Parklarda koşmanın yaşı yok
İngiltere’de olduğumda cumartesi günleri çoğunlukla ailece yaptığımız bir etkinliktir park koşusu! Günlük koşturmacanın dışında sınırlı sayıda ciddi koşu deneyimim var, aslında gayet zor gelir koşmak, olanaklı olan her yere her fırsatta yürürüm.
Türk mutfağının Londra’da dünyaya açılan kapısı - GÜLSEREN TOZKOPARAN JORDAN
Bazen beklenmedik bir anda gelen bir dost telefonuyla içiniz açılır, aniden bir plan yapıp buluşulur, sonrasında yaşamınıza yeni bir renk girer ya, tam da öyle oldu!
Kendi yasası ayağına dolaştı - Gülseren Tozkoparan Jordan
İngiltere’de 107 yerel yönetim için oy kullanılan 2 Mayıs’taki yerel seçimlerin galibi İşçi Partisi oldu. Londra’nın 2016’dan beri belediye başkanı olan İşçi Partisi adayı Sadık Khan üçüncü kez seçilerek başarısını perçinledi. Pakistan’dan 1968’de gelip Londra’ya yerleşen, sekiz çocuklu ailenin beşincisi olarak zor yaşam koşullarında yetişen ve başarılarıyla ilham kaynağı olan 53 yaşındaki avukat Khan daha önce de milletvekili olarak parlamentodaydı.
Eşyalara yeniden hayat veren tamirat kafeler -Gülseren Tozkoparan Jordan
Eşyalara yeniden hayat veren tamirat kafeler
Bak postacı geliyor, selam veremiyor
Geç gelen özür, özür değildir denir. Japon firması Fujitsu’dan 20 yıl sonra İngiltere’deki postane sahipleri ve çalışanlarına geçen haftalarda gelen özür, tam da bu türden bir özür oldu!
Sağlık turizminde tehlike çanları
Birkaç yıl önce COVID 19’un son zamanlarıydı. Türkiye’den Londra’ya İstanbul aktarmalı gidiyordum. Uçağa binince dikkatimi çeken şey birçok erkeğin kafasının kazınmış ve bir operasyon geçirmiş gibi göründüğü olmuştu.
Macbeth’in iktidar hırsı huzuru öldürdü
Londra Globe tiyatrosunda groundlings-izleyici olma geleneğini tadalım diye düşünmüş kızımız, internetten az sayıda satılan biletleri takip edip almıştı. Shakespeare’in tarihi Globe’unda hem de Machbet izleyeceğimiz için heyecanlıydık. Bir iki dakika geciktiğimiz için başını kaçırdığımız oyuna 10 dakika sonra alınabildik, sessizce girip boş bulduğumuz yere dikildik.
Katliama müebbet
“Bunu ben yaptım, ben bir şeytanım” diyen İngiliz hemşire Lucy Letby’in yaptıklarını duymayan kalmamıştır sanıyorum. Pazar günü tadınızı biraz kaçırabilir ama yaşananlar acı, kaçamıyoruz, bir şekilde duyuyor, okuyoruz üzücü haberleri... Ülkemizdeki kadın cinayeti haberlerinin gölgesinde kalma ihtimalinden gözden kaçmış olabilir! Kısaca hatırlayalım: Gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkma huyu olduğu üzere hemşire Lucy de fazla saklayamadı yaptıklarını. En sonunda polise ulaşan şikâyet üzerine, hastanede ölen bebeklerin dosyalarına yansıtıldığı gibi bir hastalıktan değil de cinayete kurban gittikleri ortaya çıkarıldı.