Ah bu diziler
Ayşegül Yüksel
Son Köşe Yazıları

Ah bu diziler

02.01.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türk televizyonları 2024’e hızlı girdi. Yeni başlayanlar noktalananları sayıca çok aşıyor. Çoğunlukla ilk üç haftayı izleyip dizinin yaşamımdaki yeri hakkında karar veriyorum. Seçimlerimde yanıldığım çok oluyor. Merakla izlediğim ya da pişman olsam da izleme alışkanlığı edindiğim dokuz adet dizi var. Yan gözle baktıklarımı da sayarsanız on beşi buluyorum.

Neden mi bendeki bu merak? Her şeyden önce artık sahnede çok sık göremediğimiz tiyatro sanatçılarının yorumları için. “Yalı Çapkını”nda Çetin Tekindor, “Kızılcık Şerbeti”nde Aliye Uzunatağan, “Ne Gemiler Yaktım”da Çiğdem Selışık Onat, “Hudutsuz Sevda”da Burak Sergen, “Safir”de İpek Tuzcuoğlu, “Aldatmak”ta Vahide Perçin ve Mustafa Uğurlu, “Şahane Hayatım”da Sumru Yavrucuk ve birçok başka kıdemli sanatçı sıra dışı oyunculuklarıyla ve Türkçeyi hiçbir telaffuz ve tonlama yanlışına yüz vermeden kullanmalarıyla hayranlık uyandırıyorlar. (Gençler arasındaki büyük yetenekleri değerlendirmek için kendime biraz zaman tanıyorum).

KURGU DÜZENLEMESİNİN ÖNEMİ

Dizi merakımın bir başka nedeni, Metin And hocamın bu sürekli öykülerin kurgusu bağlamında ısrarla dikkat çekmiş olması. Sevgili And, “Yalan Rüzgârı” ile dizi bağımlısı olmuş, bizleri de peşinden sürüklemişti. And’a göre uzun süremli bir öyküyü kurgularken olayları, izlekleri ve karakterleri kullanmak için yalnız yaratıcılık değil, büyük oranda mühendislik dehası da gerekiyor. Öykünün bu temel taşlarını öyle ustalıkla buluşturacaksınız ki “merak öğesi” hep sürecek, oyunculara doyurucu roller yazılabilecek ve bu yolla izleyeni duygusal ve düşünsel açıdan sarıp sarmalayacak bir serüven oluşturulacak.

İşte bu noktada dizi sektörümüz tökezlemeye başladı. Ürün sayısı arttıkça, üretme hızı da çoğaldı. Senaristlerin başlarını kaşıyacak zamanı yok. Bu nedenle, birbirlerini taklit edip duruyorlar. Karakterlere isim takarken bile... 

Sözgelimi, artık her dizide “mafya”nın öncelikli yeri var. Bu da şiddet olgusunu körükleyerek öyküleri yavanlaştırdığı gibi, her gün “haberler”de izlediğimiz şiddet olaylarını da yüreklendiriyor. Dahası, çocuk oyuncuların ilgi çektiği düşünülerek her diziye en az bir çocuk öğesi yerleştiriliyor. Bu çocuk ya da bebeklerin bir bölümünün ya annesinin ya da babasının kim olduğu, birileri tarafından gizlendiği için, öykü, derinliği olmayan bir kimlik arayışına dönüştürülüyor. Bir de ergenlik bunalımları yaşayan gençleri canlandırma modası çıktı ki izlemek insanın dayanma gücünü aşıyor. Avaz avaz bağırarak -sözüm ona- dünyaya karşı çıkan gençler, anlayış uyandırmaktan çok, kulak tırmalıyor. (Senaristlerin ve oyuncu “koç”larının bu konuda çok daha duyarlı olmaları gerekiyor).

ŞİİRSEL ADALETE NE OLDU?

En önemlisi de gerçek yaşamda olmasa da yazın yapıtlarında bulabileceğimiz “şiirsel adalet” dizilerde yok olmak üzere. Öykülerin bir bölümünde birçok cinayet yer alıyor, ama kısa süre sonra peşi bırakılıyor. “Aldatmak”ta Yeşim’in komşusunu trenin altına attığı, Tarık’ın düşmanını vurduğu, “Kardeşlerim”de Akif’in ve başkalarının neden olduğu ölümler, “Safir”deki çeşitli öldürme olayları, “Yabani”deki ölüm neredeyse unutulmuş gibi. (Herhalde bir gün senaristler daha önce yazdıklarını anımsayacaklardır).

Karakterlerin her fırsatta hastaneye, karakola, hapishaneye düşmeleri artık alışılan örgeler arasında. Şu ya da bu nedenle kişilerin birbirlerine durmadan yalan söylemesi, sınırsız sayıda kullanılan “kapı dinleme” öğesi, karakterlerin özellikle kendi evlerinde gerçekdışı bir şıklık içinde dolaşmaları, çeşitli ve zaman zaman da aynı uzamı işleyen “zengin konağı” görüntüleri, kimi karakterler için sürekli işlev taşıyan roller yazılmaması, çok uzayan dizilerde, olaylar noktalandıktan sonra yeni karakterlerle yeni bir öykünün başlatılması, dahası, sayısız telaffuz ve tonlama yanlışlarıyla dilimizin kirletilmesi artık alışılagelmiş ve vazgeçilmesi gereken kusurlar arasında yer alıyor.

Genellikle yemek yaparken banttan izlediğim dizileri, önemli bir ekonomik sektöre dönüştüğü, binlerce özverili çalışanının karnını doyurduğu, genç oyunculara olanaklar tanıdığı, kıdemli oyuncuları ulusal ve uluslararası düzeyde değerlendirdiği için çok önemsiyorum. Dizi sektörünün, düşünce ve duygularımızı derinleştirecek boyutlara ulaşmasını diliyorum.

Yazarın Son Yazıları

‘Âşık Shakespare’in yaratıcısıydı

Dünya tiyatrosu, son 60 yılın -tartışmasız- en büyük oyun yazarı Tom Stoppard’ı 29 Kasım’da yitirdi. 1937’de Çekya’nın Zlin kentinde doğan Tomas Straussler, Nazi işgalinden kaçan ailesiyle çocukluğunda bir süre Singapur ve Hindistan’da yaşamıştı. Annesi, babasının ölümünün ardından bir İngilizle evlenince 1946’da üvey babasının soyadını alarak yedi yaşındayken İngiliz vatandaşı oldu.

Devamını Oku
16.12.2025
28. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali noktalandı

Festival çoğunlukla Çankaya Belediyesi’nin sahnelerinde yer aldı. Toplamda 12 farklı oyun salonu kullanıldı.

Devamını Oku
02.12.2025
‘Tiyatro hazinemiz’ sergileniyor

Takviminize not edin. 27 Kasım-31 Ocak tarihleri arasında İstanbul Depo’da tiyatro mirasımızın arşivleri sergileniyor. Tophane’deki bu sanat uzamının tam adresi: Depo/Tütün Deposu, Lüleci Hendek Caddesi No. 12 (E-posta adresi: depo@depoistanbul.net Telefon: 90 (212) 2923956)

Devamını Oku
18.11.2025
Meraklıları için tiyatro bilimi

Kitapların her bir bölümünün sonunda yer alan “ölçme ve değerlendirme”ye yönelik alıştırmalar, öğrencinin, eğitim sürecinde etkin bir katılımcı olmasını sağlıyor.

Devamını Oku
04.11.2025
Dergi yöneticisi Ozan Ertuğ

Ozan Ertuğrul Özüaydın’ı şiir meraklıları tanır. Çoğunlukla şiirlerini içeren 11 kitabı var. Yapıtlarını 4 ve 5 Ekim’de 22. Ankara Kitap Fuarı’nda imzaladı.

Devamını Oku
28.10.2025
DTCF Tiyatro Bölümü 61 yaşında

Ben bu öyküye ne zaman katıldım? İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda lisansüstü öğrencisiyken tüm bölümlere sınavsız tiyatro dersleri veren Haldun Taner’in gözüne -yaptığım bir ödev nedeniyle- girmiştim. 1964’te, DTCF’de açılacak tiyatro bölümüne başvurmam için bana haber yolladı. Yurtdışında burslu olarak yüksek lisans yapmaya hazırlanıyordum; yolumu değiştiremedim. Ama sonunda da sevgili Taner’in sözüne geldim: 1978’de, çoluğa çocuğa karışmışken DTCF Tiyatro Bölümü’nün doktora öğrencisi oldum. Akademik kadrom ODTÜ ya da (sonra) DTCF İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda olsa da tiyatro bölümünün altın çağını yaşadım. 1981’de başlayan derslerim göz açıp kapayıncaya dek 32 yıla ulaştı

Devamını Oku
07.10.2025
Tiyatroların iletişim alışkanlıkları

70 yıllık tiyatro seyircisi ve 50 yılı aşkın süredir aralıksız yazan bir eleştirmen olarak tiyatrolarla iletişim kurma üstüne düşündüğümde geçmiş yılları özlüyorum.

Devamını Oku
23.09.2025
12 Eylül’ün savurduğu sonbahar yaprakları

12 Eylül döneminin tiyatro eleştirisi çoğunlukla sahne olaylarındaki özensizliğe karşı çıkmaktadır. Bu aşamada gazetelerdeki kültür sanat sayfalarının küçülmeye, eleştiri yazılarının azalmaya başladığı görülür.

Devamını Oku
09.09.2025
Ferhan ve Müjdat gündemimizde

Ferhan Şensoy’u 31 Ağustos 2021’de 70 yaşındayken yitirmiştik. Yeni yapılan “Ferhangi Bir Yaşam” belgeseli seyircisiyle buluşmayı bekliyor. Müjdat Gezen ise 82 yaşında ve bir hafta önce hakkındaki soruşturma kapsamında ifade vermeye çağrıldı.

Devamını Oku
26.08.2025
Metin Sözen: Anadolu’yu kucaklamıştı

Değerli bilimadamı Prof. Dr. Metin Sözen’i 1 Ağustos’ta yitirdik. Yaşamını ülkemizin doğal, tarihsel, kültürel değerlerine sahip çıkılmasına adamış, yüce gönüllü bir insandı.

Devamını Oku
12.08.2025
Genco’ya ikinci mektup

Sevgili Genco, Sen gideli bir yıl oldu. Zaman çabuk geçiyor. İlk mektubumda (Cumhuriyet, 13.08.2024) ardında bıraktığın görsel-işitsel belgelerden söz etmiştim: Sanat yaşamın boyunca oluşturduğun sesli kitapları, fotoğraflarınla yorumladığın şiirleri, çevirilerini, plak ve kasetlerinde kayıtlı müzik çalışmalarını...

Devamını Oku
29.07.2025
Memet Baydur’un diyecekleri var

Okuduğunuz başlığı bir başka yazımda da kullanmıştım. Ölümünün üstünden 20 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına karşın, Memet Baydur’un bizlere diyecekleri sürüyor

Devamını Oku
15.07.2025
Zeynep Oral’la çalışırken eğlenmek

17 Haziran’da Metrohan’da ilk gösterimi yapılan “Bir Babıali Zirvesi” başlıklı, Habitat TV yapımı Zeynep Oral belgeselini henüz izleyemedim. Neyse ki Dikmen Gürün izlenimlerini geçen haftaki yazısında bir güzel dile getirmiş. Okurken belleğimde birikmiş, belge tadında Zeynep Oral olayları gözümün önüne gelmeye başladı. Bu yazıda Zeynep’le yaşanmış anlar var.

Devamını Oku
01.07.2025
İlhan Selçuk’un ‘Pencere’ köşesini anarken

Gazete ve dergi yazarlığım 50 yıla ulaştı. ​​Özgür basın dergisinde başlayıp çeşitli başka dergilerde ve ayrıca 45 yıl Cumhuriyet’te süren bu uğraşa -30 yıldır gazeteme iki haftada bir “Sahneden” köşesini yazmak da eklenmiş. Kolay iş değil.

Devamını Oku
17.06.2025
Oya Başak’ın kahkahası eksildi dünyamızdan

Prof. Dr. Oya Başak’ı bir hafta önce yitirdik. Cenazesindeki çelenklerden birinde “çocukların” yazıyormuş.

Devamını Oku
03.06.2025
Vasıf Öngören ‘Zengin Mutfağı’ ile ‘şimdi’ ve ‘burada’

“Zengin Mutfağı” oyunu neredeyse 50 yıldır sahnelerimizde yer alıyor. İşin hoşu, oyunun başkişisi Lütfü Usta’yı oynayan Şener Şen Usta da 1977’de ilk kez canlandırdığı bu karakteri son üç yıldır yepyeni bir seyirci kuşağına sunmakta.

Devamını Oku
20.05.2025
Bahar ölümsüzlük simgesidir

Bahar ölümsüzlük simgesidir

Devamını Oku
06.05.2025
Ahmet Özer’in 50. kitabı çıktı

Ahmet Özer’in 50. kitabı çıktı

Devamını Oku
22.04.2025
Son veda...

Son veda...

Devamını Oku
09.04.2025
Tiyatro biletleri uçuşta

Tiyatro biletleri uçuşta

Devamını Oku
08.04.2025
Shakespeare siyaset sahnesinde

Shakespeare siyaset sahnesinde

Devamını Oku
25.03.2025
Sanat Kurumu 78. yaşını sürüyor

Sanat Kurumu 78. yaşını sürüyor

Devamını Oku
11.03.2025
Nevra Serezli: Profesyonel tiyatroda 60 yıl

Nevra Serezli: Profesyonel tiyatroda 60 yıl

Devamını Oku
25.02.2025
İzmir D.T’den ‘Karıncalar / Bir Savaş Vardı’

İzmir D.T’den ‘Karıncalar / Bir Savaş Vardı’

Devamını Oku
11.02.2025
Heiner Müller’den ‘Medea’

Heiner Müller’den ‘Medea’

Devamını Oku
28.01.2025
‘Vatan Kurtaran Şaban’ günümüzde

‘Vatan Kurtaran Şaban’ günümüzde

Devamını Oku
14.01.2025
Broadway ya da West End biçeminde süper tiyatro

Broadway ya da West End biçeminde süper tiyatro

Devamını Oku
31.12.2024
Gonca Vuslateri Shakespeare oynamalı

Gonca Vuslateri Shakespeare oynamalı

Devamını Oku
17.12.2024
Özdemir Nutku anlatıyor

Özdemir Nutku anlatıyor

Devamını Oku
03.12.2024
Ankara’da tiyatronun renkleri

Ankara’da tiyatronun renkleri

Devamını Oku
19.11.2024
Festivalde üç Shakespeare oyunu

Festivalde üç Shakespeare oyunu

Devamını Oku
05.11.2024
‘Öteki’nin dramı

‘Öteki’nin dramı

Devamını Oku
22.10.2024
Ankara’da yeni bir tiyatro şenliği

Ankara’da yeni bir tiyatro şenliği

Devamını Oku
08.10.2024
Ateş Kuşu Semiha Berksoy

Ateş Kuşu Semiha Berksoy

Devamını Oku
24.09.2024
Tiyatromuzun belleği: Türkiye Tiyatro Vakfı beş yaşında

Tiyatromuzun belleği: Türkiye Tiyatro Vakfı beş yaşında

Devamını Oku
10.09.2024
Müşfik Kenter’i anarken...

Müşfik Kenter’i anarken...

Devamını Oku
27.08.2024
Genco’ya mektup

Genco’ya mektup

Devamını Oku
13.08.2024
Nilüfer Kent Tiyatrosu ile Daltabanlar ayrı düştü

Nilüfer Kent Tiyatrosu ile Daltabanlar ayrı düştü

Devamını Oku
30.07.2024
Hocamız Sevda Şener’i yitireli 10 yıl oldu

Hocamız Sevda Şener’i yitireli 10 yıl oldu

Devamını Oku
16.07.2024
Tiyatromuzun modernleşme süreci İngilizcede

Tiyatromuzun modernleşme süreci İngilizcede

Devamını Oku
18.06.2024