Çağdaş zamanların yalnızları

Yalnızlık, aşk ve iyileşmek... “Adsız Aşıklar”, Halit Ergenç ve Funda Eryiğit’in başarılı oyunculuğu eşliğinde günümüz insanının en derin dertlerine eğiliyor.

Çağdaş zamanların yalnızları
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.01.2025 - 10:21

“Bu devrin şeytanı yalnızlık... Kalabalıkların içinde büyüyen bir sarmaşık gibi her yeri sarıyor. Başımıza ne geliyorsa yalnız kalamadığımız için geliyor. Binalar yükseldikçe insanlar küçüldü. Tanrı görünmez oldu. Eskiden ondan dilediğimizi şimdi insandan diliyoruz. Biri gelsin kurtarsın bizi... Yeni dünyanın dini aşk, mesihi bir başkası. Kim o yabancı?”

İstanbul’un ışıl ışıl görüntüsünün, kalabalıklarının, yalnızlarının, dışarıdaki kaosunun veya evlerin içindeki dinginliğinin perdeye yansımasına eşlik eden bu sözler, birazdan ekranın kenarına ilişecek birine ait. Sahnede konuşma yapan adamın söylediklerini, onu dinleyenlerin arasında gizlenerek harfiyen tekrar eden Cem (Halit Ergenç), aslında bir görünmez kahraman. Sahnede konuşan kişiyi kendisine kalkan edinmiş, onun kitaplarla insanlara yaydığı düşüncelerin, uyguladığı terapilerin ve Aşk Hastanesi’nin asıl mimarı. Henüz çocukken yaşadığı travmatik bir durumdan ötürü aşka olan güvenini kaybetmiş ve bu nedenle çağdaş insanın en büyük derdi, “aşk hastalığına” yakalanan insanları tedavi etmeye adamış kendisini. Hastaneyi kurduktan sonra da tıpkı “Sil Baştan” (Eternal Sunshine of the Spotless Mind, 2004) filmini hatırlatırcasına kalbi kırılanlar, aldatılanlar, evliliği krizin eşiğine gelenler, unutmak isteyenler veya sırf iyileşmek isteyenler için bir terapi geliştirerek bu dertten mustarip insanlara yardımcı olmaya çalışıyor. Çünkü en başta kendisinin kalbi kırılmış, en başta kendisi de hastaları gibi bu yaralı. 

Başlangıçta karizmatik bir şekilde herkese “ders veren”, ünüyle aşk kederine bulanmış yıldız isimleri bile tedavi eden Cem’in bu durumuna neden olan nedenlerin öğrenmeye başlamak için beklememize gerek kalmıyor. Çünkü henüz ilk bölümde gerçekleşen ikili kırılma, hastanedeki çatışmayı beraberinde getirirken Cem’in yaşamına kendisinin tümüyle karşı tarafında konumlanan Hazal’ı (Funda Eryiğit) sokuyor ve böylelikle, Cem’in alabildiğine sıra dışı görünen karakterinin karanlık dehlizlerine dalmaya başlıyoruz.

DERİNLEMESİNE BİR KARAKTER

Gerçekten de Netflix’te yayımlanan “Adsız Aşıklar”ı, bu denli ilgi çekici, eğlenceli, tuhaf bazen de ilişkiler üzerine “yeniden” düşünmeye sevk eden bir unsur varsa o da Cem karakterinin tanımlanması zor çekiciliği üzerine kurulu. Korkuları, endişeleri, takıntıları, vesveseleri ve tikleriyle o kadar iyi yaratılmış ve Halit Ergenç’in üzerine o kadar yakışmış bir karakter ki Ergenç’in karizmasını bir kenara bırakmayı başararak annesiyle sorunlu, geçmişiyle sorunlu, yeme bozukluğu olan bu “tuhaf” adama tümüyle inanıyorsunuz. Elbette Ergenç, nefis yorumuyla bu inandırıcılığın asıl sorumlusu ancak karakteri yaratan Başar Başaran’ın titiz ve ayrıntıcı tasavvurunun da altını çizmek gerek. Dahası, Cem’e zıtlık olarak konumlandırılan Hazal’ın da en az Cem kadar ayrıksı (her ne kadar aşka olan inancıyla Cem’in karşısında “sıradan” gibi görünse de) ve ayrıntılı karakteri hem ikiliyi hem de diziyi daha heyecan verici kılıyor. Çünkü karşımızda her ikisi de kırılmış, anneden ya da babadan travmalı, başarısız ama  başarılı, korkak ama öte yandan her ikisi de insanları “bu hallerine rağmen” iyileştirmeye çalışan çağdaş zamanın iki “yalnızı” var. Tıpkı dizinin girişinde söylenen sözler gibi her ikisi de bir yandan Mesih’i arıyor, bir yandan “aşk diniyle” bazen omuz omuza, bazen karşısında savaşıyorlar. 

Adsız Aşıklar, tıpkı Cem ve Hazal gibi bu dinin bir parçası olan ancak adının bir önemi olmayan pek çok insanın, yığınla yalnızın hikâyesi... Ve öykünün kalbindeki hüznü çeperleyen canlılığı ve neşesiyle, son zamanların en keyifli yerli yapımlarından biri oluyor.

Puanım: 7/10

Başak Bıçak - basakbicak@gmail.com 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler