CHP ve hırçın muhalefet
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

CHP ve hırçın muhalefet

05.01.2016 08:36
Güncellenme:
Takip Et:

İstediğini yaptıracak güce ulaşamasa da istemediğini yaptırmamayı başaran bir CHP’nin mecliste daha hırçın davranması, özellikle yeni anayasa konusunda her türlü obstrüksiyon metoduna başvurması zorunlu görünüyor.

2016’da bir anayasa değişikliği referandumu ya da yeni bir erken seçim ihtimali var. Yüzde 49.5’lik oy oranı Tayyip Erdoğan’ın iştahını kabarttı. 7 Haziran seçimlerinden üç gün sonra “Başkanlık sistemine geçmek istedik ama buna halk izin vermedi” diyen Başbakan Davutoğlu’nun 2015’in bitmesine üç gün kala “Doğru olan başkanlık sistemidir” demesi bundandır. 7 Haziran-1 Kasım arasında başkanlık sistemine desteğin yüzde 32-35 civarında olduğunu belirten bir araştırma şirketi de Rus uçağı düşürüldükten sonra bu desteğin yüzde 53.5’e çıktığını açıkladı.
Yeni yılda AKP, CHP ve MHP’ye yeni anayasa için gidecek. CHP’nin tutumunu “müzakereye evet, başkanlığa hayır” diye özetlemek mümkün. CHP’nin, AKP ile ilişkilerinde 7 Haziran-1 Kasım arasındaki “yapıcı”, “ılımlı”, “sorumlu” tutumunu ana hatlarıyla sürdüreceği anlaşılıyor.
İki seçim arasındaki “ne pahasına olursa olsun koalisyon masasından kalkan taraf olmama” taktiğinin aslında AKP’nin oyalama taktiğine teslim olmak olduğunu söyleyenlerin çoğu, bunu araba devrildikten sonra, yani 1 Kasım’ın ertesinde dile getirdi. Ancak bu durum ne söylenen şeyin doğruluğunu, ne de seçmenin yapıcı tavrından ötürü CHP’yi ödüllendirmesi beklentisinin suya düştüğü gerçeğini ortadan kaldırıyor.
2014’teki yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, oy alamadığı sağcı kitlelerden onların sağcılıklarını okşayan söylem ve aday tercihleriyle oy almayı deneyen ve başarısız olan CHP, Eylül 2014 kurultayıyla beraber daha sosyal demokrat bir yönelime girdi. Sosyal politikalar temelli bir programla girdiği 7 Haziran seçiminde az da olsa AKP tabanından oy aldı. Ancak sonuç yine de hayal kırıklığıydı. Üstelik 1 Kasım’da bu oyları AKP’ye geri verdi. İki seçim arasındaki binde 4’lük artışın HDP ve MHP’den alınan oy olduğu, 1 Kasım’da 81 ilin yarısında oyu azalan CHP’nin bu azalan oylarının ise AKP’ye gittiği anlaşılıyor.

5 yıldır aynı oy
2014 ve 2015 yılları CHP için farklı ılımlılık, uzlaşmacılık ve açılımcılık taktikleriyle geçti. Bu ifadeler mutlak negatif olarak algılanmamalı, burada AKP ile kavgadan genelde kaçınıldığı belirtilmek isteniyor (yerel seçim dönemindeki yolsuzluk vurgusu hariç). Ancak tüm çabalara rağmen CHP 5 yıldır her seçimde aynı oyu aldı.
Bu koşullarda CHP’nin, istediklerini yaptıramasa da istemediklerini yaptırmayan bir siyasi aktör rolünü oynamaya çalışmaktan başka çaresi görünmüyor. Mevcut rekabetçi otoriter rejimi açık bir diktatörlüğe dönüştürecek olan anayasa değişikliğinin önünü kesmenin yolu, uzlaşmaya açık çizginin terk edilmesinden geçiyor. CHP’nin stratejisi, kendine oy vermeyen geniş kitleleri kazanma hedefini zamana yayarak evvela yüzde 25’lik kitlesini militanlaştırmak, mobilize etmek olmalıdır.

CHP’siz anayasa
Gerçek milli iradenin 7 Haziran’da ortaya çıktığını, 1 Kasım seçimlerine ise anayasal düzene fiilen darbe yapan Erdoğan’ın marifetiyle antidemokratik bir ortamda gidildiği vurgulamak, AKP’yi yeni anayasa çalışmalarında MHP ile baş başa bırakmanın gerekçesini teşkil edecektir. CHP’nin hiçbir yerinde yer almadığı bir anayasa belki yapılabilir, ancak toplumsal meşruiyeti baştan sakatlanır, adeta ölü doğuma benzer.

Harekete geçirmek
Yüzde 25’i harekete geçirmek için şüphesiz parti örgütünün bu seçmen kitlesini daha iyi yansıtan bir sosyolojik yapıda olması gerekiyor (yaş, sınıf, meslek, kültür, eğitim düzeyi vb. konularda). Böylesi bir örgütsel reformun yol haritası, İstanbul İl Başkanlığı sırasında Murat Karayalçın’ın koordinasyonunda hazırlanan ve CHP İstanbul kongresinde onaylanan raporda mevcut.
İstediğini yaptıracak güce ulaşamasa da istemediğini yaptırmamayı başaran bir CHP’nin Meclis’te daha hırçın davranması, özellikle yeni anayasa konusunda her türlü obstrüksiyon metoduna başvurması, sokağa daha çok çıkması, özellikle laik eğitim ve üniversitelere yapılan baskılar (bkz. ODTÜ) gibi konularda militan kampanyalar yürütmesi zorunlu görünüyor.
Başka açılardan olmasa da siyaset yapma tarzı açısından Kürt siyasal hareketinin yakın geçmişini örnek almakta bir sakınca olmasa gerek. Bazen daha geniş kitlelere açılmanın yolu evvela kendi kitlenizi demir yumruk haline getirmekten geçer. Hedeflerinize her zaman ulaşamasanız bile en azından etkisizlikten kurtulursunuz. Kendine bile hayrı olmadığı görülen kimi güç odaklarının (İstanbul sermayesi yahut onun çıkarlarının sözcüsü olarak bilinen medya) uzlaştırmacı ve ılımlılaştırıcı yönlendirmeleri yerine partinin, öz potansiyeline dayanan bir siyaset gütmesi hiç kuşkusuz parti tabanı tarafından da heyecanla karşılanacaktır.

Yrd. Doç. Dr. BURAK COP
İstanbul Kültür Ü. Uluslararası İlişkiler
Öğretim Üyesi

Yazarın Son Yazıları

Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025