Cumhuriyet korkusu
Feridun Andaç
Son Köşe Yazıları

Cumhuriyet korkusu

22.06.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Toplumun arayışı diyemiyorum. Ülke siyasetinin gelip tıkandığı, kilitlendiği yer; birkaç yüzyılın ama sorunların çözümsüzlüğü. 

Cumhuriyet, neşter vurup yeni bir yapılanma içinde çözüm ararken “yeni”yi de inşa ederek yol almaya çalışırken hızlı uyanışın/kalkınmanın tedirgin ettiği ülkeler, en başta ABD, buna müdahale edebileceği zemini oluşturdu.  

“Soğuk Savaş” biçilmiş bir kaftandı. “Ya benden yana olursun ya da benden yana...” 

Bağımsızlığını elde eden bir ülke başka bir kuşatmayla karşı karşıyadır. Kısa sürede bunu hayata geçirecek siyasi aktörler pusuda bekliyordur. Demokrat Parti’nin kuruluş öyküsüne, iktidara taşınma gerçeğine baktığımızda bunu pekâlâ görürüz. 

“Erken gelen demokrasi” filan değil, “tepeden inme”cilikle toplumun güdülebileceği bir yapılanma hamlesidir Demokrat Parti projesi... Tıpkı “28 Şubat”la başlayan süreçte inşa edilen dikenli yolun ortaya çıkardığı heyula gerçek; Türk-İslam sentezinin hayata geçirilerek “siyasal İslam”ı da öne çıkararak iktidarı oluşturmak. Bunun için bir ateş çemberi gerekiyordu.

PKK’yi, “Kürt sorunu” diyerek örgütleyerek terörlü bir hayatın inşası, ardından BOP’un (Büyük Ortadoğu Projesi) taşeronu bir iktidarın varlığıyla o “büyük kuşatma”nın hedefine erişmesi için gerekli olgunlaşma zeminini yaratan küresel güçlerin egemenliği... 

Bugün bir “yol ayrımı”nda mıyız?

Elbette ki hayır! 

Örgütlenmeyen siyasal/toplumsal bilinç kitleleri harekete geçirmez. Var olan iktidar yürüyüşü/gücü tamamen kitleleri manipüle edebilecek günübirlik politikaların sonucudur. El atılan, tahrip edilen eğitim, sosyo-ekonomik yapının yerel yönetimler, devlet aygıtları tarafından yıkıma uğratılması... Boşaltılan köylerin tarımı, hayvancılığı ortadan kaldırarak, kentlerin vasıfsız/mesleksiz insanlarla doldurulması... Buna ek olarak BOP’un dayattığı “göç” politikalarının buna eklenmesi toplumsal hayattaki çözülmelere, yozlaşmaya, kimliksizleşmeye kapı araladığı gibi yurttaşlık bilincinin dumura uğratılarak kuşatmayı hızlandırabilecek her türlü hamlenin kabul görmesine canhıraş çalışan bir siyasi iktidar devletin üstünde bir “güç” olarak, baskı/ korku yayarak toplumun nerdeyse her kesimine gözdağı vermesi...   

“Seçim” denilen sistemi de ucubeleştirerek halkın bağımsız iradesini ipotek altına alması. 

“Ya ben... Ya da ben” nidaları faşizan bir gidişin, yani cehennemin yoluna taş döşeme harekâtıdır. 

“Seçim” herhangi birini “tercih” değildir. Ülkenin kaderini belirleyebilecek bir yol haritasının çizilebilmesine destektir, inançtır. Bağımsız, bağsız bir Türkiye’nin kuruluş/kurtuluş yoluna devamdır.   

Ötesi; Araplaştırılmak, bir İslam devletine dönüştürülerek laik Cumhuriyeti yıkıp yok etmek hareketidir. 

İstenen “tek adam” rejimi bu kuşatmanın vardığı yerdir.

Bundan sonrasında bölüştürülecek bir ülkenin Ortadoğululaştırılmasıdır. 

Yaşadığınız ülkenin her bir gerçeği eğer sizi ilgilendiriyorsa bu olup bitenler üzerine düşünmemiz gerekiyor.

“Buraya nasıl geldik, sonramız ne olacak, bir yurttaş olarak ben ne yapmalıyım?” diye sorular sorarak yol almak kaçınılmaz. 

Kuşkusuz bu bilinç görerek, duyarak, hissederek yalnız başına oluşmaz...

Ülkenize ilgi duymak, yaşama hakkınızın bilincinde olmak demektir. Yağma edilen ormanları görmek, kirlenen suyun hesabını sormaktır. Beton yığınına çevrilen yaşama alanlarınızın kaybına itirazınızı yükseltmektir. 

İlgi duymadığınız bir şeyi sevemez, onu savunamazsınız. Bağ ve bağlılıklarımız buradan başlar.   

Bizi bir araya getiren şey nedir, öncelikle ona bakmalıyız. Bu anlamda Cumhuriyet bir mayadır, tözdür. Kendimizi oluşturma bilgisi, bilinci oradan geçer. 

Adam Philips şöyle diyordu: “Kimliğimiz dediğimiz şey, ki nelere dikkat ettiğimizle ilişkidir, bir bakıma bir tür düşkünlüktür, kendimize dair belli fikirlere duyduğumuz saplantıdır.”

Cumhuriyet fikrini benimseme yolu biraz da buradan geçiyor bence sevgili okurum. 


1- Adam Philips, İlgi Arayışı, Çev. Aydın Çavdar, Ayrıntı Yay., 2023.

Yazarın Son Yazıları

Türkiye’nin Doğu sorunu: Bu bir ‘Kürt reformu’ mu?

Yıllardır “sorun” olarak, temcit pilavı gibi ısıtılıp duran Kürt realitesi palyatif öneriler, siyasi manevralarla bugüne kadar taşındı.

Devamını Oku
05.12.2025
Kendi sesini bulmak

- Bu yazıyı bekleyen okuryazara

Devamını Oku
21.11.2025
Farkında olmak da erdemdir!

Bir çıyanı kınayamam.

Devamını Oku
07.11.2025
‘Labirent’ neyi anlatır?

Amin Maalouf, bir dünya romancısı.

Devamını Oku
24.10.2025
Suçlar, suçlular, müritler

Baştan başlayalım dilerseniz.

Devamını Oku
10.10.2025
Yazı yordamı

Her şey bir şeydir, belki de!

Devamını Oku
26.09.2025
Karanlığınız kadarsınız!

Borges, kendi körlüğünden söz ederken şunu diyordu...

Devamını Oku
12.09.2025
‘Ah, bu sessizliği anlat!’

'Nefes almak isteyen okur için...'

Devamını Oku
29.08.2025
Çürümenin göstergeleri

Türkiye’nin bugünkü gerçeği birçok açıdan irdelenmeye değer.

Devamını Oku
15.08.2025
Türkiye’den çürüme manzaraları: (1) Sayın dolandırıcı!

Size hanımefendi ya da beyefendi demeyeceğim çünkü siz bir hırsız, bir dolandırıcısınız!

Devamını Oku
01.08.2025
İroni değil, gerçek!

Bugün size, Anadoluhisarı’ndaki Şeyhülislam Yasincizâde Abdülvehhap Bey Yalısı’nda bir sabah kahvaltısında buluştuğum Ali Rıza Bozkurt ile yaptığımız uzun sohbetten söz etmek istiyorum.

Devamını Oku
18.07.2025
Cicero’nun cesareti var mı?

Lucius Cornelius Sulla dönemi; Roma’nın yozlaşmaya, siyasal erkin de çürümeye başladığı bir dönemdir.

Devamını Oku
04.07.2025
Geleceği kurmak için: Kütüphane

Şunu hemen söyleyeyim ki kütüphanem ile oldukça özel belgeler barındıran arşivimin bazı “açgözlü sahaflar”ın eline düşebileceği düşüncesinden dolayı endişeliyim!

Devamını Oku
20.06.2025
Aydınlanma nerede başladı, değişim nereye kadar?

Köy Enstitüleri bir uyanış hareketiydi. Tarım toplumu olan Türkiye’nin kırsal kalkınmasıyla değişim dönüşüme uğrayabileceğinin ilk hamlelerindendi.

Devamını Oku
06.06.2025
Kendimizi unutmamak için

Annem öldü.

Devamını Oku
23.05.2025
Benim İstanbul çağım

Benim İstanbul çağım

Devamını Oku
09.05.2025
‘Çıkar oyunu’ mu, ‘uzlaşma’ mı?

‘Çıkar oyunu’ mu, ‘uzlaşma’ mı?

Devamını Oku
25.04.2025
Hayal değil, gerçek!

Hayal değil, gerçek!

Devamını Oku
11.04.2025
Sen beni dönüştür

Sen beni dönüştür

Devamını Oku
28.03.2025
‘Milliyetçi Türkiye mi?’ MHP nerede duruyor?

‘Milliyetçi Türkiye mi?’ MHP nerede duruyor?

Devamını Oku
14.03.2025
Görebilseniz eğer...*

Görebilseniz eğer...*

Devamını Oku
25.02.2025
Bir Naomi Klein bakışı: Yeni dünya düzeni ve ikizleşme

Bir Naomi Klein bakışı: Yeni dünya düzeni ve ikizleşme

Devamını Oku
11.02.2025
Çaltıözü’de sabah

Çaltıözü’de sabah

Devamını Oku
28.01.2025
Kendi ‘kör kuyu’larımız

Kendi ‘kör kuyu’larımız

Devamını Oku
14.01.2025
Uğultulu zamanlar

Uğultulu zamanlar

Devamını Oku
31.12.2024
‘İlgilen ve ilişkilen’dir

‘İlgilen ve ilişkilen’dir

Devamını Oku
17.12.2024
‘Sen bana neler öğrettin?’

‘Sen bana neler öğrettin?’

Devamını Oku
03.12.2024
Anlatısız toplum

Anlatısız toplum

Devamını Oku
19.11.2024
‘Karanlık zamanlar’dan geçerken

‘Karanlık zamanlar’dan geçerken

Devamını Oku
05.11.2024
Bahçe, portakal çiçekleri yaseminler

Bahçe, portakal çiçekleri yaseminler

Devamını Oku
22.10.2024
Edebi buluşmaların anlamı

Edebi buluşmaların anlamı

Devamını Oku
08.10.2024
Kötülüğü nerede aramalı?

Kötülüğü nerede aramalı?

Devamını Oku
24.09.2024
Kapitalizmin çirkin yüzü

Kapitalizmin çirkin yüzü

Devamını Oku
10.09.2024
Oliver Sacks’tan yolu geçmek...

Oliver Sacks’tan yolu geçmek...

Devamını Oku
27.08.2024
Belleğin çağrısı

Belleğin çağrısı

Devamını Oku
13.08.2024
Üsküdar mı, Kadıköy mü?

Üsküdar mı, Kadıköy mü?

Devamını Oku
30.07.2024
Eski sözlerde, yeni bakışlar

Eski sözlerde, yeni bakışlar

Devamını Oku
16.07.2024
CHP'nin kültürle 'imtihan'ı!

CHP'nin kültürle 'imtihan'ı!

Devamını Oku
02.07.2024
Bir bahçe kurmak

Bir bahçe kurmak

Devamını Oku
18.06.2024
Bize dokunan hikâyeler...

Bize dokunan hikâyeler...

Devamını Oku
04.06.2024