Düşük katılım oranı iktidarları yıpratmaz
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

Düşük katılım oranı iktidarları yıpratmaz

17.03.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Önümüzdeki seçimleri boykot etme çağrıları artıyor. Seçim yarışının son derece eşitsiz, hem yerel hem genel seçimlerde temsilde adalet ilkesinin sorunlu olduğu bir seçim sistemimiz zaten vardı. Seçim kanununda yapılan değişikliklerle, temsilde adaletsizlik daha da arttı. Seçim güvenliğini tehdit eden önlemler buna ilave oldu. Bu durumda, artık serbest seçim yoluyla iktidarı değiştirmek mümkün değil, iktidar cıvalı zarla barbuta oturmuş, zar buna rağmen ters gelse, bende altıpatlar var diyor, diye düşünmek elbette mümkündür. Ne var ki boykot girişiminin, seçimlere katılıp kaybetmekten daha fazla iktidarı yıpratacağı varsayımı ise tartışmalıdır.
Boykot konusunda Cumhuriyet’te son birkaç günden beri aydınlatıcı yazılar yayımlandı. Ruşen Çakır’ın 15 Mart’ta medyascope.tv’de yayımladığı “Seçimleri boykot” değerlendirmesi, son derece değerli uluslararası karşılaştırma bilgileri içeriyor.
Çeşitli ülkelerde yıllardır yapılan boykot girişimleri, seçimleri boykot etmenin ardındaki iktidarın meşruiyetini ve gücünü zayıflatma stratejisinin hemen hiçbir yerde beklenen sonucu vermediğini gösteriyor. Boykotun etkili olabilmesi için önemli koşullardan biri, seçimin geçerli olması için yasada asgari katılım veya geçerli oy oranının belirtilmiş olması. Sonuçta boykot, katılım oranı tartışması demek. Bazı ülkelerde halkoylamaları sonucunun geçerli olması için böyle bir asgari katılım oranı var. Ama yerel ve genel seçimleri geçerli kılacak bir asgari katılım oranı herhangi bir ülkede uygulanıyor mu? Bildiğim bir örnek yok.
Seçim sonucunu geçersiz kılacak bir asgari katılım/geçerli oy oranı olmadığı zaman, düşük katılım oranı iktidarın meşruiyetini etkili biçimde zayıflatmadığı gibi, iktidarın fiili gücünü daha da arttırır. Başkanlık seçiminin daha yüksek oy oranıyla kazanılmasına, muhalefetin hiçbir temsilcisinin meclise girmemesine yol açar. Katılım oranının düşüklüğü kısa zamanda unutulur. Geriye, boykotun yarattığı boşluğu da iktidarın doldurmasıyla, daha da güçlü iktidar gerçeği kalır.
Bugün dünyanın birçok ülkesinde aslında seçmenlerin önemli bir bölümü, hatta bazılarında çoğunluğu seçimleri fiilen boykot ediyor. ABD’de başkanlık seçimine katılım yüzde 50 civarında. 2016’da Rusya’da Putin’in partisi Birleşik Rusya genel seçimlerde oyların yüzde 76’sını aldı ama katılım oranı yüzde 48’di. 2011 seçimlerinde katılım yüzde 60’tı. 110 milyon seçmenin yarısından fazlasının çeşitli nedenlerle sandığa gitmemiş olması, Putin iktidarını zayıflatmadı. Tersine mecliste elini kolaylaştırdı. 2014’de Mısır’da darbeci general Sissi oyların yüzde 96’sını alarak seçildi. Katılım yüzde 50’nin altındaydı. Sissi’ye rakip olmasına izin verilen yegâne adayın aldığı oy, geçersiz oylardan daha düşüktü. Tamamen göstermelik bir seçimdi bu ama uluslararası alanda Sissi’nin meşruiyeti kabul edildi.
İktidardaki güçler seçimlerin boykot edilmesi çağrılarından rahatsız olmazlar. Tersine el altından bunu teşvik etmeleri vakidir. Çünkü vereceği oyun durumu değiştirmeye hiçbir şekilde yaramayacağını düşünenlerin büyük çoğunluğu muhalif seçmenlerdir. Onların sandığa gitmemesi, iktidarın daha yüksek oy oranı elde etmesini sağlar. İktidarın adayının başkanlık seçimini birinci turda kazanmasını, mecliste büyük bir çoğunluk elde etmesini garantiler. Bunun düşük katılım oranlı bir zafer olduğunu teşhir etmeye dayalı muhalefet politikası hemen hiçbir yerde etkili olmamıştır.
Buna karşılık, seçimlere var gücüyle katılıp, seçim güvenliği önlemlerini elden geldiğince almak ve eğer varsa seçim sonuçlarını değiştiren seçim hilelerini teşhir edip, bu konuda toplumu harekete geçirecek siyasal girişimlere önderlik etmenin, boykottan daha etkili sonuçlar aldığını dünyadaki örnekler gösteriyor.
Türkiye’de, haldeki durumda ve şimdiden, seçimleri boykot etme stratejisini benimsemek, iktidarın işini kolaylaştırmak anlamına gelir. Uç bir örnek vererek, soralım: Başkanlık seçiminde katılımın yüzde 50, Erdoğan’ın da birinci turda yüzde 80 oy aldığı bir seçimden kim daha güçlü çıkacaktır? 

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018