Suriye’de ‘kimin’ ve ‘neyin’ savaşı?
Erol Manisalı
Son Köşe Yazıları

Suriye’de ‘kimin’ ve ‘neyin’ savaşı?

03.03.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’nin ulusal çıkarları ve bölge barışı için “yapılması” gerekenler yerine, “yapılmaması” gerekenleri tek tek “inşa ederseniz” bugünkü inanılmaz bataklığın içine saplanıp kalırız.

- İdlib’de cihatçılar, meşru (ve laik) Şam rejimine karşı bir “hilafet yönetimi” kurmuşlar. Zeminini BM tarafından terörist kabul edilen dinci (ve paralı) örgütler oluşturuyor.

- Bunlar bizim tanklara binip Suriye topraklarında, meşru rejime karşı bayrak sallıyor, saldırıyor, vuruyor. Batı, Rusya ve Çin bunlara karşı, ABD derin devleti hariç.

- Ve bizim gencecik evlatlarımız bu cihatçılar yüzünden can veriyorlar.

- Ankara, Soçi Mutabakatı’nda Rusya ve İran’a verdiği sözleri yerine getirmiyor ya da getiremiyor. Üstüne, Şam’a ültimatom verip cihatçıların hoşuna gidecek bir pozisyon içine düşüyoruz.

- Ve sonuç, Esad ve Rusya’ya karşı ABD’den (ve NATO’dan) yardım istiyoruz: Suriye’de PKK ile birlikte, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı Suriye Kürdistanı’nı var gücü ile kurmakta olan ABD’den talepte bulunuyoruz.

- İşin en acı tarafı da, 2011’den beri AKP iktidarının Arap Baharı (!) ile Esad’a karşı başlattığı kavganın, işi bugünkü noktaya getireceğini bangır bangır ifade eden büyük çoğunluğa karşı: sağcısı, solcusu, gerçek Müslümanı, hatta birçok AKP’lisi bu cephede yer almış iken...

Türkiye’nin ulusal çıkarları ekonomiden siyasete, kültürden güvenliğe, olağanüstü büyük kayıplara uğradı ve uğrayacak; pırıl pırıl gençlerimiz hayatlarını kaybettiler, aileleri üzüntüye boğuldu. İçimize yarının saatli bombası 5 milyon Suriyeliyi yerleştirdik, bu yüzden işsiz sayımız 2 milyon arttı, masrafları bütçemizi aldı götürdü. Ve sonunda, “misliyle” diye diye bu noktaya, “misliyle” yuvarlandık.

Siyasal İslam, Nusra ve iktidarda kalmak

Esad’la (ve Şam’la) 2011 öncesi “cennet” ilişkiden, bugünkü “cehennem ilişki” noktasına gelmemizde esas faktör, İhvancı politikanın dayatılmasıdır.

Parlamenter sistemden tek adam rejimine geçiş bu yolu iyice açtı. Meclis’in haberi bile olmadan, Suriye ile savaş durumuna giriyoruz. Hem de İdlib’deki cihatçılarla aynı safta durarak. 

Siyasal İslam odaklı dayatmalar (ve rejim değişikliği) Atatürk’ün dünyaya örnek olmuş koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni, İdlib’deki cihatçılarla yan yana, Suriye ile savaşa kadar sürükledi.

Sorunun temelinde şu var: Türkiye’nin ulusal çıkarları ve demokratik bir çağdaş yaşam tarzı için uygulanacak politikalar açık seçik biliniyor, söyleniyor ve yazılıyor. Ancak yönetim (ve uygulamalar) aksi yönde yürütülüyor.

Evet, sorunun özünde, “demokratik sivil toplumsal örgütlenmelerin yolunun kesilerek” dinci örgütlenmelerin üzerine oturtulmuş yönetim tarzı (ve rejim) yatıyor.

Muhalefet partilerinin, “sivil demokratik toplumsal örgütlenmeler üzerinde yoğunlaşmaları” tek çıkış yoludur. Tarım kooperatiflerinden işçilerin sendikalaşmalarına, esnafın örgütlenmesine ve en başta da parlamenter sistemle birlikte, “ulusal çıkarlar için ekonomide, eğitimde, dış ilişkilerde, güvenlikte uzun vadeli plan ve uygulamalar yürüten bir düzene” geçilmesi kaçınılmazdır.

Bunlar olsaydı bugün Suriye ile güllük gülistan geçinen iki dost ve komşu ülke olurduk; ABD ve Rusya’ya elimizi, avucumuzu açmazdık...

Sürüklendiğimiz bu sorunlar yumağı sonucunda kazananlar FETÖ’cüler, ABD ve İsrail olmuştur. Biz geçen hafta cihatçılarla birlikte Şam’a karşı savaşırken aynı saatlerde İsrail, Golan Tepeleri’ni vuruyordu, ne tesadüf...

Üstelik, bir Türkmen yurdu da olan Golan Tepeleri’ni...

Ve Ankara ise İdlib’de ABD, İsrail ve cihatçılarla birlikte Şam’a karşı yürümeyi sürdürüyor. Libya’da dün, Kaddafi’ye karşı yaptığımız gibi...

Almanya’daki okurum Ali Demirel’e not: Yayımlanan kataloğuma, senin gönderdiğin “emek ürününü” de koydum...

Yazarın Son Yazıları

Sansür, demokrasi ve araçlar

Sansür, demokrasi ve araçlar

Devamını Oku
18.10.2022
Devlet olmanın nitelikleri

Devlet olmanın nitelikleri

Devamını Oku
11.10.2022
Örtülü iç savaş mı?

Örtülü iç savaş mı?

Devamını Oku
04.10.2022
Başarı mı, yoksa ...

Başarı mı, yoksa ...

Devamını Oku
27.09.2022
Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Türkiye’nin stratejik konumundaki çelişkiler

Devamını Oku
20.09.2022
Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Atatürk ve 2. Elizabeth, iki ayrı dünya

Devamını Oku
13.09.2022
Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Fidel’in tangosu ve Atatürk’ün zeybeği

Devamını Oku
06.09.2022
Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Dibeklihan’dan Türkiye manzaraları

Devamını Oku
30.08.2022
‘Ortak yararları’ yok etmek neden

‘Ortak yararları’ yok etmek neden

Devamını Oku
23.08.2022
AKP dış politikasını neden değiştiremez

AKP dış politikasını neden değiştiremez

Devamını Oku
16.08.2022
ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

ABD ve Çin’in Pasifik kavgasında bir anı

Devamını Oku
09.08.2022
Siyasal İslamda dış politikamız

Siyasal İslamda dış politikamız

Devamını Oku
02.08.2022
Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Kıbrıs, Türkiye’nin çıkış yoludur

Devamını Oku
26.07.2022
Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Türkiye ve İngiltere nasıl benzeşirler ki!

Devamını Oku
19.07.2022
Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Ünlü dostlarla bayramlaşmanın türlü yolları

Devamını Oku
12.07.2022
Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Siyasal İslamın ‘Batıcılık’ çelişkisi ve AKP

Devamını Oku
05.07.2022
Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Seçimler, şiddet, sağduyu ve hukuk

Devamını Oku
28.06.2022
Bastonların karizmatik sahipleri

Bastonların karizmatik sahipleri

Devamını Oku
21.06.2022
AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

AKP’nin politikalarındaki ‘ironi’

Devamını Oku
14.06.2022
Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Başarılı bir maratoncu, Kemal Bey...

Devamını Oku
07.06.2022
AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

AKP ve Türkiye’de köylünün ‘uyanışı’

Devamını Oku
31.05.2022
AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

AKP korkusu, sağı ve solu yakınlaştırdı mı?

Devamını Oku
24.05.2022
Tramvay da şık yayalar da...

Tramvay da şık yayalar da...

Devamını Oku
17.05.2022
Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Ulusallık, sosyal devlet ve kavram kargaşası

Devamını Oku
10.05.2022
AKP bütün gemileri yaktı mı?

AKP bütün gemileri yaktı mı?

Devamını Oku
03.05.2022
AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

AKP’nin ‘göçmen politikası’ mı?

Devamını Oku
26.04.2022
Türkiye nereye mi gidiyor?..

Türkiye nereye mi gidiyor?..

Devamını Oku
19.04.2022
‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

‘Arap Baharı’ndan sonra ‘Ukrayna Baharı’ (!) mı?

Devamını Oku
12.04.2022
Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Firavunlar, bastonlar, zeytin ağaçları ve tahıl ambarları

Devamını Oku
05.04.2022
Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Demokrasi, bireyin ve toplumun yararlarının örtüştürülmesidir

Devamını Oku
29.03.2022
Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Moskova-Batı arasında ip cambazlığı

Devamını Oku
22.03.2022
Karadeniz, Doğu Akdeniz, Körfez üçgeni

.

Devamını Oku
15.03.2022
Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Ukrayna nelerin turnusol kâğıdı oldu?

Devamını Oku
08.03.2022
Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Hastane odasından 28 Şubat haberleri

Devamını Oku
01.03.2022
Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Öz değerlerden Amerikancılığa ve nihayet siyasal İslama

Devamını Oku
22.02.2022
Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Beyrut, Kıbrıs ve Hatay’ın güneyi

Devamını Oku
15.02.2022
Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Türkiye’de ‘devletin özelleştirilmesi’

Devamını Oku
08.02.2022
Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Siyasal İslamın ‘kültürel egemenlik’ açmazı

Devamını Oku
01.02.2022
AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

AKP’nin ‘bozarak değiştirmek’ stratejisi

Devamını Oku
25.01.2022
Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Kaos ortamında seçime girerken olasılıklar ve Enes çocuk...

Devamını Oku
18.01.2022