Japon yazınını Batı’yla buluşturan yazar: Natsume Soseki!
Meiji döneminin başlamasıyla Batı kültürü ve yazınından etkilenen, hem kültürel kimliğini koruyan hem de bu kimliğin çağdaş dünya ile buluşmasına yardımcı olan Çağdaş Japon edebiyatının öncülerinden Natsume Soseki, İthaki Yayınları’nca yayımlanan Gönül, Üç Köşeli Dünya ve Oblomov gibi bir karakteri anlattığı Ardından’da olduğu gibi modern sanatlar ile geleneksel Japon kültürünü harmanlayan anlatılar oluşturur.
Hüzün Nedeniyle Kapalıyız!
Akdeniz’e kıyısı olan bir Yunan kasabasındaki renkli insanların çapraşık ve sırlarla dolu hikâyelerini anlattığı Hüzün Nedeniyle Kapalıyız (Kırmızı Kedi Yayınevi), Kostas Mourselas’ın, akıcı bir dille hüznün hemen tüm hallerini betimlediği bir romanı.
Hüznün genç, direngen ve ‘bahtiyar’ yazarı; Katherine Mansfield!
Hastalıkla ve yoksullukla geçen 34 yıllık kısacık ömründe modern lirik öykünün yazın dünyasında yerleşmesini sağlamış Katherine Mansfield (1888-1923), özellikle son yıllarında mücadele ettiği tüberkülozun etkisiyle ölümün kendisini kovaladığını bilir, aklından geçenleri kayıt altına alabilmek için sürekli üretir. Öykülerinde toplumdan izole edilmiş, hayal kırıklığına uğramış, yaşamdan pek bir beklentisi olmayan kişilerin psikolojileriyle ilgilenir, duyguları katıksız yaşatır. Van Gogh resimlerinin uyandırdığı yazma isteğiyle yalnızlık, hüzün ve acıları melankolik kısa öyküler haline getirir. Hiç sevemediği annesine duyduğu öfke ve hastalığının verdiği acılar öykülerini besleyen ana damarlar olur. Kabul edilmiş gerçekliği sorgulayan ve tabulara meydan okuyan kadın kahramanlar yaratır. En sıkıntılı dönemlerinde dahi iyi bir yazar olma tutkusunu kaybetmez. İçe işleyen usta yapıtlarıyla ölümünün üzerinden 100 yıl geçmesine karşın 25 dilde geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmayı başarır. Virginia Woolf “Yazım tekniğini kıskandığım tek kişiydi” demiştir.
Yaşlanmadan biten dizeler ve Marina Tsvetayeva
Venus Khoury-Ghata "Marina Tsvetayeva ya da Alabuga'da Ölmek" (YKY/Çev: Ayşenaz Cengiz) romanında da şair ve romancı Marina Tsvetayeva üzerinden kent kadınlarının sözcülüğünü yapar. Sanatçı "Zamanım beni sevmiyor, ben de onu sevmiyorum. " diyen bir kadının bunalmışlığını, gelenekler ve modern hayat arasındaki sıkışmışlığını, yazgıya dönüşen yalnızlığını ve satırları arasında kalan çığlığını anlatır.
Babbitt 100 yaşında!
Nobelli yazar Harry Sinclair Lewis orta sınıf yaşamın çılgınlığını anlattığı, 34 bölümde orta sınıf Amerikan yaşamının ve kültürünün kapsamlı bir fotoğrafını çektiği 1922 tarihli romanı Babbitt’i (Çeviren: Gamze Öncül / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları), 1. Dünya Savaşı’nın ardından ülkesini saran rahatlık ve öz güven dalgası içinde saplanıp malınan çıkarcı ilişkiler döneminde yazar.
Yapıtta kısır rekabet, ikiyüzlü ilişkiler, reklam amaçlı dindarlık, burjuva toplumunun büyük duvarlar arasında sıkışıp kalmasını önce sistemin kurallarına uyarak ışıltılı Zenith’e çıkmaya çalışan, sonra kendini anlamsızlık evreninde bulan arketipik Babbitt ile canlandırır.
Michel Tournier ve mitolojik imajlar! Z. Doğan Koreli’nin yazısı...
Michel Tournier’in (19 Aralık 1924 / 18 Ocak 2016) yapıtları, sözlü kültürün bir parçası olarak düşlenmiş ve metinler arasılıkla biçimlenmiş zengin anlatılardır. Bunların anlaşılması için sanatçının kurgulamada kullandığı kaynakların bilinmesi gerekir. Bu kaynakların başında ise iç içe geçmiş farklı anlatı halkalarıyla derinleşen mitik ögeler gelir.
Spiritüel esinlenme, zamanda yolculuk, tanrı-yazarlık, kurmaca-gerçek ilişkisi ve kutsal metinler Tournier’in yazınına temel izlekler olarak yerleşir. Gerek düş ürünü yapıtlarında gerekse düşünce yazılarında iç dökümünü özgürce paylaşır. Olup bitenleri ve tanıklıklarını fantezi katmanları ve mitik tasarımlar yoluyla açıklama çabasına girer. Bunu yaparken de insansı gerçekliğe dair bir anlam arayışında olduğunu duyurur.
Pessoa’dan entelektüel dedektiflik öyküleri!
Yapıtlarında yarattığı sayısız personayla geleneksel anlayışları yerle bir etmiş Fernando Pessoa (13 Haziran 1988-30 Kasım 1935); Lizbon’da yaşayan müzmin doktor Abílio Fernandes Quaresma’nın, akıl yürütme becerisini keskin bir tümdengelim duygusuyla geliştirip bulmacaların yanı sıra gerçek yaşamdaki sırları ve cinayetleri çözümleyen usta bir dedektife dönüşmesini anlattığı Bulmaca Meraklısı Quaresma’da (Çeviren: Işık Ergüden / Sel Yayıncılık) gençliğindeki öncül edebi esini gizem ve korku hikâyeleri ile entelektüel uğraş saydığı polisiye roman merakını harmanlıyor.
Modern yalnızların sesi ve özgür kadının rehberi
“Lobotomi”den kıl payı kurtulmuş, “Yazım beni kurtardı” demiş yurdunun münzevi ama uluslararası üne sahip yazarı Yeni Zelandalı yazarı Janet Frame (28 Ağustos 1924-29 Ocak 2004), trajedilere boyun eğmediği yaşamının kaydını tuttuğu ve anlatı şablonlarını yerle bir ettiği yapıtlarıyla hem modern yalnızların sesi hem de aklını pusulası kılan özgür kadının rehberidir. Z. Doğan Koreli’nin yazısı…
Afro-Amerikan yazının ikonu: Toni Morrison!
Tüm yapıtlarında “karanlık” diye betimlediği siyah toplumun Birleşik Devletler’de yaşadığı çileleri dile getiren 1931 doğumlu Nobel Edebiyat Ödüllü ilk Afrikalı-Amerikalı kadın yazar Toni Morrison kapağımızda.
Yapıtlarında belli ırkların, belli ırklara üstünlüğünün savunulduğu, etnik kökenlerin soylulukla ilintisinin savlandığı, her türlü insanlık dışı muamelenin yaşatıldığı dönemde, tarihin çileli Afrika topluluğu ve kültürünü konuşturur, söz hakkı verilmeyen insanların özgül tarihine ışık tutar Morrison. 88 yıllık yaşamı 2019’da “Everybody’s somebody” (Herkes, biridir!) diye diye sonlandığında usta yapıtlarını ve “Siyahlar ve beyazlar, kadınlar ve erkekler; bu dünya sizin, bizim, hepimizin!” sloganını miras bırakır insanlığa.
Savaş, insan, edebiyat ve bir okyanus masalı!
Yazınsal yaratıcılık “ses”ine ulaştığı Sineklerin Tanrısı’ndan (Çeviren: Mina Urgan / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) başlayarak bakıldığında bir anlamda psikolojinin ressamıdır William Golding. Yapıtlarında insan olmanın ne olduğuna ya da neye benzediğine ilişkin panoramalar sunar.
I. ve II. Dünya Savaşlarının yarattığı kaosun insan psikolojisi üzerindeki etkisini yansıtırken savaşlarla insanlığın masumiyetini kaybettiğini imler. İnsan doğasının kötü ve acımasız taraflarıyla yüzleştirir.
Geçiş Ayinleri, Yan Yan ve Aşağıdaki Yangın adlı kitaplarından oluşan, alegori ile gerçekçi roman arasında bağ kurduğu kült serisi Deniz Üçlemesi’nde (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) özgür, bağımsız, yalnız, güçlü, cesur karakterler yaratır. İmgeler, canlı ve cansız objelerle insan psikolojisinin gelgitlerini sayıklatır.
Vladimir Korolenko ile maskesiz bir yaşam!
19. yüzyıl Rus edebiyatının en önemli sanatçılarından Vladimir Korolenko’nun, başyapıtı Kör Müzisyen (Çeviren: Levent Özübek / VBKY), kör bir çocuğun müzikle değişen iç dünyasını ve sevgiyle yaşama tutunma öyküsünü anlatırken, Rus kırsal yaşamı ile sosyal düzenini de yetkin, masalsı betimlemeler ve sürükleyici bir dille adeta üç boyutlu yaşatır.
Faulkner’den yazım tekniğinde bir güç gösterisi! (22.12.2021)
Döşeğimde Ölürken (İletişim Yayınları), Nobel Edebiyat Ödüllü Amerikalı yazar William Faulkner’in bütünüyle bilinç akışı tekniği ile yazılmış klasiklerinden biri.
Sınıf ayrımındaki eşitsizliği, 1930’lar Amerika’sındaki toplumsal dışlanmaları, yoksulluğu, cehaleti ve farklı dünyaları da gözler önüne seren yapıtın başlığı, Homeros’un Odysseia’sının on birinci bölümünden, Agememnon’un Odysseaus’ya söylediği sözden alınmış.
Faulkner’den yazım tekniğinde bir güç gösterisi! (18.10.2021)
Döşeğimde Ölürken (İletişim Yayınları), Nobel Edebiyat Ödüllü Amerikalı yazar William Faulkner’in bütünüyle bilinç akışı tekniği ile yazılmış klasiklerinden biri.
Sınıf ayrımındaki eşitsizliği, 1930’lar Amerika’sındaki toplumsal dışlanmaları, yoksulluğu, cehaleti ve farklı dünyaları da gözler önüne seren yapıtın başlığı, Homeros’un Odysseia’sının on birinci bölümünden, Agememnon’un Odysseaus’ya söylediği sözden alınmış.
Bir kaçış rampası!
Akdeniz’e kıyısı olan bir Yunan kasabasındaki renkli insanların çapraşık ve sırlarla dolu hikâyelerini anlattığı Hüzün Nedeniyle Kapalıyız (Kırmızı Kedi Yayınevi), Kostas Mourselas’ın, akıcı bir dille hüznün hemen tüm hallerini betimlediği bir romanı.
‘Sumerli Ludingirra’ (03.08.2021)
Sumerli Ludingirra, dünyaca ünlü Sumerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın bir ömür verdiği çalışmalarının ürünü. İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunan Sumer, Akad, Hitit dillerinde yazılmış 74 bin çivi yazılı belge üzerinde 60 yıl çalışan Çığ kitapta, Sumerli öğretmen ve ismi bugüne ulaşan üç Sumer şairinden biri olan şair Ludingirra’nın ağzından Sumer kültürünü anlatıyor.
Türk Edebiyatı’nın kayıp gotik romanı! (28.07.2021)
Kara Karga Yayınları’nın Kayıp Kitaplar Kütüphanesi adlı serisinden okurla buluşan, ilk Türk gotik romanı kabul edilen Canvermezler Tekkesi, edebiyatımızda korku türünde yeni bir keşif. Türk edebiyatında ismi neredeyse hiç anılmayan kayıp bir yapıt. Selim Nüzhet Gerçek’in, 1922’de Fransız yazar Claude Farrere’den uyarladığı, Merve Köken’in günümüz Türkçesine çevirdiği resimli roman ilk kez Latin harfleriyle yayımlanıyor.
‘Sumerli Ludingirra’ (18.06.2021)
Sumerli Ludingirra, dünyaca ünlü Sumerolog Muazzez İlmiye Çığ’ın bir ömür verdiği çalışmalarının ürünü.
İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunan Sumer, Akad, Hitit dillerinde yazılmış 74 bin çivi yazılı belge üzerinde 60 yıl çalışan Çığ kitapta, Sumerli öğretmen ve ismi bugüne ulaşan üç Sumer şairinden biri olan şair Ludingirra’nın ağzından Sumer kültürünü anlatıyor.
Türk Edebiyatı’nın kayıp gotik romanı! (07.05.2021)
Kara Karga Yayınları’nın Kayıp Kitaplar Kütüphanesi adlı serisinden okurla buluşan, ilk Türk gotik romanı kabul edilen Canvermezler Tekkesi, edebiyatımızda korku türünde yeni bir keşif. Türk edebiyatında ismi neredeyse hiç anılmayan kayıp bir yapıt. Selim Nüzhet Gerçek’in, 1922’de Fransız yazar Claude Farrere’den uyarladığı, Merve Köken’in günümüz Türkçesine çevirdiği resimli roman ilk kez Latin harfleriyle yayımlanıyor.
Masallarda saklı kalan zamanlar
Dokuz öyküden oluşan Kesi Yeri (Everest Yayınları); çocukluklarında kaybolmuş insanların yaşamlarını, çoğunlukla can acıtıcı öykülerini; dilinden kurgusuna fantastik ögelere ve geriye dönüşlere başvurarak aktaran bir ilk kitap.
Denediğim bütün çıkışlar....
Çıkmaz Sokak, İlker Karakaş’ın dördüncü kitabı. Kitapta savrulan, uyumsuz, kadınlarla ilişkisi yüzeysel ve sorunlu, hep yalnız ve kendinden hoşnutsuz, evrende kendine yer bulamamış orta yaşlı bir erkeğin dilinden on iki kısa öykü anlatılıyor.
Denediğim bütün çıkışlar....
Çıkmaz Sokak, İlker Karakaş’ın dördüncü kitabı. Kitapta savrulan, uyumsuz, kadınlarla ilişkisi yüzeysel ve sorunlu, hep yalnız ve kendinden hoşnutsuz, evrende kendine yer bulamamış orta yaşlı bir erkeğin dilinden on iki kısa öykü anlatılıyor.