Aydın Engin

CHP için bir fırsat: Canan Kaftancıoğlu

17 Ocak 2018 Çarşamba

Kurultaya hazırlanan CHP’de en önemli il İstanbul’un kongresi yapıldı. En önemli il, çünkü 80 milyonluk Türkiye’nin dörtte biri İstanbul’da yaşıyor. İstanbul’dan kurultaya gidecek delegelerin sayısal ağırlığı neredeyse kurultay sonucunu belirleyecek güçte…
Bir il kongresi yaşandı ve çok küçük bir oy farkıyla Canan Kaftancıoğlu ipi göğüsledi, İstanbul il başkanı oldu.
Bu bile “Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyine taşıma” misyonu ile donandığını sürekli yineleyen CHP için bayram edilecek bir sonuç. Çünkü…
Çünkü erkek egemen siyaset dünyamızda İstanbul gibi bir ilin başkanlığına bir kadın seçildi.
CHP ne kadar övünse yeridir…
Nitekim başkanlık için yarışan Cemal Canpolat sıcağı sıcağına konuştu ve partisinde “Ben yarışı değil, biz yarışı” olduğunu vurguladı, yarıştığı Kaftancıoğlu’nu kutladı.
Sonra…
Sonra bir kıyamet koptu.
Kongre sırasında “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı ile “Mustafa Kemal’in yoldaşlarıyız” sloganları çarpışmıştı. Kongreden sonra da bu çarpışma tırmanarak sürdü, sürüyor. Kanımca bu, bir slogan yarışının çok ötesinde bir anlam ve önem taşıyor.
Kaftancıoğlu’nun “Askerleriyiz militarist bir üslup. Mustafa Kemal’in yolunda yürüyeceğiz, öyleyse ona yol arkadaşlığı edeceğiz, yoldaşı olacağız” yollu açıklamaları alkışlanacak yerde ona karşı bir silah, bir saldırı gerekçesine dönüştü, dönüşmekte…
Bence iyi oldu, oluyor.
Bir il kongresinin sonucu CHP’nin önüne çok değerli bir fırsat koydu.

***

Cumhuriyetle yaşıt bir partiden söz ediyoruz. Kendini Cumhuriyetin kurucu partisi olarak tanımlayan bir partiden söz ediyoruz ve…
Ve kendini 1967’den bugüne, yani tastamam 50 yıldır sosyal demokrat olarak tanımlayan bir partiden söz ediyoruz.
Sosyalist Enternasyonal üyesi bir partiden söz ediyoruz…
Bir partinin hayatında da olsa 50 yıl çok uzun bir süre. Hazindir ki 50 yıldır CHP sahici bir sosyal demokrat partiye dönüşmenin sancılarını yaşıyor.
Bugün CHP İstanbul İl Başkanı seçilen Canan Kaftancıoğlu’nu, AKP Reisi’ni ve onun medyasını “solda sıfır” bırakacak bir kinle, saplantıyla, belden aşağı vurmaktan da çekinmeden linç etmek üzere kolları sıvayanların temel itirazı, demokrasinin kurallarına uygun ve bileğinin gücüyle ve delegelerin oylarıyla il başkanlığı yarışını kazanan bu genç kadından mı ibaret?
Yoksa bu itiraz sosyal demokrat çizgiyi benimsemiş, Sosyalist Enternasyonal’e üye olmuş bir CHP’ye mi?
Devlet kapitalizmini solculuk sanan, devlet fideliğinde kapitalist yetiştirmeyi kalkınma olarak niteleyen, devlet fideliğinde semir(til)miş kapitalistler bitleri iyiden iyiye kanlanınca seçim (1950) kazanıp iktidarı kendi ellerine alınca, bunu “karşıdevrim” olarak damgalayan bir zihniyet, bir ideolojik çizgi herhalde kendine sosyal demokrasi içinde yer aramaz.
Ama bu ideolojik antagonizmaya (= uzlaşmaz çelişkiye) rağmen hâlâ CHP içindeler. Dahası kendilerini “ev sahibi” sayıyor Canan Kaftancıoğlu ve “Mustafa Kemal’in yoldaşları”nı CHP’den def etmenin yol ve olanaklarını arıyorlar…

***

CHP çok gecikmiş bir yol ayrımına geldi dayandı. Ya sosyal demokrasiyi reddedecek ya sosyal demokrasinin ilkelerine, ideolojik çizgisine uyumlu bir partiye dönüşecek…
Kaftancıoğlu -belki de istemedenbu arınma fırsatını partinin önüne koydu.
Cin şişeden çıkacaktı, epey gecikti ama çıktı…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları