Yatıştıran duygularla. Fitzgerald!
Bir yanıyla zamanın ruhunu anlatırken Fitzgerald; kendi deneyimlerinin, yaşama seyrinin taşıdığı gerçeklik duygusunu metinlerinin dokusuna sindirir. İşte orada Fitzgerald’ın yaşam - yazı eksenindeki izleksel coğrafyasında karşımıza çıkan yaşama arzusu kayıp bir bakışın da simgesidir. Hayal kırıklıklarıyla örülen yaşamın izleri her bir anlatısına siner. Sıra dışı olanı gösterirken, yenilgilerin ve ‘çağ’ın gerçekliklerini anlatır.
Başlama noktası yaratmak! Feridun Andaç’ın yazısı...
Masamı kitaplarla donattım. Her birinde kalmak, oralardan başlamak istiyorum. Okuma kaydım aynı zamanda benim çalışma yol haritamın da izlerini taşır. Her okuma / yazma uğraşını “çalışmak” olarak görenlerdenim. Balkondaki masam bu okumalarıma eşlik edecek.
Yazdıklarıyla beni etkileyen yazarların ardına düştüğümü söyleyebilirim. Bu dün de böyleydi, bugün de. Bunun “neden” olduğunu çok da sorgulamadım. Onlar gibi yazmak düşüncesi yerine, “ben yazarsam nasıl yazarım”ı düşündüm hep. Hatta “nasıl yazmam” desem daha doğru.
Orhan Kemal’den ‘Eşe Dosta Selâm’ (06.03.2021)
Mektup tanıklıktır. Zamana, insan ömrünün anlarına, duygu ve düşüncelerine sahip çıkmaktır da. Işık Öğütçü’nün hazırladığı Eşe Dosta Selâm: Mektuplar (**) bizi Orhan Kemal’e biraz daha yaklaştırıyor. Öğütçü, adeta, Fikret Otyam’ın bıraktığı yerden devam ederek bir Orhan Kemal anı-mektup kroniği çıkarıyor ortaya.
Çehov’u yeniden okumak! Feridun Andaç'ın yazısı...
Tolstoy’un seçtiği Çehov öykülerini okurken, bu usta anlatıcının öykü dünyasının zenginliğini bir kez daha derinden hissettim. Öykü türünün insanı anlatmada başat bir anlatım biçimi olmasının bütün özelliklerini bize gösteren Çehov, bu türün kuruluşunda öncü bir yazardır.
Her şeyi öğüten zaman (22.10.2020)
Philippe Sollers, bize bu zamanın ruhunu anlatır, bu çağın değişiminin romanının nasıl yazılması gerektiğini de gösterir.
Güney Dal anlatısının gerçekliği! Feridun Andaç'ın yazısı...
Kuşkusuz “dışgöç” olgusu Güney Dal anlatısının nirengi noktasındadır. Ama onun bu sürece/gerçekliklere bakışı farklıdır. Ayrıca, eleştirel bir bakış içerir. Yaşananlara, oluşa gelenlere bakışındaki eleştirellik dünya düzenine, kapitalizmin hoyratlığına, insan gerçekliğine kavrayıcı bilinçle yaklaşımındandır.
Orhan Kemal’den ‘Eşe Dosta Selâm’ (22.07.2020)
Mektup tanıklıktır. Zamana, insan ömrünün anlarına, duygu ve düşüncelerine sahip çıkmaktır da. Işık Öğütçü’nün hazırladığı Eşe Dosta Selâm: Mektuplar (**) bizi Orhan Kemal’e biraz daha yaklaştırıyor. Öğütçü, adeta, Fikret Otyam’ın bıraktığı yerden devam ederek bir Orhan Kemal anı-mektup kroniği çıkarıyor ortaya.
Orhan Kemal’den ‘Eşe Dosta Selâm’ (25.05.2020)
Mektup tanıklıktır. Zamana, insan ömrünün anlarına, duygu ve düşüncelerine sahip çıkmaktır da. Işık Öğütçü’nün hazırladığı Eşe Dosta Selâm: Mektuplar (**) bizi Orhan Kemal’e biraz daha yaklaştırıyor. Öğütçü, adeta, Fikret Otyam’ın bıraktığı yerden devam ederek bir Orhan Kemal anı-mektup kroniği çıkarıyor ortaya.
Özdemir İnce’den ‘Yaşar Kemal Türkiye’dir’... Feridun Andaç'ın yazısı
Yaşar Kemal’in anlatılarında kurduğu dünyanın dili, sesi, rengi, tınısı Anadolu coğrafyasının gerçekliğini taşır. Onun röportajlarına verdiği “Bu Diyar Baştan Başa” adını hatırlarsak eğer; anlatıcılığının tanıklık içeren yanları kadar dile getirdiği gerçekliliklerin de boyutlarını görebiliriz.
Anadolu çocuklarının coştuğu gün
Cumhuriyet dönemi romancıları kurtuluştan kuruluşa uzanan süreci tüm yanlarıyla irdelemişlerdir.
Tarihi sorgulayan roman
Ahmet Altan, “Kılıç Yarası Gibi”, “İsyan Günlerinde Aşk”, “Ölmek Kolaydır
Sevmekten” romanlarında, tarihsel bir zamanın sorgulamasına yönelir.
Roman, tarihi değiştirirse ne olur?
Yazar Buket Uzuner’e göre tarihle edebiyat arasında ince bir çizgi var. Uzuner, “Tarihçi kurguya,
romancı da tarihe gereğinden fazla girerse tarih kurgu, roman tarih olur ve kurur kalır” diyor.
Roman, tarihe tutuldu
Yaklaşık bir buçuk asırdır roman yazılıyor bu topraklarda ama özellikle son dönemde romancılarımız giderek daha çok tarihe, tarihsel olaylara yöneliyor.
Yazar gözüyle Milli Mücadele
Çöküşün, işgalin, millî mücadelenin,
savaşın ve kurtuluştan kuruluşa geçen
sürecin gerçekliği, yeni kuşak romancıların
da ilgisini çekmekte. Bu dizide
öne çıkarmak istediğim dört romancının
(Şemsettin Ünlü, Ahmet Altan, Buket
Uzuner, Ahmet Ümit) tarihsel romanlarında
gözlediklerimiz de budur.