Vahim tablo istatistiklere yansıdı: 23 buçuk milyon icra!

Borç ödemelerinde yaşanan sıkıntı, icra iflas istatistiklerine de yansıdı. Buna göre mahkemelerdeki icra dosyası sayısı 24 Mayıs 2022 itibarıyla önceki 2021 yılı sonuna göre 926 bin artarak 23 milyon 497 bine yükseldi.

Vahim tablo istatistiklere yansıdı: 23 buçuk milyon icra!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.05.2022 - 08:41

Adalet Bakanlığı verilerinden yapılan derlemelere göre pandemi kısıtlamalarının yaşandığı ve icra işlemlerine sınırlama getirilen dönemler dışında mahkemelerdeki icra dosyalarında ciddi artışlar yaşandı.

Dünya Gazetesi'nden Hüseyin Gökçe'nin haberine göre 2017 yılı sonunda 15 milyon 846 bin olan icra dosyası sayısı, 2018 sonunda 2 milyon 834 bin adet artarak 18 milyon 680 bine çıktı. 2019 sonunda 20 milyon 312 bine yükselen icra dosyası sayısı 2020 yılı sonuna gelindiğinde 22 milyon 196 bine çıktı.

İCRA İŞLEMLERİ DURDURULDU

2020 yılı Mart ayında yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile COVID-19 salgın hastalığının yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbirler kapsamında nafaka alacaklarına yönelik olanlar dışında tüm icra iflas takipleri durdurulmuştu. Daha sonra bir süre daha uzatılan yasaklar, normalleşme süreciyle birlikte kaldırılmıştı. İcra yasağının kaldırılmasıyla birlikte mahkemelerdeki icra dosyası sayısı da yeniden tırmanışa geçti. 2021 sonunda 22 milyon 571 bine çıkan icra dosyası sayısı 24 Mayıs 2022 itibarıyla, yani yılbaşından bugüne yaklaşık 1 milyon artarak 23 milyon 497 bin 126’ya ulaştı. 

KOBİ'LER BAŞTA GELİYOR

İcra dosyalarındaki artışlara yönelik uzmanlardan da çeşitli öneri ve yorumlar geldi. E. Gelir İdaresi Strateji Başkanı Nazmi Karyağdı, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de COVID-19 salgının en çok etkilediği kesimlerin başında KOBİ’lerin yer aldığını söyledi. Hem kısıtlı sermaye yapıları, hem azalan satışlar hem de krediye ulaşmada yaşanan zorlukların işletmeleri olumsuz yönde etkilediğinin altını çizen Karyağdı, “Öte yandan salgın döneminde ülkemizde uygulanan doğrudan gelir desteklerinin sınırlı olması da işletmeleri etkiledi” dedi.

Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde kurda ve enflasyonda yaşanan yükselişlerin de nakit dengesi ve işletme sermayesi açısından bazı KOBİ’leri olumsuz etkilediğini vurgulayan Karyağdı, “Bu aşamada mümkün olduğu kadar zararın yaygınlaşmaması ve zombi durumundaki şirketlerin reel ekonomiyi ve finans kesimini olumsuz yönde etkilememesi için hassas olmak gerekiyor” uyarısında bulundu.

Zombi şirketleri, “Görünüşte canlı olsalar da finansal olarak hayatiyetlerini kaybeden şirketler” olarak tanımlayan Karyağdı, bunlar “Düşük performans gösteren, almış olduğu kredileri veya borçları döndürebilme imkanı kalmayan, kendileri battığında hem finansal kesime de hem de reel kesine zarar veren şirketlerdir” diye konuştu.

Konkordato imkanını haksız yere kullanma yoluna başvurarak, reel kesimdeki tedarikçileri zor durumda bırakma olasılığı olan zombi şirketlere de rastlanabildiğini vurgulayan Karyağdı, “Birinci grup zombi şirketlerin oluşmaması için kredi verenlerce ve düzenleyici kurumlarca etkin bir finansal yönetimin takip edilmesi önem arz ediyor. Proaktif davranılması, şirketlerin zombi haline gelmeden önce gereken önlemlerin alınması gerekiyor. İkinci grup zombi şirketlerin alacaklılara zarar vermesini önlemek için de Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne önemli görev düşüyor” değerlendirmesinde bulundu. 

"ARTIŞ ÖNLENEMEZ"

Ekonominin iyi gitmediğinin göstergelerinden birisinin de icra dosyalarındaki artış olduğunu belirten Güncel Grup Yönetim Kurulu Başkanı YMM Yılmaz Sezer, koşullar düzelmediği sürece artışın önlenmesinin mümkün olmadığını bildirdi. Yılın özellikle ikinci yarısında kur baskısı kaynaklı sıkıntıların yaşanabileceğini dile getiren Yılmaz Sezer, finansal kaynak yaratmanın soruna engel olabileceğini belirterek, buna örnek olarak da Finansal Yeniden Yapılandırma uygulamasını gösterdi. Finansal Yeniden Yapılandırma müessesesinin 2023 yılı Temmuz ayına kadar uygulanacağına değinen Sezer, “Süreli olarak getirilen bu imkandan faydalanarak işletmelerin veya şahısların iflas etmeden önce müracaat edecekleri bir müessese olarak, iflas etmelerine engel olabilir” diye konuştu. Yılmaz Sezer, FYY sürecinin bilinirliğinin artırılarak, ihtiyaç sahiplerinin konu hakkında daha fazla bilgilendirilmesinin sağlanabileceğini ifade etti.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler