundan daha mı mutlu? Mutlu değilse neden değiştirmek için farklı yollar denemiyor?

\n

Albert Einsteinin meşhur sözü, Delilik: Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir günümüz dünyasının durumunu o kadar iyi özetliyor ki? Tıpkı Türkiyede yaşadıklarımız gibi. Hallaç pamuğuna dönmüş durumdayız. Yargı, eğitim, ordu darmadağın... Ortada işlenmiş suç yok ama insanlar, gazeteciler, akademisyenler, bilim adamları yıllardır hapiste. Her gün onlarca kadın öldürülüyor. Gençler mutsuz, işsiz, cahil.. Terör artık durdurulamaz halde. Buna karşın her gün yeni AVMler açılıyor; yeni köprüler, yeni yollar... Tüket Türkiyem.. Yaz sezonu bitti ve halkımız tatil yerlerinden döndü ve yeniden televizyon dizilerinin başına geçti. Afyon hazır yani. Yoksa herkes çok mutlu da bizler hariçten gazel mi atıyoruz?

\n\n

Yazarın Son Yazıları

Demokrasinin 12 kırmızı alarmı... ABD... Türkiye...

ABD’nin saygın gazetelerinden New York Times’ın editör kurulu önceki gün ülkelerinin otokratik bir rejime savrulduğunu söyleyerek “demokratik erozyonun 12 kırmızı alarmını” yayımladı.

Devamını Oku
12.12.2025
Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit

Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi.

Devamını Oku
28.11.2025
COP30... 46 yıl sonra hâlâ bir arpa boyu yol

Brezilya’nın tropik sıcaklığı altında toplanan COP30, dünya siyasetinin iklim krizine nasıl baktığını -daha doğrusu bakmadığını- tek karede özetleyen bir zirve oldu.

Devamını Oku
21.11.2025
Distopik dönemler...

“Az sayıda insanın yaşadığı küçücük bir ada...

Devamını Oku
14.11.2025
Mamdani, İmamoğlu... Küresel solun yeni sınavı

New York’un yeni belediye başkanı Zohran Mamdani, yalnızca Amerika’daki Demokratlar için değil, tüm dünya için bir mesaj verdi: “Değişim hâlâ mümkün.”

Devamını Oku
07.11.2025
103. yıl...

Buruk, öfkeli ama öte yandan coşkulu..

Devamını Oku
31.10.2025
Savaş uçakları yetmez: Türkiye’nin teknoloji egemenliği sınavı

Türkiye ara çözümlere sıkışırken dünya “neoprime” savunma çağına giriyor.

Devamını Oku
24.10.2025
Dünyanın yeni satranç tahtası: Nadir elementler

Nadir elementler konusu Türkiye’de kamuoyunun gündemine CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump görüşmesinden hemen önce “Pazarlık konusu yapılacak” diye getirildi.

Devamını Oku
17.10.2025
Gazze... Küresel vicdanların da savaş

“Eğer ateşkes kalıcı bir barışa evrilemezse, bu savaş yalnızca Gazze’yi değil, Batı ittifakının meşruiyetini ve küresel düzeni de sarsmaya devam edecek...”

Devamını Oku
10.10.2025
Çare: Alışmamayı öğrenmek…

Şu son bir yıl içinde yaşadıklarımızı diyelim beş yıl önce yaşasaydık herhalde “Olağanüstü günlerden geçiyoruz” derdik.

Devamını Oku
03.10.2025
Kullanışlı piyon mu olacağız? Stratejik ortak mı? Beylikova...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın New York’ta yaptığı görüşme, sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, küresel dengeler açısından da kritik.

Devamını Oku
26.09.2025
Sıfır noktası...

Bir süredir gözüm Nepal’deki gelişmelerde...

Devamını Oku
19.09.2025
Kaç Türkiye? Kimin gündemi?

Moda Caddesi’nden Kadıköy Rıhtım’a doğru yürüyorum.

Devamını Oku
12.09.2025
Demokrasiler neden çöküyor (2)

Erdoğan AKP’si; karşısındaki tek önemli muhalefeti yani CHP’yi işlevsizleştirmek için elindeki tüm yetki ve yargı güçlerini kullanıyor.

Devamını Oku
05.09.2025
Demokrasiler nasıl çökertiliyor (1)

Önce şunu görmeliyiz...

Devamını Oku
29.08.2025
CHP’nin yükü, hepimizin yükü

"CHP’nin üzerindeki yük öyle ağır ki özgür; laik, demokratik bir ülke olma mücadelesini tek başına omuzladı."

Devamını Oku
22.08.2025
24 yıl...

Neredeyse çeyrek asır...

Devamını Oku
15.08.2025
Çürüme... Çözülme... Sahteliğin anatomisi

Sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte sağlık raporları...

Devamını Oku
08.08.2025
Gazze... Açlık, sessizlik ve ahlaki felç

Seyrediyoruz. Kimi insanlığın geldiği noktadan utanarak, kimi umarsızca sanki bir film seyreder gibi...

Devamını Oku
01.08.2025
Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı

Tam bitti derken yeniden başlıyor. Rüzgârın hızına göre şiddetleniyor; ortalığı yakıp kavuruyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Şu zeytin ile derdiniz ne?

Şaşırdık mı? Hayır...

Devamını Oku
18.07.2025
TRT’den CHP duruşmaları mı?

CHP’li belediyelere yapılan operasyonların sonu gelmiyor. Belli ki yaz böyle geçecek.

Devamını Oku
11.07.2025
Toplumu germek, muhalefeti susturmak: AKP’nin elindeki yegâne kozu

Çünkü çözüm üretemiyor. Çünkü halkın sorunlarına yanıt veremiyor.

Devamını Oku
04.07.2025
Zeytin... Bir talanın jeopolitiği

“At izinin it izine karıştığı” günlerden geçiyoruz yine.

Devamını Oku
27.06.2025
İran’a saldırı hazırlığı mı? Neden?

Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor...

Devamını Oku
13.06.2025
Bu bayram...

“Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar” dedi ve ekledi CHP lideri Özgür Özel...

Devamını Oku
06.06.2025
Nasıl bir eğitim?

Sadece anayasal hakkı olan barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hapiste tutulan üniversite öğrencileri olan bir ülke...

Devamını Oku
30.05.2025
Sosyalist Enternasyonal İstanbul’da... Dünya solu ne yapmalı?

O kadar fazla sistematik saldırı altındayız ki... Kimi zaman büyük resmi görebilmek için yaşananları alt alta sıralamak önemli...

Devamını Oku
23.05.2025
‘Çözüm süreci’ ve sonrası

Barışı uzak bir hayal olmaktan çıkarmak hiç kolay değildir, en azından bizim coğrafyada.

Devamını Oku
16.05.2025
Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Devamını Oku
09.05.2025
Siz gidene kadar...

Siz gidene kadar...

Devamını Oku
02.05.2025
Deprem ensemizde: 40 milyar dolarlık sessizlik

Deprem ensemizde: 40 milyar A dolarlık sessizlik

Devamını Oku
25.04.2025
Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Devamını Oku
18.04.2025
Tarife savaşının şifreleri

Tarife savaşının şifreleri

Devamını Oku
11.04.2025
Uyanış...

Uyanış...

Devamını Oku
04.04.2025
Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Devamını Oku
28.03.2025
AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

Devamını Oku
21.03.2025
Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Devamını Oku
14.03.2025
Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Devamını Oku
07.03.2025
Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Devamını Oku
28.02.2025