Kapılardan geçmek
Feridun Andaç
Son Köşe Yazıları

Kapılardan geçmek

31.10.2023 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Okuduğum her yazarın bana açtığı kapılardan geçerken onunla sürdürülebilirliğin neler olabileceğini de düşünürüm.

Benimsediğim bir yazarla yakınlığımı yol arkadaşlığına benzetirim biraz. Bazen, o sürdürülebilirlik tek kişinin rızasıyla da gerçekleşebilendir.

İlk iz, izlenim önemlidir elbette. Sizdeki “uyanış” düşüncesi, yansıttıkları, bir tür duygu/düşünce filizlenmesidir. Zamanla kökleştirebileceklerinizin çimlenmesi orada başlar.

Kendi yapıma birçok yazarla yolculuğum öyledir.

Bugün, yerleştiğim Köyceğiz’de kütüphanemi düzenlerken o yazarların varlığını derinden hissettim. Burada onları sayıp dökecek değilim. Ama kütüphaneme dair yazmaya yöneldiğim denememde bunları bir bir anıyorum.

Şu bir gerçek ki okuma yolculuklarımda “entelektüel güzergâh”ı olan yazarlar hep ilgimi çekmiş, ufkumu açıp beni beslemişlerdir. Sartre ile Camus’yü bunların ilk sırasında anmam ise “erken keşif” dönemimle ilgilidir.

16-17 yaşımda, yaz dinlencelerinde çalışmaya gittiğim Sarıkamış suişleri şantiyesinde puantörlük yaparken halk kütüphanesini keşfetmiştim. “12 Mart” askeri darbe günlerine varılan dönemde tutuklanıp yaşamını yitiren aydın bir avukatın ailesinin bağışladığı kitaplarıyla karşılaşmıştım orada. Kimler yoktu ki...

Kasabada geçirdiğim üç yaz boyunca benim üniversitem olmuştu o kütüphane.

Erzurum’dan trenle başlayan yolculuklarımda iz bırakan okumalarım, kasabanın  birçok mekânını kendime “okuma alanı” kılmam en büyük zenginliğimdi. Sartre ve Camus’yü keşfim orada başlar. Kemal Tahir’i eksiksiz okumam, Kemal Bilbaşar, Orhan Kemal, Yaşar Kemal okumalarımı kesintisiz sürdürmem; Stendhal’in Nurullah Ataç çevirisi Kızıl ile Kara’yı elimden düşürmemem... Bir zaman Julien Sorel’leşen düşüncelerim, Turgenyev’in Bazarov’uyla çatışmam, Lermontov’un Peçorin’ini önemsemem...

Montaigne, benim için, tüm bunların “maya”sıydı sanki! Onun denemeleriyle hayata bakma/görme bilincini edinmiştim.

Sait Faik’ten, Halikarnas Balıkçısı’ndan, Nurullah Ataç’tan aldığım edebiyat aşısı bambaşka kapılardan geçiriyordu beni.

Gelip Melih Cevdet Anday’ın Göçebe Denizin Üstünde, Pablo Neruda’nın Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı şiir kitaplarında kendimi bulduğumda; bambaşka bir dünyanın kapılarını da aralamıştım. 

Evet, edebiyatın nasıl bir “varoluş biçimi” olabileceğini ilkin anlatan Sartre’la ikinci karşılaşmam adeta “yüzleşme” gibiydi. Onun Sözcükler’ini okuyordum o “aşk iklimi”nden geçerken.

Karşıma çıkan Malte Laurids Brigge’nin Notları, duygularımı alabora etmeye yetmişti... Tutup kitabı bir deftere yazmayı deniyorum! Kendim yazmışçasına, yazmaya ve görmeyi öğreniyorum yazarak!

Diyordu ya Rilke:

Görmeyi öğreniyorum. Bilmiyorum neden, her şey içimde daha derinlere işliyor, her zamankinden daha derinlere. Bir iç dünyam varmış da bilmezmişim. Her şey şimdi oraya gidiyor. Orda neler olup bittiğini bilmiyorum.” (*)

Elimden düşürmediğim kitabın sararmış sayfalarından kopmamak için alıkoyuyorum kendimi, unutuyorum kütüphanenin kapılarını bir süre... Böylece kanatlandığımı, kendimi bulduğumu hissediyorum!

Edip Cansever’in Sevda ile Sevgi’si henüz yayımlanmamıştı. Sonrası Kalır kitabını bir akkor gibi ellerimde tuttuğum o otobüs yolculuğum geliyor şimdi aklıma. Doğubayazıt’tan Kars’a dönüyorum. Oradan, trenle, bir bilinmeze doğru yolculuğa çıkacağım.

Mendilimde Kan Sesleri”ni bir sabahçı kahvesinde çayımı yudumlarken tutup defterime yazıyorum. İçlice de fısıldıyorum kendime:

Boynu bükük duruyorsam eğer

İçimden böyle geldiği için değil

Ama hiç değil

Ah güzel Ahmet abim benim

İnsan yaşadığı yere benzer

O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer

Suyunda yüzen balığa

Toprağını iten çiçeğe

Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine

Konya’nın beyaz

Antep’in kırmızı düzlüğüne benzer

Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir

Denizine benzer ki dalgalıdır bakışları

Evlerine, sokaklarına, köşe başlarına

Öylesine benzer ki

Ve avlularına...

Bundan tam üç yıl sonra, İstanbul’da, Koza Yayınları’nda ziyaretine gittiğim Tarık Dursun K.’nin verdiği bir kucak dolusu kitap arasından çıkan Sevda ile Sevgi’yi, Bağrıyanık Ömer ile Güzel Zeynep’i bir hüznün bin sevincin nişanesi olarak hemen bir yana ayırıyorum, “Bir solukta okumak gerek” diyerekten.

Benim şairim, yazarım” dediklerinizle karşılaşmalarınız, yol arkadaşlıklarınız öyledir.

Anlatımcı şiirine yakın durmama, şiirini sevmeme karşın Edip Cansever’le hiç yan yana gelmedik. İki telefon konuşmamız oldu o kadar. Tarık Dursun K., hem ustam hem dostum oldu. Çok şey öğrendim ondan. Onunla kendimi hep yolda, yolculukta hissettim. 

Edebiyatın ve yaşamın kapılarından geçmenin bir el almak olduğunu, usta-çırak ilişkisini, aşılama bilincini ise Sait Maden’den öğrendiğimi söyleyebilirim.

Sanırım söz, şimdi de onu anlatmaya geldi sevgili okurum.


(*) Malte Laurids Brigge’nin Notları, Rainer Maria Rilke; Çev. Behçet Necatigil, Aralık 1966, de Yay., 232 s.

Yazarın Son Yazıları

Türkiye’nin Doğu sorunu: ‘Sorun’un öte yanı

Yabancı devletler, bugünkü dolaylı müdahaleyle Türkiye’yi kıskaç altına almaktadır.

Devamını Oku
19.12.2025
Türkiye’nin Doğu sorunu: Bu bir ‘Kürt reformu’ mu?

Yıllardır “sorun” olarak, temcit pilavı gibi ısıtılıp duran Kürt realitesi palyatif öneriler, siyasi manevralarla bugüne kadar taşındı.

Devamını Oku
05.12.2025
Kendi sesini bulmak

- Bu yazıyı bekleyen okuryazara

Devamını Oku
21.11.2025
Farkında olmak da erdemdir!

Bir çıyanı kınayamam.

Devamını Oku
07.11.2025
‘Labirent’ neyi anlatır?

Amin Maalouf, bir dünya romancısı.

Devamını Oku
24.10.2025
Suçlar, suçlular, müritler

Baştan başlayalım dilerseniz.

Devamını Oku
10.10.2025
Yazı yordamı

Her şey bir şeydir, belki de!

Devamını Oku
26.09.2025
Karanlığınız kadarsınız!

Borges, kendi körlüğünden söz ederken şunu diyordu...

Devamını Oku
12.09.2025
‘Ah, bu sessizliği anlat!’

'Nefes almak isteyen okur için...'

Devamını Oku
29.08.2025
Çürümenin göstergeleri

Türkiye’nin bugünkü gerçeği birçok açıdan irdelenmeye değer.

Devamını Oku
15.08.2025
Türkiye’den çürüme manzaraları: (1) Sayın dolandırıcı!

Size hanımefendi ya da beyefendi demeyeceğim çünkü siz bir hırsız, bir dolandırıcısınız!

Devamını Oku
01.08.2025
İroni değil, gerçek!

Bugün size, Anadoluhisarı’ndaki Şeyhülislam Yasincizâde Abdülvehhap Bey Yalısı’nda bir sabah kahvaltısında buluştuğum Ali Rıza Bozkurt ile yaptığımız uzun sohbetten söz etmek istiyorum.

Devamını Oku
18.07.2025
Cicero’nun cesareti var mı?

Lucius Cornelius Sulla dönemi; Roma’nın yozlaşmaya, siyasal erkin de çürümeye başladığı bir dönemdir.

Devamını Oku
04.07.2025
Geleceği kurmak için: Kütüphane

Şunu hemen söyleyeyim ki kütüphanem ile oldukça özel belgeler barındıran arşivimin bazı “açgözlü sahaflar”ın eline düşebileceği düşüncesinden dolayı endişeliyim!

Devamını Oku
20.06.2025
Aydınlanma nerede başladı, değişim nereye kadar?

Köy Enstitüleri bir uyanış hareketiydi. Tarım toplumu olan Türkiye’nin kırsal kalkınmasıyla değişim dönüşüme uğrayabileceğinin ilk hamlelerindendi.

Devamını Oku
06.06.2025
Kendimizi unutmamak için

Annem öldü.

Devamını Oku
23.05.2025
Benim İstanbul çağım

Benim İstanbul çağım

Devamını Oku
09.05.2025
‘Çıkar oyunu’ mu, ‘uzlaşma’ mı?

‘Çıkar oyunu’ mu, ‘uzlaşma’ mı?

Devamını Oku
25.04.2025
Hayal değil, gerçek!

Hayal değil, gerçek!

Devamını Oku
11.04.2025
Sen beni dönüştür

Sen beni dönüştür

Devamını Oku
28.03.2025
‘Milliyetçi Türkiye mi?’ MHP nerede duruyor?

‘Milliyetçi Türkiye mi?’ MHP nerede duruyor?

Devamını Oku
14.03.2025
Görebilseniz eğer...*

Görebilseniz eğer...*

Devamını Oku
25.02.2025
Bir Naomi Klein bakışı: Yeni dünya düzeni ve ikizleşme

Bir Naomi Klein bakışı: Yeni dünya düzeni ve ikizleşme

Devamını Oku
11.02.2025
Çaltıözü’de sabah

Çaltıözü’de sabah

Devamını Oku
28.01.2025
Kendi ‘kör kuyu’larımız

Kendi ‘kör kuyu’larımız

Devamını Oku
14.01.2025
Uğultulu zamanlar

Uğultulu zamanlar

Devamını Oku
31.12.2024
‘İlgilen ve ilişkilen’dir

‘İlgilen ve ilişkilen’dir

Devamını Oku
17.12.2024
‘Sen bana neler öğrettin?’

‘Sen bana neler öğrettin?’

Devamını Oku
03.12.2024
Anlatısız toplum

Anlatısız toplum

Devamını Oku
19.11.2024
‘Karanlık zamanlar’dan geçerken

‘Karanlık zamanlar’dan geçerken

Devamını Oku
05.11.2024
Bahçe, portakal çiçekleri yaseminler

Bahçe, portakal çiçekleri yaseminler

Devamını Oku
22.10.2024
Edebi buluşmaların anlamı

Edebi buluşmaların anlamı

Devamını Oku
08.10.2024
Kötülüğü nerede aramalı?

Kötülüğü nerede aramalı?

Devamını Oku
24.09.2024
Kapitalizmin çirkin yüzü

Kapitalizmin çirkin yüzü

Devamını Oku
10.09.2024
Oliver Sacks’tan yolu geçmek...

Oliver Sacks’tan yolu geçmek...

Devamını Oku
27.08.2024
Belleğin çağrısı

Belleğin çağrısı

Devamını Oku
13.08.2024
Üsküdar mı, Kadıköy mü?

Üsküdar mı, Kadıköy mü?

Devamını Oku
30.07.2024
Eski sözlerde, yeni bakışlar

Eski sözlerde, yeni bakışlar

Devamını Oku
16.07.2024
CHP'nin kültürle 'imtihan'ı!

CHP'nin kültürle 'imtihan'ı!

Devamını Oku
02.07.2024
Bir bahçe kurmak

Bir bahçe kurmak

Devamını Oku
18.06.2024