2. Cumhuriyetçilerin ibretlik öyküsü

31 Ocak 2024 Çarşamba

100 yılın sonunda neden hâlâ ‘demokratik Cumhuriyet’ olamadık?

Bırakın demokratik Cumhuriyeti, siyasal İslamcı otoriter bir rejime nasıl savrulduk?

Rejim inşasında basının rolü nedir?

Bu satırları yazan kim biliyor musunuz?

Siyasal İslamcı AKP’ye yıllarca büyük destek veren hem Türkiye’de hem de AB ve ABD’de onu “muhafazakâr demokrat” maskesiyle pazarlayan yetmez ama evetçi, 2. Cumhuriyetçi Mehmet Altan!

O satırları yazarken hiç mi utanmamıştır, yoksa hafızası güçlü olmayan bir topluma seslendiğini düşünerek başını kuma mı gömmüştür?

Altan, Artı Gerçek adlı haber sitesinde 25 Ocak Perşembe günü “Muhalefet istemiyorum” başlıklı yazısında her zamanki gibi Atatürk ve 1923 Devrimi’ne nefretini kusmuş. Ona göre baştan demokratik olarak oluşmayan devlet yapısı nedeniyle Türkiye bugün de demokratik değil.

Devrimler kendinden önce var olan düzeni yıkıp yerine yeni bir düzen kurar. Türkiye’de de öyle oldu. Daha Kurtuluş Savaşı verilirken açılan TBMM devreye sokuldu.1923 Cumhuriyet Devrimi’nin, ülke içinde emperyalistler ile işbirliği yapan saltanat ve hilafete karşı mücadele edilirken bir yandan da dört bir yanı işgal edilen toprakları korumak için verilen çok zorlu bir bağımsızlık savaşının sonucunda gerçekleştiğini burada uzun uzun anlatacak değilim.

Ama Altan’ın yazısındaki sorulara yanıt vermek isterim.

SİYASAL İSLAMCI OTORİTER BİR REJİME NASIL MI SAVRULDUK?

Sizin gibi 2. Cumhuriyetçiler, daha İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanı iken “Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz” diyen, şeriatçı olduğunu söyleyen Erdoğan’ı sanki bir demokrasi havarisiymiş gibi tanıtıp, her akşam kanal kanal dolaşıp AKP’ye toplumsal rıza yarattığınız için!

Askeri vesayet gidecek, demokratikleşeceğiz” diyerek halkı kandırdığınız için!

12 Eylül beslemesi liberaller, 1923 Cumhuriyet Devrimi ile güçlenen Aydınlanma mücadelesine destek vermek yerine ortaçağ gericiliğini savunanlara özgürlük istemeyi demokratlık sandığı için!

Saltanat ve hilafeti kaldırıp egemenliği kayıtsız şartsız halka veren Cumhuriyeti ilan eden, şeriat hukuku yerine laik hukuku getiren, çağdışı medreseleri kapatıp yerine laik ve bilimsel eğitimi başlatan, kadının olması gerektiği gibi toplumsal hayatta öne çıkmasını sağlayan yasaları çıkaran, tam bağımsızlıkçı bir devrimi değil, ona karşı feodal zihniyeti savunanların yanında durmayı demokratlık diye gösterip halkı aldattığınız için!

Aydın” sanılan pek çok emperyalizm aparatı liboş gibi, “numaracı cumhuriyetçilik” ile karşıdevrim saflarına geçenler arasında yer aldığınız için!

İkinci Cumhuriyetçiliğin Temelleri” adlı kitabımın alt başlığında belirttiğim gibi, “İkinci Grup’tan Yetmez Ama Evetçi Liberallere 90 Yıllık İhanetin Mirası” kuşaktan kuşağa aktarıldığı için!

TARİKATLARI VE CEMAATLERİ DESTEKLEDİĞİNİZ İÇİN!

Devletin tepesinde Nakşibendi tarikatını örgütlerken neoliberal politikalarla gericiliği buluşturup emekçileri silindir gibi ezen Turgut Özal’a, 1960’larda sosyalist bir aydın olarak tanınan ama 1980 sonrası “artık rahat yaşamak için” destek verdiğini söyleyen babanız gibi 2. Cumhuriyetçiler de arka çıktığı için!

Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığını “devlet elitinin parsellediği halk arazisine, gerçek halkın binasını kurma girişimi” diye nitelediğiniz için!

FETÖ, devletin tüm hücrelerine sızarken Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın etkinliklerinde boy gösterdiğiniz için!

Siyasal İslamcılar FETÖ ile işbirliği yaparak, ordu, üniversite, yargı ve medyada önce üslenip sonra kumpaslarla hepsini yerle bir ederken, insanlar uydurma belgelerle yıllarca hapsedilip bazılarının ölüleri hapisten çıkarken liboşlar ellerini ovuşturduğu için!

Ağabeyiniz Ahmet Altan, FETÖ kumpaslarının borazanlığını yapmak için Taraf adlı günlük bir yayın çıkararak “1923’te kuruldu, 2008’de arınıyor” diye manşet attığı için!

Herhalde bunlar da basının rolünü açıklayan yanıtlardır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları