Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)
Alev Coşkun
Son Köşe Yazıları

Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

29.10.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Atatürk’ün fikir ve eylem dünyasında, cumhuriyet düşüncesi çok genç yaşlarda başlamıştır. 

Daha harp okulunda okurken henüz yirmili yaşlarda, Osmanlı Devleti’nin çöküşünü görüyor, yeni bir devletin kuruluşunun zorunlu olduğuna inanıyordu. 

Harp okulunu bitirip kurmay yüzbaşı olarak Şam’daki beşinci orduya tayin edildiği zaman (1905) arkadaşlarına şunları söylemişti: 

“Yıkılmakta olan Osmanlı Devleti’nin külleri arasından yeni bir devlet yaratmak gerekmektedir.” 

Şam’da görev yaparken Osmanlı Devleti’nin, gerek askeri gerekse idari yönden artık yaşamını sürdüremeyeceğine bizzat tanıklık ediyordu. Bu nedenle Ekim 1906 tarihinde “Vatan ve Hürriyet Cemiyeti”ni kurdu. 

Şam’daki görevinden, Selanik’e atanınca, günün koşulları içinde Osmanlı Devleti’nin yaşamına son verileceğini ve emperyalist devletler tarafından parçalanarak bölüşüme uğrayacağına daha da kesin olarak inandı. 

23 Temmuz 1908’de İkinci Meşrutiyet ilan edildi. Kısa bir süre sonra İstanbul’da başlayan gerici ayaklanmanın bastırılması için Rumeli’deki ordu içinde oluşan harekât ordusunun ilk aşamasında bu ordunun kurmay başkanlığını yaptı. 

Olaylara bizzat tanıklık ediyordu. İttihat Terakki’nin 22 Eylül 1909 tarihinde toplanan ikinci genel kongresinde çok önemli fikirler öne sürdü. Mustafa Kemal bu kongrede “ordu-siyaset” ilişkisi üzerinde konuştu ve “ordunun siyasetten elini çekmesi” gerektiğini açık ve net bir biçimde savundu. 

Henüz yüzbaşı rütbesinde 28 yaşındaki Mustafa Kemal: 

“Siyaset yapacak arkadaşlarımız ordudaki görevlerinden ayrılmalıdırlar. Orduda kalan arkadaşlarımız da kendi konularında çalışmalıdırlar” diyordu. 

Bu durum onun İttihat ve Terakki’den dışlanmasına neden oldu. O tarihten itibaren Mustafa Kemal özellikle askerlik biliminin stratejik konuları üzerine odaklandı. Askeri konularda kitaplar yayımladı. 

I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Diyarbakır (Kafkas), Suriye-Filistin cephelerinde çok büyük yararlılıklar ve başarılar gösterdi. Çanakkale savaşındaki stratejik karar ve uygulamalarıyla sömürge dünyasının temel stratejilerini ve I. Dünya Savaşı’nın yürüyüşünü altüst etti. 

MİLLİ MÜCADELE’YE GEÇİŞ

I. Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması hükümlerini çok tehlikeli görüyordu. Bu antlaşma Anadolu’yu parçalama antlaşması olduğu gerçeğini şöyle ortaya koymuştur: 

“Osmanlı hükümeti bu anlaşma ile kendini kayıtsız şartsız düşmanlara teslim etmeyi kabul etmiştir. Yalnız kabul etmiş değil, düşmanların vatanı işgal etmeleri için onlara yardım etmeye de söz vermiştir. ... Bu anlaşma olduğu gibi uygulandığı takdirde, memleketin baştan sona kadar işgal ve istila edileceği şüphesizdir.” 

Mustafa Kemal bu tarihten itibaren Milli Mücadele için etkin olarak çalışmaya başlamıştır. 

Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a geçti. 22 Haziran 1919’da yayımladığı Amasya İhtilal Bildirgesi her şeyi açıkça ortaya koymaya yeterlidir. Şöyle ki: 

Vatan’ın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. 

Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır. 

Erzurum Kongresi’ni toplamak için Erzurum’a geçen Mustafa Kemal ve arkadaşlarının beklediği oldu. Kongre toplanmadan önce 7/8 Temmuz gecesi Padişah Vahdettin onun askerlikle ilişkisini kesti. Savaş meydanlarında kazandığı rütbe ve nişanlarını elinden aldı. O gece arkadaşları ile yaptığı toplantıda, Mustafa Kemal “Bu mücadele el altından yürütülemez. Mücadeleyi kurumsallaştırmalı ve milleti bu mücadeleye ortak etmeliyiz” dedi. 

Bu kararlar ve eylemler Mustafa Kemal’in Kuvayı Milliyeciliğini ve liderliğini açıkça ortaya koymaktadır. Aynı tarihlerde, Erzurum’da, yakın çalışma arkadaşları eski vali Mazhar Müfit Kansu ve Mutasarrıf Süreyya Yiğit ile yaptığı toplantıda kendisine sorulan sorulara karşı Mazhar Müfit’in not defterine şu cümleyi yazdırdı: 

“Zaferden sonra hükümet şekli cumhuriyet olacaktır. Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince gereken işlem yapılacaktır... Tesettür kalkacaktır.” 

Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur: 

Henüz hiçbir şey belli değildir... Erzurum Kongresi bile henüz yapılmamıştır... İşgaller ne olacak, emperyalist işgal güçlerine karşı nasıl savaş verilecektir, hiçbir şey belli değildir. Ancak tüm bu belirsizlikler içinde Atatürk’ün berrak akıl ve mantık çizgisi ve cumhuriyetçiliği açıkça ortaya çıkıyor. 

Bundan sonra olanları biliyoruz. Kuvayı Milliye’nin örgütlenmesi, 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışı, düzenli ordunun kuruluşu, Meclis ile birlikte demokrasi içinde bağımsızlık savaşının yürütülmesi... 9 Eylül 1922’de zafere ulaşılması. 

Daha sonraki hızlı gelişmeleri biliyoruz. Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanması. Barış masasında, emperyalist Batı dünyasının kazanım ve isteklerinin bir bir tarihin çöp sepetine atılması. Saltanatın kaldırılması... 

Artık Mustafa Kemal’in harp okulundan beri düşündüğü ve gerçekleştirmek için adım adım çalıştığı cumhuriyetin ilan edilme zamanı gelmiştir. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi. 

Atatürk’e cumhuriyeti en güçlü olduğumuz zaman ilan edelim dendiğinde o, en güçlü olduğumuz gün bugündür yanıtını verdi. 

Cumhuriyet ilan edilirken eski mücadele arkadaşları Orbay ve Karabekir’e neden haber verilmediği sorulur. Tarihin gerçeği şudur, Atatürk onların cumhuriyet rejimine karşı olduğunu biliyordu. Karşıcılara neden haber versin ki? 

Atatürk, cumhuriyeti demokrasinin temeli olarak kabul ediyordu. Cumhuriyet hakkında şöyle diyor: 

“Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller ister. Milletin saltanat ve hâkimiyet makamı yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Cumhuriyeti kuranlar onu korumaya da muktedir olmalıdır.” 

Atatürk Cumhuriyete bağlılığını Onuncu Yıl Nutku’nda da açıkça ortaya koymuştur. Şöyle ki: 

“Yurttaşlarım! 

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. 

Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârâne yürümesine borçluyuz.” 

YÜZ BİR YILLIK CUMHURİYET

Cumhuriyet 100. yılını aştı. Aydınlanma ve çağdaşlaşma mücadelesi sürüyor. Aslında 100 yıldır Cumhuriyet ve Aydınlanmaya karşı da bir savaş veriliyor. Gerçekte, Cumhuriyet 100 yıldır karşıdevrimcilerin saldırısı altındadır. Bu saldırı özellikle son 20 yıldır etkin bir şekilde yürütülüyor. Karşıdevrimciler günümüzün etkin iletişim araçlarından yararlanıyor. Dış mihraklı bir örgütlenme ortaya çıkabiliyor. FETÖ hareketi başarılı olamayınca yeni oluşumlar siyasi iktidardan yardım alarak gelişiyorlar. 

Ancak inanıyoruz ki Atatürk’ün Cumhuriyeti ve çağdaşlaşma hareketi geriye döndürülemeyecektir. Genç nesiller, Atatürkçüler, Aydınlanma felsefesine inananlar her şeye karşın Cumhuriyeti koruyacaktır. 

Atatürk Cumhuriyetine inanan bilinçli Türk halkı çağdaşlığı yakalamak düşüncesine inanan Türk gençliği, bu kutsal mücadelesini her koşulda sürdürecek ve başarı sağlayacaktır. 

Atatürkçüler ölmez, Kuvayı Milliyeciler tükenmez.

Yazarın Son Yazıları

Hukukun üstünlüğü ve hukukta karmaşa...

Hukuk devleti öncelikle yargı organlarının hukuk kurallarına uymasıyla gerçekleşir.

Devamını Oku
04.12.2025
Atatürk ve Vahdettin üzerine

Osmanlıcı, halifeci, ikinci cumhuriyetçi yazarlar zaman zaman “Atatürk’ü Anadolu’ya Padişah Vahdettin”in gönderdiğini ileriye sürerler.

Devamını Oku
14.11.2025
Cumhuriyet ve karşıdevrim

Milli Mücadele’de Kuvayı Milliyeciler Mustafa Kemal liderliğinde üç cephede birden savaştılar.

Devamını Oku
29.10.2025
CHP Meclis’e girmiyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yeni dönem toplantısı bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması ile açılacak.

Devamını Oku
01.10.2025
CHP’ye karşı savaş ve son durum

19 Mart 2025 bir dönüm noktasıdır.

Devamını Oku
20.09.2025
30 Ağustos Zaferi'ni kutluyoruz

30 Ağustos 1922’de kazanılan zafer, tarih sahnesinden silindiği düşünülen bir ulusun şahlanması ve modern bir devletin kuruluşunun müjdesidir.

Devamını Oku
30.08.2025
Yeni bir devlet kurma projesi mi?

ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack yaptığı konuşmalarla gündemi belirlemeye çalışıyor.

Devamını Oku
17.07.2025
Cetvelle çizilen sınırlar... Vatandaş kanıyla çizilen sınırlar...

ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack aynı zamanda ABD’nin Suriye özel temsilcisi ve ABD Başkanı Trump’ın yakın arkadaşıdır.

Devamını Oku
11.07.2025
Tarihten bir yaprak: Kumpaslar halk gücü ile yenilir

Genel başkan İnönü, genel başkanlıktan, ardından CHP’den istifa ediyor. CHP’nin içinde yıllarca siyaset yapmış önemli siyasi liderler CHP’den ayrılmışlar ve yeni bir siyasi parti kurmuşlar... Askeri vesayet CHP’nin karşısında, muhafazakâr iktidar ve yandaş basın her gün CHP aleyhine propaganda yapıyor ama CHP’yi sıfırlayamıyorlar. İşte CHP böyle köklü bir siyasal partidir.

Devamını Oku
01.07.2025
İsmet İnönü’nün cevapları

Geçen günlerde CHP’nin ikinci genel başkanı İsmet İnönü’yü hedef alan konuşmalar yapıldı.

Devamını Oku
29.05.2025
27 Mayıs ve 1961 Anayasası

1960-1980 tarihleri arasında ülkemizde üç askeri darbe oldu.

Devamını Oku
27.05.2025
19 Mayıs ve Atatürk

19 Mayıs 1919 Türk İstiklal Savaşı’nın başlangıcı ve dönüm günüdür.

Devamını Oku
19.05.2025
Cumhuriyet gazetesi 101 yaşında: Mücadeleye devam

Cumhuriyet gazetesi 101 yaşında: Mücadeleye devam

Devamını Oku
07.05.2025
23 Nisan 1920’nin önemi

23 Nisan 1920’nin önemi

Devamını Oku
23.04.2025
CHP ve Cuntacılık

CHP ve Cuntacılık

Devamını Oku
10.04.2025
Alev Coşkun yazdı

3 Mart Devrim Yasaları Din Devletinin Yıkılışı

Devamını Oku
03.03.2025
Alev Coşkun yazdı...

Yakın tarihten bir yaprak...

Devamını Oku
21.02.2025
'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve siyasal tarih

'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve siyasal tarih

Devamını Oku
20.01.2025
2024’ten 2025’e bakış

2024’ten 2025’e bakış

Devamını Oku
02.01.2025
Alev Coşkun yazdı...

Aydınlanma Devrimleri ve emperyalist kurgular- Alev Coşkun

Devamını Oku
29.11.2024
Alev Coşkun yazdı...

Atatürk ve karşıdevrim

Devamını Oku
10.11.2024
Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

Devamını Oku
29.10.2024
Alev Coşkun yazdı...

İş Bankası ve Atatürk

Devamını Oku
12.09.2024
Alev Coşkun yazdı...

CHP 105 YAŞINDA

Devamını Oku
05.09.2024
30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

Devamını Oku
30.08.2024
Alev Coşkun yazdı...

Anayasaya aykırı mıydı? Ali Fuat Başgil ve Tahkikat Komisyonu

Devamını Oku
03.06.2024
Alev Coşkun yazdı...

27 Mayıs Devrimi ve 1961 Anayasası

Devamını Oku
27.05.2024
Alev Coşkun yazdı...

19 Mayıs ve Kuvayı Milliye Destanı

Devamını Oku
19.05.2024
74 yıl önce: Demokrasi zaferi

74 yıl önce: Demokrasi zaferi

Devamını Oku
14.05.2024
Alev Coşkun yazdı...

23 Nisan 1920 Millet egemenliğinin başlangıcı

Devamını Oku
23.04.2024
Alev Coşkun'un yazısı...

Cumhuriyet, halk iradesi ile kuruldu

Devamını Oku
15.04.2024
Alev Coşkun yazdı...

Halifeliğin Kaldırılışı - Din Devletinin Yıkılışı

Devamını Oku
03.03.2024
Alev Coşkun yazdı...

İsmet İnönü

Devamını Oku
25.12.2023
Alev Coşkun yazdı...

Kissinger, darbeler ve örtülü dış operasyonlar

Devamını Oku
02.12.2023
Atatürkçü Bilâl Şimşir’i kaybettik

Atatürkçü Bilâl Şimşir’i kaybettik

Devamını Oku
21.11.2023
Alev Coşkun'un yazısı...

Hukuk devleti-Hukukun Üstünlüğü

Devamını Oku
13.11.2023
Alev Coşkun yazdı...

Atatürk ve Emil Ludwig

Devamını Oku
10.11.2023
Sonsuza kadar yaşayacaktır...

Mustafa Kemal, tüm Ortadoğu’da, tüm İslam dünyasında benzeri g rülmemiş bir devrim ger ekleştirdi

Devamını Oku
29.10.2023
Bu başarılar tesadüf mü?

Atatürk'ün kızları

Devamını Oku
12.09.2023
CHP bu tarihi gerçeği bir kenara itemez...

CHP 104 yaşında...

Devamını Oku
09.09.2023