108. yaşın kutlu olsun usta! Işık Öğütçü’nün yazısı...
Orhan Kemal (15 Eylül 1914-2 Haziran 1970) yaşadığı ve gözlemlediği her zaman dilimini kalemiyle yazıya dökerek ülkemizin insan ve toplum ilişkisini, değişimlerini eserlerinde belge olarak geleceğe bırakmıştır. Bize çözüm yolu gösteren eserlerinden insanımızın ve toplumun dönüşümünün sağlanması için faydalanmaya devam ediyoruz. Değerli ustamız 108. yaşın kutlu olsun.
Işık Öğütçü’nün yazısı...
İşçi sınıfının dünyada bir dinamik güç olarak ortaya çıktığı 19. yüzyıl ve etkin-iktidar olma yoluna gittiği 20. yüzyılda, bir yönüyle toplum bilimsel bir yönüyle toplumcu bir bakışla bu sınıfın Türkiye’deki varlığını kaleminin esas gündemi olarak belirleyen Orhan Kemal (15 Eylül 1914-2 Haziran 1970) işçi sınıfının yazarıdır. Edebiyatımızın yüz akı “Bir Başka İnsan”dır. Aramızdan ayrılışının 52. yılında özlemle ve sevgiyle anıyorum.
Orhan Kemal...
Aşık Veysel’in “Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece...” deyişini Orhan Kemal için kısa yaşamında geleceğe bıraktığı çağları aşacak eserleriyle almakta olduğu uzun yolu ve ölümünün üzerinden geçen elli yılı düşünürüm. Bu sürenin yirmi yılına yoğun bir uğraşla babam Orhan Kemal için yayınladığım on iki kitap, yeni keşif isimler, fuar, okul etkinlikleri ve bir müze sığdırdım.
Bu yazımda kitap olarak üzerinde çalıştığım biriken anılar ve anekdotlardan oluşan eserden tadımlık satırları ve yeni bulduğum ismi paylaşmak istiyorum.
‘Bereketli Topraklar Üzerinde’nin yazı yolculuğu... Işık Öğütçü’nün yazısı...
Orhan Kemal’in önemli eseri Bereketli Topraklar Üzerinde (Everest Yayınları) nasıl ortaya çıktı? Nelerden etkilendi? Yazmaya nasıl karar verdi? Ne şartlarda yazıldı? Yazarın, yazar yazmaz eseri değer gördü mü? Bu gibi pek çok soru okurların da aklındadır.
Orhan Kemal, “Nasıl Yazıyorlar?” isimli makalesinde, “Gerçekten de okurlar meraklıdırlar. Haksız da sayılmazlar. Ben masa başından çok, fazlaca gezer dolaşırım. Yani iş masa başına geçip yazmaya kaldığı zaman, mesele çoktan hallolmuştur.” diyerek okurun merakına hak verir.
Ağabey-kardeş yüreklere gömüldüler!
Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal... Değerli iki sanatçımızın bitmeyen dostluğu yaşamın cilvesine bakın ki öldükleri ay da bile devam etmiş, “Haziranda ölmek zor” diye Hasan Hüseyin’e şiir yazdırmıştır. Böyle derin, anlamlı, karşılıksız bir dostluktur onların yakınlığı. Yaşam yollarını erken ayırsa da dostluklarını daima yüreklerinde taşıdılar. Onların devrimci birikimi gelecek kuşaklara pırıl pırıl aydınlık günler getirecektir.
Halkın sesi, Orhan Kemal!
Aşık Veysel’in “Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece...” deyişini Orhan Kemal için kısa yaşamında geleceğe bıraktığı çağları aşacak eserleriyle almakta olduğu uzun yolu ve ölümünün üzerinden geçen elli yılı düşünürüm.
Bu sürenin yirmi yılına yoğun bir uğraşla babam Orhan Kemal için yayınladığım on iki kitap, yeni keşif isimler, fuar, okul etkinlikleri ve bir müze sığdırdım.
Doğumunun 106’ıncı yılında kaleme aldığım bu yazımda kitap olarak üzerinde çalıştığım biriken anılar ve anekdotlardan oluşan eserden tadımlık satırları ve yeni bulduğum ismi paylaşmak istiyorum.
Bitmeyen dostluk! Haziran'da öldüler, yüreklere gömüldüler!
Değerli iki sanatçımızın bitmeyen dostluğu yaşamın cilvesine bakın ki öldükleri ay da bile devam etmiş, “Haziranda ölmek zor” diye Hasan Hüseyin’e şiir yazdırmıştır. Böyle derin, anlamlı, karşılıksız bir dostluktur onların yakınlığı. Yaşam yollarını erken ayırsa da dostluklarını daima yüreklerinde taşıdılar. Onların devrimci birikimi gelecek kuşaklara pırıl pırıl aydınlık günler getirecektir.
Orhan Kemal... Halkın sesi 106 yaşında! Işık Öğütçü'nün yazısı...
Aşık Veysel’in “Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece...” deyişini Orhan Kemal için kısa yaşamında geleceğe bıraktığı çağları aşacak eserleriyle almakta olduğu uzun yolu ve ölümünün üzerinden geçen elli yılı düşünürüm. Bu sürenin yirmi yılına yoğun bir uğraşla babam Orhan Kemal için yayınladığım on iki kitap, yeni keşif isimler, fuar, okul etkinlikleri ve bir müze sığdırdım. Doğumunun 106’ıncı yılında kaleme aldığım bu yazımda kitap olarak üzerinde çalıştığım biriken anılar ve anekdotlardan oluşan eserden tadımlık satırları ve yeni bulduğum ismi paylaşmak istiyorum.
Orhan Kemal hapisten yazıyor: Suçum yok ama tutukluyum
1966’da “hücre çalışması
ve komünizm
propagandası” yaptıkları
gerekçesi ile iki
arkadaşı ile birlikte
tutuklanan Orhan Kemal,
“Suç teşkil eden
bir cihet bulunmadığı”
yolundaki bilirkişi
raporu üzerine bir ay
sonra serbest bırakılmıştı.
Kemal ve “Has
kardeşi” Fikret Otyam
arasındaki yazışmalar,
o döneme ışık tutuyor
'Ah bu parasızlığın gözü çıksın'
Cumhuriyet, sayfalarını gazeteci, yazar, ressam Fikret Otyam ile edebiyatçı Orhan Kemal’in mektuplaşmalarına açtı.
‘Neşe çığlıkları halinde peş peşe gelen bu mektuplarla duygulanmamak, gülmemek ve düşünmemek imkânsız’