Gazze Trajedisi

18 Temmuz 2014 Cuma

Gazze trajedisi, insanlık tarihinin bütün günahlarını, zalim hesaplaşmalarını, din üzerinden yapılan siyasetin ve ayrıca enerji savaşlarının kanlı sonuçlarını bağrında taşıyan, bu nedenle de çözülmesi çok zor olan bir sorunun dışavurumudur.

***

Şu anda Gazze’de sivil halk, kadınlar, çocuklar öldürülüyor...
Hiçbir gerekçe bu katliamı haklı gösteremez...
Kimse bu katliam karşısında suskun kalamaz!
Öte yandan, İsrail devletinin bu katliamı üzerinden, yüzyıllarca insanlığı bir karabasan gibi kovalamış olan “Yahudi düşmanlığı” yapmak, sadece bir “nefret suçu” değil, “insanlığa karşı” da bir suçtur!

***

Taraflar, zaman içinde değişen, hem mazlum, hem de zalim rolleri oynamaktadır!
Gazze trajedisinin çıkmazı, karmaşıklığı ve çözümünün çok zor olması bu niteliğinden gelmektedir.
Bu karşılıklı zulüm ve mazlumiyet, konuyu içinden çıkılmaz bir soruna dönüştürürken, Gazze’yi de bugünkü dünyamızdaki en önemli çıban başı haline getirmiştir.

***

Firavunlar döneminde başlayan Yahudi düşmanlığı, Hazreti İsa’nın çarmıha gerilme öyküsüyle güçlenerek devam etmiş, bütün bir ortaçağ boyunca, Avrupa’nın karabasanı olmuştur.
Osmanlı’nın İspanya’daki Katolik zulmünden kaçan Yahudilere kucak açması, sorunu bir ölçüde hafifletse de, kalıcı bir çözüm üretmekten uzak kalmıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu paylaşılırken İngiltere ve Fransa, Rusya’nın da desteğiyle, bugün artık değiştiği ve değişeceği görülen sınırları belirleyen Sykes-Picot anlaşmasını yapmışlar ama bu anlaşma da, İngiltere’nin Yahudilere verdiği sözleri tutmamasından ve uluslararası menfaat çatışmalarından dolayı kimseyi tatmin etmemiştir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler’in yaptığı Yahudi Soykırımı, insanlık tarihinin en büyük kara lekesi olarak hepimizin tiksindiği bir olaydır.
Nitekim İkinci Dünya Savaşı sonrasında “yurtsuz” Yahudi diyasporası için Ortadoğu’da Birleşmiş Milletler kararıyla İsrail devleti kurulmuştur.
Ama bu da sorunu çözememiş, çünkü kurulan İsrail devletinin topraklarında yaşayan Filistinli Araplar yurtlarından edilmişlerdir.
Derken, Arapların saldırısının büyük bir hezimetle sonuçlandığı 1967’deki “6 gün savaşı”, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) içindeki bir hücrenin gerçekleştirdiği 1972 Münih katliamı, sorunu tırmandıran olaylardır.

***

Yazının devamı yarına!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları