Hakan Cem’den ‘Papa Scala’ ve ‘Tendeki Huy’
Papa Scala ve Tendeki Huy (Pikaresk Yayınları), “minyatür” sanatı diliyle şiir dilinin harmanlandığı şiirler. Smyrna şiir minyatürleri.
Ressam Ayla Aksoyoğlu’nun kapak ve desenleriyle görsel bütünlük kazanan Papa Scala, kadim zamanlardan gelen kadırgaların, Fokia eliyle Karaburun arasından geçerek Smyrna girizgâhından başlayan ve 1800 sonları 1900 başları Kokaryalı, Karataş, Sarıkışla, Kâtipzadelerin Konak’ı, Punta, Kordelya, Papa Scala ve daha başka yerleri belleğimize anımsatan şiirlerle buluşturuyor okuyucuları.
Hakan Cem, Papa Scala ve Tendeki Huy ile özgün şiirlerden, biçimden, imgelerden, dizelerden oluşan farklı formatta bir ikiz kitap sunuyor şiirseverlere. Gel de huyun tendeki, tenin huydaki çağrışımlarına, düşündürttüklerine kapılıp gitme!
Tendeki Huy ise Papa Scala’yla aynı kitabı, aynı yazgıyı değil, bambaşka bir kitap kimliğiyle paylaşan kitap. “Sevgi/ Zaman/ Ölüm” üzerine dizelerle örülü olan kitap, aynı zamanda, Soldan sağa, yukarıdan aşağıya ve “Sevgi / Zaman / Ölüm”
Erich Fried (6 Mayıs 1921 / 22 Kasım 1988)... Gültekin Emre’nin yazısı...
İşte yine savaş: vahşet, ölüm, kin, füze, yanıp yıkılan evler, patlayan bombalar, bombalanan hastaneler, ölen çocuklar, kadınlar; hiç bitmeyen ölüm korkusu... Erich Fried, yıllar önce yine İsrail’in Gazze’yi yok etme harekâtın karşı duran bir Yahudi bir şair olarak “Dinle İsrail” demişti işaret parmağını sallayarak, protestolara katılarak, sesini yükselterek:
“Peşinize düştüklerinde o zamanlar/ sizden biriydim/ Siz başkalarının peşine düştüğünüzde/ nasıl sizden olayım ben? // Özleminizdi,/ sizi katleden/ öteki halklar gibi olmak/ Oldunuz şimdi onlar gibi // Daha fazla yaşadınız/ size vahşeti yaşatanlardan/ İçinizde mi yaşar şimdi/ vahşeti onların? // “Çocuklarımızı çıkarın” / diye emrettiniz dövülenlere/ Çarıkları kumdan olanları/ günah keçisi gibi // çöllere, ölümün/ büyük camisine sürdünüz/ Ancak üstlenmediler/ yüklemek istediğiniz günahları // Bombalarınız/ ve tanklarınızın izinden/ daha kalıcıdır/ kumdaki çıplak ayak izleri” O gün de kimseyi dinlemedi İsrail, bugün de dinlemiyor kendince kimi haklı nedenleri olsa da.
Goethe: ‘En zor iştir bir şiiri gizlemek!’
Şiirler, dramatik yapıtlar, romanlar, öyküler, anılar, günlükler, sanata, edebiyata ilişkin yapıtlar, oyunlar, gezi izlenimleri... 83 yıllık ömre sığdırılan (1749-1832), tümü 140 ciltlik çalışmalar...
Şiirleri iki bin sayfadan fazla! Şarkılar, gençlik şiirleri, mersiyeler, soneler, baladlar, kilise şarkıları, lirik, Allah’a, doğaya, -antik dönem tarzı- sanata ilişkin şiirler. Ressam, ayrıca heykeltraş, mimar, piyes muhabiri, oyuncu, yönetmen.
Daha 8 yaşındayken Yunanca, Latince, İtalyanca, Fransızca, Yidişce, İbranice öğrenen bir dehâ!
Hukukçu ama “tıp ve botaniğe” ilgi duyan, Sturm ve Drang akımını başlatıp yeni klasikçiliğe, yani bütünsellik düşüncesine yönelen, renk kuramı oluşturan ama “estetik felsefi idealizmin, yeni hümanizmin, romantik tiyatrosunun, klasik Alman tiyatrosunun” da başı çeken ve “granit” üzerine bile yazan... Goethe!
‘Ki sıcak kanla/ Yazayım acılarımı’¹
19. yüzyılın en önemli Alman şairlerinden Heinrich Heine (13 Aralık 1797 / 17 Şubat 1856) ironi ve alay yüklü yapıtlarında, Paris’ten Almanya’ya geldiğinde dolaştığı kentlerin geçmişini, o gününü, tarihsel, kültürel önemlerini, değişen, değişmeyen yanlarını yeni gözlemleriyle ortaya koymaya çalışır. Kentlerin geçmişindeki önemli olaylarla güncel konuları bir araya getirir.
Ülkenin, yöneticilerin kokuşmuşluklarını gözler önüne serer. Halkın özgürlüklerinin kısıtlanması, yoksul bırakılması şiirinde ele alınan, öne çıkan belli başlı konulardır. Şiirlerinin omurgasında başka halklara karşı düşmanca duyguların körüklenmesi, düşünceye karşı uygulanan sansür de yer alır.
Yoksul kesime önerilen “Öteki dünyada rahata ereceksiniz, huzur bulacaksınız” türünden söylemlere başkaldırır; kiliseyi, dinci çevreleri eleştirir. Cennetin öteki dünyada değil, bu dünyada olduğunu vurgular.
Brecht; “Bilin: Halkın ekmeğidir adalet” Gültekin Emre’nin yazısı...
Jorge Amado Brecht için “Çağdaş yazarlardan pek azının eserleri bir büyük Alman şairinin, bir dâhi dram yazarınınki kadar barış düşüncesiyle dolmuş, barışa hizmetin gerekliliğini belirtmiştir” diyor. Sonra: “Brecht insanlık davasının, iyilik için, gelecek için, yaşamak için savaşan basit insanın davasının eri olmuştur.” Devamında şu yorumu yapıyor: “Brecht bize derin görüşler, büyülü düşünceler ve yüksek duygular ile atılgan bir biçim özgünlüğünden oluşan bir eser bıraktı.”
İBB Yayınları'ndan ‘Her Yönüyle Ekmek’
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları tarafından yayımlanan Her Yönüyle Ekmek önemli bir ekip çalışması. “Ekmeğin Arkeolojik Yolculuğu”yla başlayan ve beş bölümden oluşan kitap, mitolojiden başlayarak ekmeğin tarihteki yerini günümüze kadar derinlemesine ele alıyor. Ve bunların dışına çıkıyor; sosyoloji, felsefe, sanat ve edebiyattaki yansımalarını sunuyor.
Aydın Ulun’dan ‘Berlin Duvarı Yıkılırken Türkler’
“Batı Yakasındaki Gazeteci” olarak pek çok şeye tanık olmuş Aydın Ulun. O ünlü Berlin Duvarı, yıkılmadan önce ne çok filme, kitaba, gazete haberlerine konu olmuştu. Duvar yıkılırken ve yıkıldıktan sonra da gazete haberleri, fotoğraflarla birlikte dünya basınında günlerce yer aldı. Berlin’de yaşayan gazeteci Aydın Ulun da Berlin Duvarı Yıkılırken Türkler ve Batı Yakasındaki Gazeteci (Scala Yayıncılık) adlı kitabında, Berlin Duvarı’nın yıkılmadan kısa bir süre öncesinden başlıyor anılarını paylaşmaya.
Tomris Uyar’la Turgut Uyar üzerine söyleşi
Turgut Uyar üzerine Tomris Uyar’la Erhan Altan’ın yaptığı uzun söyleşiyi okuyunca şairi, şiirini daha iyi anladığımı düşündüm. “2000-2002 yılları arasında yapılan bu söyleşi hem Turgut Uyar’ı tanıyan kişilerle hem de Tomris Uyar’la yapılacak söyleşilerle bir biyografi girişimi olarak başladığını” belirtiyor Erhan Altan. Ama, ne yazık ki, yalnızca Tomris Uyar’la söyleşisiyle kalmış.
Ali Cengizkan: ‘Şiir değiştirir!’
Ali Cengizkan’ın Şiir ve Yaşam isimli kitabı geliştirilmiş yeni baskısıyla (Islık Yayınları / 394 s.) yayımlandı.
“Şiir ve Yaşam”, “Çantada Kalanlar” ve “Sivas’tan Sonra” isimli üç bölümden oluşan kitapta söyleşi ve değerlendirmeler, “şiirlemeler”, öyküler” ve dikkat çeken yorumlar yer alıyor.
Ali Cengizkan ile Şiir ve Yaşam kitabı üzerine iyi bir şairin, “şiirin ne olduğunu” tartışan yazılarına odaklandığımız bir söyleşi yaptık.
Misafir mi, göçmen mi, yerli mi?
“Almanya’ya İşgücü Göçünün 60. Yılı” alt başlığıyla İBB tarafından yayımlanan ve Murat Tosun’un koordinatörlüğünde hazırlanan Misafir Göçmen Yerli, 23 yazarın araştırma yazılarından oluşuyor. 21 bölümden oluşan 616 sayfalık kitapta, can alıcı göç sürecinin kronolojisi sosyolojik, ekonomik ve politik yansımalarıyla, belgesel fotoğraflarla bütünlenen bir yapıda ortaya koyuyor.
Avusturya Kitaplığı Dizisi...
Viyana arasında mekik dokuyan, yaşayan bir yazar, çevirmen... Şiir, sosyal tarih üzerine denemeler... 2000’li yılların ilk on yılının deneysel şiiri üzerine inceleme...
Garip akımı üzerine yeni tezler, söyleşiler, pek çok yalnız ya da bir başkasıyla birlikte başarılı çeviri... Şiirle, denemeyle, araştırmayla, çeviriyle geçen yoğun günler...
Erhan Altan ile Avusturya Kitaplığı Dizisi’ni konuştuk.
Nihat Ziyalan'dan şiirler: 'Eve Götür Beni Nehir'
Nihat Ziyalan’ın yeni şiir kitabı “Eve Götür Beni Nehir”, uzun ayrılıkları, birikmiş anıları, dindirilemeyen özlemleri, unutulmayan dostlukları ve mekânları yansıtan içli, yalın dizeleriyle buluşturuyor okuru.
Turgut Çeviker'den 'Ahmet Kutsi Tecer'e Armağan'
Turgut Çeviker’in titiz araştırmacılığıyla koleksiyon değerinde bir kitap çıkmış ortaya: "Ahmet Kutsi Tecer’e Armağan", eksiksiz bir başvuru kitabı. Ayrıca şiir, oyun, halk şiiri ve müziği ile folklor alanlarında iyi bir öğretmen olan bu değerli edebiyatçının emeğine de özenli bir saygı.
Tahir Abacı'nın Yeni Romanı
“Türk Şiirinin Bir Türlü Yükselemeyen Yıldızı: Ozan Genç”te Tahir Abacı, şiir ve şair dünyasına dair yılların gözlemlerini kırk iki bölümün her birinde başka bir konuyu işleyip gündeme getirerek bu geniş, zengin ve gizemli evrene buyur ediyor okuru.