Der Spiegel dergisinde birtakım yorumların yayın organlarımızda kötü tercüme edildiği için ve biraz da o derginin güncelliğini sağlamak adına kaleme aldığı birtakım satırlarda yanlışlıklar vardır. 2005’te TBMM Şike Tahkik Komisyonu’na bilgisine başvurulanlardan olmadım. Bu beni çok üzmüştü. O süreçte yine köşemde Türk futbolunda her kademede görev aldığım halde neden davet edilmediğimin burukluğunu yaşadığımı belirten bir yazı yazmıştım. Bunun üzerine gelen davet sonucu ben de komisyonla bilgi alışverişi yaptım. Bu kutsal ve gizlilik gerektiren bir görevdir. Çok samimi olarak futbolumuzun bazı sıkıntılarından bahsettim. Çağdaş futbol yolunda nelerin olması ve nelerin terslik içinde sürdürüldüğünü kendi ölçülerim ve yaşadıklarım boyutunda anlattım. Ana sorun olarak benim çok başarılı olduğum halde bazı sürpriz ve anlamsız biçimde görevlerimden alınma nedenlerimi de bilmediğimi vurguladım. Ertesi günü bir yayın organında hiç konuşmadığım ve bana ait olmayan bir iki satırın geçmesi üzerine arkadaşım olan bir gazeteciye konuşmalarımızın görsel biçimde ve zabıt altında olduğunu, yazılan şeylerin geçmediğini, hatanın düzeltilmesi gerektiğini söyledim. Ama maalesef düzeltilmedi! \n

Bir süredir önemli bir görev almadım. 40 yıla yakın eğiticilik ve çalışmalarımdan kimse yararlanmadı. Hiçbir zaman bir menajerim olmadı. Bir iki yabancı tekliften başka ülkemde çalışacak ortam doğmadı. Beni arayanlar her zaman kendileri buluyor ve teklif getiriyorlardı. Bir kulüpler birliği toplantısında Ali Şen bana iltifat ederek “Adnan Dinçer liglerimizde çalışmıyorsa bizim ayıbımızdır. Çünkü o bir futbol filozofudur. Filozoflar fakir ve zor bir yaşam geçirir” sözleriyle beni sahiplenmişti. Bugün Meclis’te benimle çalışan milletvekili dostlarım var. Beni çok iyi tanırlar. İşime olan sevgi, saygı ve başarılarıma ortak olmuşlardır, bilirler. \n

Der Spiegel’deki yorumda benim TBMM’deki söylemlerim yanlış tercüme edilmiştir. Benim o şekilde bir ifadem olmamıştır. Ayrıca söylediklerimin altına da o günkü gibi bugün de imzamı atarım. Bu belgeler komisyonda bulunmaktadır. Türk futbolu yargı ve TFF’nin yürüttüğü, UEFA’nın da takip ettiği bir süreç yaşamakta. Sonuçları hepimiz beklerken bize düşen görev futbolumuzu layık olan yere oturtmaktır. Kulüpler yasasının çıkması, kulüplerin tam profesyonel olması ve futbol eğitiminin ihmal edilmemesi gerekir. \n

Ayrıca Platini’nin söylediklerini ciddiye alıp yeniden Türk futbolunu başarılı bir motivasyonla en iyi yere oturtmak lazım. Bana çok konuşuyor diyenler bu kadar gereksiz konuşan ve ortamı allak bullak edenlere neden sabır gösteriyor? Neden gündemde tutuyorlar? Yıllarca futbol binamız çökerse hepimiz altında kalırız derken bugünkü sıkıntıları işaret etmiştim. Şimdi bunu aşmak için el ele vermeliyiz.