Nermin Abadan Unat
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Nermin Abadan Unat

14.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Nermin Abadan Unat’ı en son TV’de 2022 Aralık’ında İmamoğlu için yapılan destek mitinglerinin ilkinde gördüm. Kılıçdaroğlu gizemli bir toplantı için Berlin’e firar etmiş, NAU 101 yaşında olmasına rağmen ayakta dimdik, “Oyuma sahip çıkmaya geldim” diyerek koşarak Saraçhane’ye gitmişti. Etrafına toplaşan herkes, el öpmek için sıraya girmişti. Nermin Hoca bir anda hemen toplantının yıldızı oluvermişti.

Nermin Hoca’nın böyle bir “yıldız” tarafı hep olageldi.

CHP’nin sürreel “ekmek için Ekmeleddin kampanyası sırasında 2014 yılında bir bayram günü, yaptığımız son röportaj için evine gitmiştim.

Yardımcısı olmamasına rağmen Nermin Hoca beni öğlen yemeğinde alıkoymuş, elleriyle hazırladığı kuşkonmazlar eşliğinde Almanya’da Hitler’in, sosyal demokratların gafleti yüzünden nasıl iktidara geldiğini anlatmıştı.

NAU, işte böyle çok geniş bir coğrafyada tarihin içinden geçmiş olan bir isim. Annesi, bir Macar baronu ile evlenmiş Alman kökenli Barones Elfriede Karwinsky. Babası İzmirli bir tüccar.

Başlangıçta varlıklı bir yaşama doğuyor. Gözlerini İsviçreli ve Alman mürebbiyelerle, o dönemde Avrupa burjuva yaşamının merkezi sayılan Viyana-Budapeşte eksenindeki şahane evlere açıyor.

Beyaz eldivenli garsonların servis yaptığı Orient Express treni ile sonra İstanbul’a taşındıklarında, Maçka’nın en soylu apartmanlarında büyüyor.

1930’da Büyükada’da yazlığa gittiklerinde Troçki ile komşu oluyorlar. Dokuz yaşındaki küçük Nermin, hayat boyu kendisine rehber bellediği Atatürk’le de “ada”da tanışıyor.

“Babamın beni elimden tutup ‘Paşam işte kızım’ dediğini hatırlıyorum” diyerek o anı anlatıyor: “İnsanı delip geçen bakışları vardı!”

KÜLLERİNDEN DOĞAN TÜRKİYE

Ne ki o aynı yıl, bugün olduğu gibi tıpkı fındık fiyatlarını belirleyen bir yabancı fındık tekeli yüzünden babası iflas bayrağını çekiyor ve de intihar ediyor. Nermin’in kader çarkı değişiyor, annesiyle beş parasız Macaristan’a geri dönüyorlar.

Ondan sonrasında artık pansiyon köşelerine sığınacaklar. Dışarı çıktıklarında en fazla bir kahvede oturabiliyorlar.

Orta Avrupa’nın tüm kentlerindeki gibi, Budapeşte’de de yaşam kahvelerde geçiyor. Kahveler, sadece sosyalleşme mekânları olmuyor; aynı zamanda kütüphane işlevi görüyor. Avrupa’nın ileri gelen tüm gazeteleri, mecmuaları bu kahvehanelerin masalarına ulaşıyor.

14’ündeki Nermin; “küllerinden doğan Türkiye” hakkındaki bilgileri, işte tam bu kahvelerdeki gazetelerden takip ediyor.

Gerisini Sedef Kabaş’ın NAU’yla gerçekleştirdiği nehir söyleşisi “Hayatını Seçen Kadın”dan aktaralım:

“Kahvelerin şöhreti dergilerin kalitesiyle orantılıydı” diye anlatıyor o yıllarını Nermin Abadan, “Annem İngiltere, Fransa, Almanya’dan gelen dergilerin bulunduğu kahveleri seçerdi. BenTürkiye kelimesini bulduğumda onları alıp hemen okurdum. Atatürk hakkında çıkan kitaplar, makaleler, 30’lu yıllarda Avrupa’nın bir numaralı tartışma konusuydu. O dönemde diktatörler var; Hitler, Mussolini, Franco yükselen yıldızlar. Hepsi savaş isteyen liderler, barıştan bahseden bir tek Atatürk. Bir de Batılıları dize getirmiş, istediği barış anlaşmasını yapmış, ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ diye bir ilke koymuş. Bunlar basına aksediyor, ben de okuyordum. Avrupa’da demokrasi ya da kadın erkek eşitliği gibi kavramların adı geçmiyor. Her yerde otoriter, faşist rejimler veya tutucu monarşiler var. Bu ortamda Atatürk’ün yaptıkları çok mühim ve Avrupalıların gözüne olumlu şekilde çarpıyor.”

DİZİ OLACAK YAŞAM

Abadan 20. yüzyıl tarihini yaşayarak karşılaştırma ve tartma olanağına sahip müstesna bir aydındı.

Atatürkçülüğü ve Türkiye’yi bilinçli bir tercih ve kararlılıkta seçmişti.

Tek kelime Türkçe bilmemesine rağmen 14 yaşındayken örneğin bir gün Budapeşte’deki TC büyükelçiliğine girip büyükelçiden kendisini Türkiye’ye göndermesini istiyor. Elçinin de gözü kara. Çocuk yaştaki kızı 3. sınıf bir tren kompartmanına koyup Türkiye’ye yolluyor.

Anglosaksonların “larger than life” dedikleri roman tadında alabildiğine sıradışı bir karakter ve yaşam.

Yalnız uzun değil, hayattan hayata ve kültürden kültüre geçmiş, çok hayat yaşamış bir kadın NAU.

“Mitteleuropa” evlerinden, halasının sadece halı döşeli geleneksel Türk evine aksamadan yatay geçiş yapmış, İstanbul’da şaşaalı Maçka apartmanlarından Laleli pansiyonlarına gık demeden terfi etmiş vaktiyle.

Nermin Hanım’ın en dikkat çekici özellikleri; bir, hiç şikayet etmemesi; iki, görmüş geçirmişliğini böyle derinliğiyle sindirmiş olmasıydı.

Bunun nedeni hayatı sonsuz sevmesi, küçük zevklerden büyük mutluluklar devşirmesiydi. İnsanları ve dostluğu, sosyalliği çok severdi.

Yaklaşık on yıl önce evinde gene son bir yılbaşı partisinde bir araya gelmiştik.   

Yanından hiç ayırmadığı ve “yaşlılığımın yol arkadaşı” diyerek tanımladığı tabletinden bize şu espirili davetiyeyi yollamıştı:

“27 Aralık Cumartesi günü saat 17.00’den itibaren evimde ‘Zeytindalı+Barış+Yılbaşı’ coctail party/open house’a bekliyorum. Kıyafet: Serbest. Zihniyet: Alabildiğine hoşgörülü. Hedef: Daha fazla demokrasi.

Davet sahibi Nermin Abadan-Unat.

Tevellüt: Hayır. Doğum: Evet=1921”

11 Aralık 2025’te parantez kapandı. Onu çok özleyeceğiz.

Yazarın Son Yazıları

Nermin Abadan Unat

Nermin Abadan Unat’ı en son TV’de 2022 Aralık’ında İmamoğlu için yapılan destek mitinglerinin ilkinde gördüm.

Devamını Oku
14.12.2025
Masterchef’te yılın kelimesi: Nasip

Görmüşsünüzdür: “Siyaset dışı en güvenilir isimler anketi”nde Sedat Peker ilk sıraya oturdu.

Devamını Oku
07.12.2025
Epstein: Körlerin fil tarifi

“Gerçeklerin, çoğumuzun gözünden kaçan bir yapısı var”...

Devamını Oku
23.11.2025
BBC’ye darbe... Faşizme kayış

İngiliz yazar Ian McEwan uyarıyor...

Devamını Oku
16.11.2025
Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025