Aydın Engin

Füsun Sayek’in kızı

30 Mayıs 2018 Çarşamba

Adı Selin Sayek Böke.
CHP milletvekili. 24 Haziran’da yeniden milletvekili seçilecek. Kesin. CHP içinde “Gelecek İçin Biz” diye adlandırılan grubun kurucu üyelerinden. Akademisyen. Galiba doçent. İktisat biliminin Türkiye’deki “en iyileri”nden sayılıyor.
Ama benim için o sadece Füsun Sayek’in kızı.
Füsun Sayek’i bildiniz mi?
Tamam, Türk Tabipleri Birliği’nin ilk kadın başkanıydı. Tamam, on yıl o zorlu örgütü zorlu günlerde taşıdı.
Ama ben arkadaşım Füsun Sayek’ten söz ediyorum.
1979 kışında, ayazın ısırdığı bir Ankara akşamında, bizim gibilerin gittiği bir meyhanede siyaseti bir yana itip küçücük kızından söz eden ve gözlerindeki öfke ve kederi saklayamayan Füsun Sayek’ten…
- Biz elbette bu ülkede olacağız. Bir yerlere gitsek bile yine buraya döneceğiz. Ama Aydın, küçücük kızımın bu kan gölüne dönmüş ülkede büyümesini istemiyorum. Suç mu bu?
Ve 2006 sonbaharında, bir hastane odasında. İkimizin de bunun bir veda buluşması olduğunu bildiği bir Ankara sabahında. Hiç kanserden söz etmedi. Kızından çok söz etti. Çok övündü. O haliyle bile gözlerinin içi gülerek övündü…
- Bir görsen bayılırsın. Çok sevimli ve çok akıllı. İyi yetişti o. Bizim gibi değil; bildiğini iyi biliyor, bildiğini iyi anlatıyor. Bir görsen bayılırsın…
Bir değil birkaç kez gördüm.
İstanbul’da CHP’nin ilginç ve anladığım kadarıyla önemli bir ekonomik projesinin sunumunda… Ankara’da sınırlı saatlere sığdırabildiğim bir söyleşide…
Yine Ankara’da CHP’nin son kurultayında, kürsüde… Yine de Füsun Sayek’in kızı Selin Sayek Böke üstüne bir Tırmık yazmak aklıma da gelmedi, gerek de duymadım.
Ta ki…
Ta ki geçen cumartesi sabahı, Fox TV’de, İlker Karagöz’ün konuğu olduğu Çalar Saat programında onu izleyene kadar.

***

Beğenen olmuştur, beğenmeyen olmuştur. Ekranda savunduğu ekonomik görüşlere katılan olmuştur, katılmayan olmuştur. Söylediklerine bakmadan, sadece ekranda pırıl pırıl gülümseyen, gencecik yüzüne ve hiç teklemeden konuşmasına, konusuna şaşılacak ölçüde egemen oluşuna değer biçenler olmuştur ya da olmamıştır…
Ha, bir de o gün o programı seyretmeyen olmuştur…
Olsun. Televizyon seyretme özürlü ben seyrettim.
Selin Sayek Böke’den günümüz sosyal demokrasisinin ekonomiye yaklaşımını dinledik.
Neredeyse 50 yıldır sosyal demokrat bir partiye dönüşmeye çabalayan ve hâlâ ve henüz bunu becerememiş CHP’yi izlerim. Bülent Ecevit’in, “Köykent” ütopyasını da okudum, dinledim; “Toprak işleyenin su kullananın” gibi çok söylenmiş ve hep slogan düzeyinde kalmış iddialarını izledim. Deniz Baykal’ın “Anadolu solu” adını taktığı laf salatasını da…
Son yıllarda genel demokratik talepler ötesinde seçim bildirgelerinde, kurultay bildirgelerinde geçiştirilen ekonomik projelerini ya da tercihlerini de…
Ya sosyal demokrasinin kuruluş yıllarından kalma yani bayatlamış, aşınmış, aşılmış ve terk edilmiş hedefler üstüne paragraflar döktürülmüştü ya da sosyal demokrasiye yabancı yaklaşımlar, programatik öneriler…
Günümüz sosyal demokrasi kuruluş yıllarından farklı olarak artık kapitalizmi aşmayı değil kapitalizmi insancıl ve katlanılabilir kılmayı hedefliyor. Serbest piyasa ekonomisini reddetmiyor ancak sosyal devlet ilkesini de savunmaktan geri kalmıyor.
Selin Sayek Böke bugünün sosyal demokrasisini içselleştirmiş ve Türkiye toprağında gerçekleştirilebilir modelleri üstüne kafa yormuş. Bunu pek güzel anlattı. Türkiye’nin jeopolitik konumunu bugüne kadar sadece militarist yaklaşımla gören geleneksel siyaset esnafının tersine, bunu ekonomiyi sağlıklı işletebilecek bir jeopolitik coğrafi konum ve bir fırsat olarak değerlendiriyor.
Uzun bir TV programında Sayek Böke’nin söylediklerini tek tek ele alıp değerlendirmek bir gazete yazısının harcı değil.
Zaten benim niyetim de bu değil.
Ben sadece CHP laf kalabalığının ötesinde bir ekonomi programı oluşturmaya niyetliyse Sayek Böke’nin önerileri üstüne iyice kafa yorması gerektiğini vurgulamak istedim.

***

Bir de…
Bir de Füsun Sayek arkadaşım hâlâ aramızda olsaydı ona diyeceğimi okurlarla paylaşmak istedim. Şöyle derdim:
- Füsuncuğum, bugüne kadar Selin’i Füsun’un kızı” diye tanıdım, tanıdık. Bundan böyle seni “Selin’in annesi Füsun” olarak tanıtacağım…
Füsun hem kabullenir hem mutlu olur hem fırsat bilir kızıyla bir kez daha övünürdü…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları