Artan aşı reddi ve devletin ivedi yükümü
Ahmet Saltık
Son Köşe Yazıları

Artan aşı reddi ve devletin ivedi yükümü

27.02.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Aşılar tıp biliminin insanlığa en büyük armağanlarındandır. İnsan bedenine ağızdan, şırınga gibi yollarla verilir ve bağışık sistemde ilgili hastalığa karşı direnç gelişir. Aşıyla korunabilen hastalığa yakalanmaz ya da hafif geçirirsiniz. Ayrıca yayılma zinciri kırılarak bulaşıcı hastalık salgınları önlenir, sınırlandırılır.

Çin’de MÖ 1000’e dek uzanan aşılama çabaları var. Ancak ilk bilimsel aşıyı, Osmanlı’daki uygulamadan esinlenen Dr. E. Jenner 1796’da geliştirdi. Jenner, inek çiçeği hastalığını geçiren sütçü kadınların çiçek hastalığına yakalanmadığını gördü ve bu esinle çiçek aşısını geliştirdi. Adına kurulan bilimsel enstitü, İngiltere’de üretimini sürdürüyor. Bizde ise birçok aşı, biyolojik ürün, teknik geliştiren Dr. Refik Saydam Hıfzıssıhha (Koruyucu Sağlık) Enstitüsü’nü AKP 2011’de kapattı! 1980’de çiçeğin kökü kazındı bu aşıyla!

Aşılar son 50 yılda, en az 154 milyon yaşam kurtardı; her yıl 3 milyon, dakikada 6 insan! Tam uygulansa daha 1.5 milyon/ yıl yaşam kurtarabilir. Özellikle bebek- çocuk ölümleri ve engelliliğini azaltmada çok katkı sağlamış, milyonlarca insan sağlıklı yaşama erişmiştir. Beş yaş altı çocuklara ağızdan verilen çocuk felci aşısını Dr. A. Sabin geliştirmiş ve 1961’de uygulama başlamış, günümüze dek 16 milyon engellilik (sakatlık) önlenmiştir. Dr. Sabin’e patent hakkı sorulduğunda, gülümseyerek “Güneşi patentleyebilir misiniz?” yanıtını vermiştir bilgelikle. Çocuk felci de yok edilmek üzeredir. (Afganistan, Pakistan sorunlu...) Covid19 afeti de büyük ölçüde yaygın aşılama ve gelişen toplumsal direnç ile aşılabilmiştir. Covid’den ölenlerin yüzde 95’inden çoğu aşı olmayanlardır. Günümüzde gözlenen kimi istenmeyen tablolar aşıya değil, hastalığı geçirmeye bağlı orta-geç dönem sonuçlardır. Aşılar genellikle çok güvenlidir ama kimi yan etkiler görülebilir. Bunlar genellikle hafif ve geçicidir; aşı yerinde ağrı, kızarıklık, hafif ateş gibi. Ender yan etkiler alerjik tepkiler ve başkaca ciddi sağlık sorunları olabilir. Ancak bu tür yan etkiler çok nadirdir ve aşıların sağladığı yararlar, risklerinden kat kat fazladır. Yaşamda sıfır riskli hiçbir olgu yoktur. “Kabul edilebilir risk” kavramı geçerlidir ve aşılar, ilaçlardan çok daha güvenli biyolojik ürünlerdir, giderek daha güvenli oluyor!

Aşılar hakkında eksik-yanlış bilgi, aşı çekincesi ve karşıtlığını artırabilir. Bu da halk sağlığını çok olumsuz etkileyebilir ve kimi bulaşıcı hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına neden olabilir. Halkın uygun yöntemle yaygın ve örgün sürekli eğitimi yaşamsal önemdedir ve ana yüküm Sağlık Bakanlığı’nındır. Ne ki ülkemizde aşı reddi son yıllarda tehlikeli biçimde tırmanmaktadır. Samsun’da bir çocuk hekimi profesör (!) aşılara karşı çıkmakta, “Kızamık doğanın lütfu ve basit bir hastalıktır” diyebilmektedir. Bu kocaman bir safsatadır! Bilim özgürlüğü zırvalama hakkı vermez! İlgili üniversite, YÖK, Sağlık Bakanlığı, TTB görevini tez yapmalıdır.

Türkiye’de aşı karşıtlığı son yıllarda artıyor. 2011’de salt 183 kişi, 2024’te 100 bin kişiyi bulmuştur. Bu çarpıcı artış, salgın riski demektir. Özellikle çocukluk aşılarına ilgi büyük oranda düşmüştür. İstanbul’da her yıl yaklaşık 15 bin, Türkiye genelinde yaklaşık 100 bin çocuk aşısız kalmaktadır. Kızamık son yıllarda ciddi artış gösteriyor. 2021’de 51, 2022’de 125, 2023’te 4 bin 959! Bu tehlikeli artış salgına neden olabilir. Aşı karşıtlığı sosyal medyada ve uygun ortamlarda bir ölçüde kasıtlı yayılan yanlış bilgi ve komplo kuramıyla körükleniyor. “Dezenformasyon yasası”nın tam da uygulanabileceği yer gerçekte burası, politik alan değil! Aşılanmayanlar salt kendi sağlıklarını tehlikeye atmakla kalmaz, başta yakınları, aşılanamayan kişiler için de tehlikeli olur. Özgürlüklerin ana sınırı ve yaşamın en temel etik ilkesi, başkalarına zarar vermemektir.

Anayasa m. 56, “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir” der ve aşı reddine olanak vermez. 12. madde ise “Temel hak ve özgürlükler, kişinin topluma, ailesine ve öbür kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da içerir” diyerek sınırı net belirler. Aşı olmak anayasal yükümdür.

Anayasa Mahkemesi geçmişte aşı reddi hakkında bireysel başvurularda yanlış kararlar verdi. 13. maddeye dayanarak aşılamanın yasal yüküm olarak tanımlanmadığını, tıbbi zorunluk da olmadığını savlayarak 17. madde üzerinden temel hak-özgürlüklerin sınırlandırılamayacağına hükmetti (oyçokluğuyla). Sorunu, sağlık hukuku yüksek lisans tezimizde kapsamlı irdelemiştik (2018). AYM bu dosyalarda, aşıların “tıbbi zorunluk” olup olmadığı hakkında görüş almadı ilgili uzman kurumlardan. Oysa aşılar tipik olarak tıbbi zorunluktur. Bu kabulden kalksaydı aşıyı reddeden bireysel başvuruya 2015’te “hak ihlali” demeyecekti. Açık yasal düzenleme boşluğuna dayandı, ne var ki TBMM 10 yıldır açık bir yasal düzenleme yap(a)madı! Zaten tek adam yönetiminde TBMM felç, Saray’dan yasa önerisi gelmezse bir şey yapılamıyor. Popülist ve kimi dinci kaygılarla adım atılmıyor ve açık yasal düzenlemeden AKP=RTE kaçınıyor. Halk sağlığı çok ciddi ve çok yönlü tehditlerle zaten yüz yüze. Çiçek hastalığının kökü aşı ile kazındı; sıra kötü yönetimlerde!

Yazarın Son Yazıları

Kovite benzer yeni salgın tehlikesi var mı?

2020-23 Kovit-19 pandemisinden bu yana yeni salgınlara hazır mıyız?

Devamını Oku
04.12.2025
Gıda güvenliği ve acil önlemler

Artan gıda zehirlenmesi ölümleriyle yüz yüzeyiz.

Devamını Oku
20.11.2025
Türkiye siyasetinde yeni paradigma: “Terörsüz Türkiye” mavi boncuğu ve MHP’nin kökten dönüşüm kumarı

Türkiye bir yıldır, milliyetçi cephenin Kürt sorunu-terörle mücadele söyleminde kökten değişimle sarsılıyor

Devamını Oku
06.11.2025
Sofradaki çifte kriz: Gıda güvencesi ve gıda güvenliği tehdidi

Türkiye, tarımsal özgücü (potansiyeli) yüksek bir ülke olmasına karşın, gıda-toplum beslenmesi alanında giderek derinleşen, yaygınlaşan ve sürdürülemez kerteye ulaşan çift yönlü bunalımla karşı karşıya.

Devamını Oku
23.10.2025
Fener Rum Patrikhanesi neden ekümenik olamaz?!

İstanbul Fener’de yüzlerce yıldır varolan Fener Rum Patrikhanesi (FRP), ülkemizin kültürel-tarihsel varsıllığının önemli bir öğesi.

Devamını Oku
09.10.2025
Türkiye’de sağlık hizmetlerinin temel sorunları

2003’te başlatılan kökü dışarıda Sağlıkta Dönüşüm Programı, günümüzde yurttaşlar ve sağlık çalışanları için ciddi ve derinleşen sorunlar doğurdu.

Devamını Oku
25.09.2025
Şafak yakındır...

Ülkemiz, 3 Kasım 2002’de iktidara getirilen proje parti AKP eliyle çok yönlü ve derin bir karmaşaya adım adım sürüklendi.

Devamını Oku
11.09.2025
Susuzluğun eşiğinde: Türkiye ve dünyada su kıtlığı

Konya’da bir çiftçinin 80 yıllık kuyusunda su bitti!

Devamını Oku
28.08.2025
‘Komisyon’ meşru mu?!

TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu (kısaca komisyon), anayasal-siyasal açıdan derinlikli değerlendirme gerektiriyor.

Devamını Oku
14.08.2025
AKP-MHP-DEM taşeron ittifakı ve uçurumun kıyısındaki Cumhuriyet

Ülke afetten afete sürükleniyor; bir karabasan gibi hatta ta kendisi yaşadıklarımız.

Devamını Oku
31.07.2025
AKP-MHP-DEM ortaklığı: Türkiye’den siyasal tarihe dersler...

“Terörsüz Türkiye süreci bir pazarlık süreci değil. İmralı’dan yapılan çağrıda da böyle bir pazarlığın olmadığı açıkça belli” diyen Bakan Tunç...

Devamını Oku
17.07.2025
Türkiye; 3 Temmuz 2025: Tarihin günlüğüne notlar...

“Bu toplumun yetiştirdiği 35 pırıl pırıl insan, saatler boyu süren bir süreç içinde devletin gözleri önünde, ilan ede ede yakılıyor.”

Devamını Oku
03.07.2025
İran’a emperyal saldırı: Sıra Türkiye’de!

1978’de İran’da şiddet gösterileri başladı...

Devamını Oku
19.06.2025
Laiklik... Neden vazgeçil(e)mez? Nasıl yitirdik, nasıl geri kazanmalı?

M. Luther’in Katolik Kilisesi kapısına 95 maddelik ültimatomunu çakmasıyla Protestanlık doğdu.

Devamını Oku
05.06.2025
Lozan Antlaşması’nın iptali için dava açılabilir mi?

Lozan Antlaşması (LA), 24 Temmuz 1923’te bağıtlanmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası toplumda siyasal ve hukuksal meşruluğunu belgeleyen, sınırlarını, egemenliğini tanımlayan kurucu antlaşmadır.

Devamını Oku
22.05.2025
AKP, şiddetin iktidarı: Toplumsal baskı ve sessiz yıkım

AKP, şiddetin iktidarı: Toplumsal baskı ve sessiz yıkım

Devamını Oku
08.05.2025
Ulusal egemenliğin gasbı: 105. yıl ‘Türkiye Cemahiriyesi!?’

Ulusal egemenliğin gasbı: 105. yıl ‘Türkiye Cemahiriyesi!?’

Devamını Oku
24.04.2025
Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkı

Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkı

Devamını Oku
10.04.2025
Çürüyen AKP rejimi ve meşru direniş

Çürüyen akp rejimi ve meşru direniş

Devamını Oku
27.03.2025
14 Mart’ın 198. yılı: Çökertilen sağlık sistemi

14 Mart’ın 198. yılı: Çökertilen sağlık sistemi

Devamını Oku
13.03.2025
Artan aşı reddi ve devletin ivedi yükümü

Artan aşı reddi ve devletin ivedi yükümü

Devamını Oku
27.02.2025
2024 nüfus verileri ve demografi politikamız

2024 nüfus verileri ve demografi politikamız

Devamını Oku
13.02.2025
32. Adalet ve Demokrasi Haftası kapanırken...

32. Adalet ve Demokrasi Haftası kapanırken...

Devamını Oku
30.01.2025
Beştepe’de bir mitralyöz

Beştepe’de bir mitralyöz

Devamını Oku
16.01.2025
AKP=RTE’nin 22 bin 104 TL planı ve sakladıkları

AKP=RTE’nin 22 bin 104 TL planı ve sakladıkları

Devamını Oku
02.01.2025
Sağlık bakanının öfke patlaması!

Sağlık bakanının öfke patlaması!

Devamını Oku
19.12.2024
Aile hekimleri ne istiyor?

Aile hekimleri ne istiyor?

Devamını Oku
05.12.2024
Efendiler, çalınanlar Hazine’ye geri konacak!

Efendiler, çalınanlar Hazine’ye geri konacak!

Devamını Oku
21.11.2024
‘Erdoğan’ın çaresizliği’ tehdidi

‘Erdoğan’ın çaresizliği’ tehdidi

Devamını Oku
07.11.2024
Yenidoğan Çetesi'nin anlamı

Yenidoğan çetesinin anlamı

Devamını Oku
24.10.2024
Genel Sağlık Sigortası (GSS)

Genel Sağlık Sigortası (GSS)

Devamını Oku
10.10.2024
Toplumun akıl sağlığı alarm veriyor!

Toplumun akıl sağlığı alarm veriyor!

Devamını Oku
26.09.2024
Çürüme, çöküş ve Erdoğan’a çağrı

Çürüme, çöküş ve Erdoğan’a çağrı

Devamını Oku
12.09.2024
Cumhuriyetin yargıcı mı, molla kadı mı?!

Cumhuriyetin yargıcı mı, molla kadı mı?!

Devamını Oku
29.08.2024
Ahmet Saltık yazdı...

23 yıllık AKP darbeciliği ve yıkımı

Devamını Oku
15.08.2024
Heybeliada konferansımız: Lozan Barış Antlaşması’na tehditler

Heybeliada konferansımız: Lozan Barış Antlaşması’na tehditler

Devamını Oku
01.08.2024
Yeni sağlık bakanımız Dr. Memişoğlu’na..

Yeni sağlık bakanımız Dr. Memişoğlu’na..

Devamını Oku
18.07.2024
TTB-Türk Tabipleri Birliği’nde yeni dönem

TTB-Türk Tabipleri Birliği’nde yeni dönem

Devamını Oku
04.07.2024
‘Kurban’(!?) Bayramı çağrışımları...

‘Kurban’(!?) Bayramı çağrışımları...

Devamını Oku
20.06.2024
Nüfus artışı sorunu!?

Nüfus artışı sorunu!?

Devamını Oku
06.06.2024