Çiğdem Toker

Gezi’nin Gözü

02 Haziran 2014 Pazartesi

Gezi’yi “benzersiz” kılan ne ise iktidarı korkutan da oydu:
Direniş içinde dayanışma.
Birbirine zerrece benzemezlerin, asla yan yana gelemeyecek sanılanların; an gelip “yetti artık” diyerek evlerinden çoğala çoğala aktıkları o alanlarda sergiledikleri, ete kemiğe bürünen dayanışma duygusu...
“Dayanışma” iktidarı korkuttu. Haksız kazançla, rüşvetle istiflenen paraların bir kısmını, “hayırseverlik” ve “sosyal yardım” adıyla dağıtma düzenine herkesin kanmadığı ortaya çıktı çünkü.
“Hayırseverlik çok dikey, yukarıdan aşağıya iniyor. Dayanışma yataydır, ötekine saygı duyar” diyen Galeano’nun bu olağanüstü tespiti, tarihe geçecek sayısız örnekle doğrulandı çünkü Gezi’de.
Rezidans dikey, park yataydı.
Bir telefonla artırılan gaz fişeği bütçesi dikey, fişekle yaralananlar için evdeki ecza dolabından getirilmiş “Talcid” yataydı.
Ve nihayet tanesine 250 bin dolar ödeyerek alınan dikey TOMA’nın karşısında, gözünden vurulanı hastaneye yetiştirmek için kollardan örülü sedye yataydı.

***

Gezi, “hayırseverlik” karşısında “dayanışma”nın zaferine dönüştü.
Zaten
“hayırseverlik”in ne menem bir illüzyon olduğu da tarihin en büyük rüşvetçisi Rıza Sarraf’a layık görülüşüyle açığa çıktı.
Ufkumuzun her geçen gün biraz daha betonla, soluduğumuz havanın zehirli gazlarla dolduğu günümüzde
“hayırseverlik” de form değiştirdi tabii.
Açın adı rüşvetle anılan şirketlerin internet sitelerini.
Devlet ortaklığıyla binlerce ağacı gözünü kırpmadan kesen, tarihsel mirası greyderlerin altında ezen, kentteki her yeşil alana AVM; köydeki yeşile HES konduran firmaların hepsinin çifter çifter
“sosyal sorumluluk projelerine” bakın: Hatıra ormanları, aile danışma merkezleri, okullar...
Hayırsever Rıza’nın
“sosyalsorumluluk” butonunda ise fotoğraflarla göğsünü gere gere sergilediği tekerlekli sandalye bağışı yanıp sönüyor.

***

Gezi’nin, iktidarı neden bu kadar korkuttuğunu anlamak için CanDündar’ın “Gözdağı Belgeseli”ni mutlaka izleyin...
Polis şiddetiyle gözünü kaybetmiş gençlerin tane tane anlattıklarını dinleyin.
Milyarlarca liralık bütçeye, içlerine tahakkümün bekası için itinayla
“öfkeve hınç” yerleştirilmiş tam teçhizatlı polis ordusuna ve o polisin acımasız şiddetinden “geçmiş” insanların “pişman değilim”lerindeki bilge sükûnete kulak verin.
“Gözdağı”nda, direniş içindeki dayanışmanın, gücünü ranta dayamış kibirli “hayırseverlik”e karşı zaferini göreceksiniz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları