CHP ve Cuntacılık
Alev Coşkun
Son Köşe Yazıları

CHP ve Cuntacılık

10.04.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kurultay konuşmasında Erdoğan’ı sert bir biçimde eleştirdi ve “Türkiye’yi seçimden korkan, rakibinden korkan, milletten korkan bir cunta yönetiyor” dedi.

Bu söz çok etkili oldu. Önce AKP sözcüsü Çelik daha sonra da eksiksiz tüm bakanlar kurulu üyeleri birbiri ardından bu nitelemeye karşı çıktılar. Ardından Bahçeli de bu tartışmaya “Cunta demek CHP demektir” diyerek katıldı. Bu arada Erdoğan, Özel’e 500 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. Yandaş basın “mal bulmuş” gibi bu konuyu günlerdir işliyor.

Çok partili demokratik sisteme girdiğimiz günden beri, tam 75 yıldır “CHP Cunta” konusunun sağ partiler tarafından sürekli işlendiği ve CHP’nin “cuntacılıkla” itham edildiği görülür. Ancak CHP’nin cuntacı değil, tam tersine cuntaları önleyen en zor zamanlarda demokrasinin önünü açan bir parti olduğu olaylar ve belgelerle kanıtlanıyor.

SEÇİM YASASI

Öncelikle 1946’ya bakalım, Cumhurbaşkanı İnönü ve CHP karar veriyor, tek parti dönemi kapatılıyor ve çok partili sisteme geçiş sağlanıyor. Yeni seçim tasarısını hazırlamak için Meclis’te DP milletvekillerinin de katıldığı bir komisyon kuruluyor.

Tasarıya göre ilk kez il ve ilçe seçim kurulu başkanlıklarını yargıçlar üstlenecekti. Ankara’da Yargıtay ve Danıştay üyelerinden oluşan Yüksek Seçim Kurulu öngörülmüştü. Böylesine adaletli, demokratik ve hukuka bağlı bir seçim yasası ilk kez Meclis’e sunuluyordu.

Bu tasarı muhalefet partisi DP tarafından çok olumlu karşılandı. 15 Şubat 1950’de uzun görüşmelerden sonra her iki partinin olumlu oylarıyla CHP iktidarının getirdiği bu seçim tasarısı yasalaştı.

Bu yasaya göre partilere radyoda eşit konuşma süresi, toplantılar için salonlardan eşit yararlanma gibi demokratik eşitlikler de getiriliyordu. Böylesi adaletli ve hukuk kurallarına titizlikle uyan bir seçim yasası, Türk siyasal yaşamında ilk kez ortaya çıkıyordu.

İKTİDARIN BARIŞ İÇİNDE DEVRİ

Seçim yasası çok olumlu bir siyasal hava yaratmıştı. Adnan Menderes bu yasa için Meclis’te yaptığı konuşmada “Demokrasinin Sakarya Zaferi” nitelemesini yapmıştır. CHP’ye cuntacı diyenler Menderes’in ve DP sözcülerinin övgülerini Meclis zabıtlarından okuyabilirler.

Ardından 14 Mayıs 1950 seçimleri yapıldı. Katılım oranı çok yüksekti. DP yüzde 53.38, CHP yüzde 39.9 oy aldılar. Bu seçim Türk tarihinde hukuk kurallarının işlediği, dürüst ve yargıç yönetiminde yapılan ilk genel seçimdir. O günün komutanları seçim gecesi seçimleri iptal etmek için İnönü’den izin istediler. Cumhurbaşkanı İnönü, bu önerileri elinin tersiyle itti. İnönü’nün cevabı şudur:

“Milli irade tecelli etmiştir. Buna cumhurbaşkanı dahil bütün devlet birimlerinin saygı göstermesi gerektiğinin bilinmesini istiyorum.” Sonunda, barışçıl yollarla 27 yıllık siyasal iktidar DP’ye devredildi.

Prof. Bernard Lewis “Modern Türkiye’nin Doğuşu” isimli eserinde “1950 seçimleri bir parti değişikliğinden daha fazla bir şeydir” diyor.

Tarihçi Prof. Dr. Dankwart Rustow 1950 seçiminin ardından gerçekleşen iktidar değişimini şöyle yorumluyor: “İnönü demokrasiye geçiş için kendi gücünü gönüllü olarak kısıtlayan dünyanın tek devlet adamıdır.” (Kemal Karpat, Social Change and Politics in Turkey, s.113.)

Dürüst seçim, dürüst sonuçlar, iktidarın barış içinde devredilmesi... Bu mudur cuntacılık?

1950 SONRASI

Türkiye’de demokrasi ve özgürlük istemleriyle öne çıkan “1946 ruhu” ve “Yeter söz milletindir” sloganlarıyla iktidara gelen DP’nin hiç de varsayıldığı gibi demokratik ve özgürlükçü olmadığı kısa sürede anlaşıldı.

1950-1960 on yıllık DP dönemidir. DP ilk aşamada demokrasiye uymayan, hukukla bağdaşmayan kararlar almıştır.

- CHP’nin tüm malları (masalar, sandalyeler dahil) elinden alındı. Tüm mallarına el konuldu, 

- Halkevleri ve Köy Enstitüleri kapatıldı, 

- 1954 seçimlerinde DP’ye oy vermeyen Kırşehir ilçe yapıldı ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Genel Başkanı Bölükbaşı hapse atıldı.

Bu dönemde özellikle 6/7 Eylül Olayları ve Meclis’te ispat hakkı tartışmaları yüz kızartıcıdır.

1957 seçimlerinde DP’nin oy oranı ilk kez düştü ve yüzde 54.7 oldu. CHP de oy oranını yüzde 40.82’ye yükseltti. 1957 seçim kayıpları DP’yi sertliğe yöneltiyordu.

DP, 1958 yılında “Vatan Cephesi” adını taşıyan bir oluşum yarattı. Vatandaşları ikiye böldü ve kutuplaştırdı. DP, muhalefeti “Haçlı Orduları”na benzetiyor ve muhalefeti “dinsiz düşman olarak” niteliyordu. Bu hareketler kuşkusuz demokrasinin temel ilkeleriyle bağdaşmıyordu.

Cevat Fehmi Başkut'un İnönü ile söyleşisi. 6 Temmuz 1960.

TAHKİKAT KOMİSYONU VE SİVİL DARBE

1959’da yurt gezileri sırasında CHP Genel Başkanı İnönü’ye taş atıldı. İnönü, Topkapı’da DP militanlarının linç girişimine maruz kaldı, kıl payı kurtarıldı. Kayseri’de yolu kesildi.

Nisan 1960’ta önce tamamı DP’li milletvekillerinden oluşan “Tahkikat Komisyonu” kuruldu.

27 Nisan 1960’ta bu komisyona yargı yetkisi dahil tutuklama, gazeteleri kapatma yetkileri verildi. Bu komisyonun anayasaya aykırı olduğu DP’li hukukçular tarafından da açıkça belirtilmiştir. Aslında hiç kuşkusuz hukuk yönünden “sivil bir darbe” gerçekleştiriliyordu. CHP ve İnönü, bu demokrasi karşıtı hukuksuzluklara karşı çıkıyordu. Bu mudur cuntacılık? 27 Mayıs 1960’ta ordu yönetime el koydu. 27 Mayıs hareketi olmasaydı, CHP seçimleri kazanacaktı. Bu hareket CHP’nin aleyhine oldu.

38 kişiden oluşan Milli Birlik Komitesi’nden bir grup bu komitenin uzun bir süre iktidarda kalarak temel reformlar yapmasını istiyordu. Bu görüş kimi liberaller dahil çoğunluk tarafından benimseniyordu.

Bu görüşe karşı açık tavır alan CHP Genel Başkanı İnönü, “Seçimlerin bir an önce yapılmasında sayılamayacak kadar büyük faydalar vardır” demiş, bu görüş CHP tarafından ısrarla savunuldu. Bu mudur cuntacılık? Seçim yapmadan uzun süre iktidarda kalmak isteyen MBK üyelerinin isimlerini sayarsam yeni tartışmalara olanak tanımış olabiliriz.

1961 ANAYASASI

Ocak 1961’de yeni anayasayı yapmak üzere Kurucu Meclis oluştu. 1961 Anayasası’nı hazırlayan 273 kişilik Kurucu Meclis, tayinle değil seçimle oluşmuştur. 6 Ocak 1961’de çalışmaya başlayan Kurucu Meclis kısa sürede anayasayı tamamladı ve anayasa 9 Temmuz 1961’de halk oylamasına sunuldu ve yüzde 61.7 “evet” oyuyla kabul edildi.

27 Mayıs hareketi toplam 1.5 yıl sürdü ve Türklerin siyasal tarihinde en ilerici, demokrat, özgürlükçü ve hukuk devleti ilkelerine bağlı anayasası yapıldı. Bu kadar kısa sürede bunların başarılması ve genel seçimlere gidilmesinde, CHP Genel Başkanı İnönü’nün bir an önce demokrasiye dönme noktasında ısrarlı tutum ve davranışı etkili olmuştu. Bu mudur cuntacılık?

Yassıada duruşmaları sonrası Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun ölüm cezalarının kaldırılması yolunda İnönü’nün çabaları tarihe geçmiştir. Bu mudur cuntacılık?

Ancak ordu içinde oluşan ve Albay Talat Aydemir’in liderliğinde yürüyen “Silahlı Kuvvetler Birliği” her şeye hâkim olduğu için bu girişim ne yazık ki başarılı olamamıştır. 1961 seçimlerinden sonra Meclis’te tek başına hükümet kuracak bir siyasal durum oluşmadı. Koalisyon hükümetleri dönemi başladı.

Koalisyon hükümetleri CHP lideri İnönü başkanlığında kurulmuştur. Bu ortamda ordu içindeki darbeciler fırsat kollamaya devam ediyorlardı.

İNÖNÜ’NÜN TAVRI

Harp Okulu Komutanı Talat Aydemir cuntanın başını çekiyordu. 22 Şubat 1962’de ilk askeri darbe girişiminde bulundular. Başbakan İnönü, hareketin ileriye gitmesini ve kan dökülmesini önledi. Aydemir ordudan çıkarıldı ancak darbe hevesi devam ediyordu.

Bir yıl sonra 20/21 Mayıs 1963’te bir kez daha kanlı darbe girişiminde bulundu. 8 kişi yaşamını yitirirken 26 kişi de yaralanmıştı. İnönü, bir yıl önceki “müsamaha”yı bu kez göstermedi. Darbenin liderleri Albay Aydemir ve Binbaşı Gürcan idam edildiler; diğerleri çeşitli cezalara çarptırıldılar. Sayıları 1459’u bulan Harp Okulu öğrencileri okuldan uzaklaştırıldı ancak başka fakültelerde okumaları sağlandı.

CUNTAYA KARŞI DEMOKRASİ

Böylesi tehlikeli bir ortamdan çıkışı sağlayan Milli Mücadele’nin Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü olmuştur. Bu mudur cuntacılık? Aslında bu durum açıkça cunta karşıtlığıdır. Cuntacıların en ağır cezalarla cezalandırılmasıdır.

1961-1965 arasındaki koalisyonlar döneminde, Başbakan İnönü’nün varlığı birbiri ardından gelen askeri darbeleri önlemiştir. İnönü, 1950’de çok partili sistemi getirdiği gibi 1961’den sonra darbeleri önleyerek açıkça demokrasiyi savunmuştur. Bu mudur cuntacılık?

12 Mart 1971 Muhtırasını da anımsamalıyız. Muhtıra sivil hareketi ve doğrudan TBMM’yi hedef alıyordu.

CHP’nin genç ve yeni genel sekreteri Ecevit muhtıraya karşı çıktı ve görevinden istifa etti. Komutanlar birbiri ardından CHP karşıtı bildiriler yayımlıyorlardı. Ecevit ve CHP örgütü bildiği yoldan dönmedi. Bu yakın tarih gelişmelerini belgelere dayanarak artırabiliriz.

Yakın tarihin temel belgelerine baktığımızda CHP’nin “cuntacı” değil “cuntalara karşı savaşan” bir siyasal parti olduğunu görmekteyiz. Cuntacılık gibi nitelemeler CHP’ye değmeden sıyrılıp geçmektedir.

Yazarın Son Yazıları

Hukukun üstünlüğü ve hukukta karmaşa...

Hukuk devleti öncelikle yargı organlarının hukuk kurallarına uymasıyla gerçekleşir.

Devamını Oku
04.12.2025
Atatürk ve Vahdettin üzerine

Osmanlıcı, halifeci, ikinci cumhuriyetçi yazarlar zaman zaman “Atatürk’ü Anadolu’ya Padişah Vahdettin”in gönderdiğini ileriye sürerler.

Devamını Oku
14.11.2025
Cumhuriyet ve karşıdevrim

Milli Mücadele’de Kuvayı Milliyeciler Mustafa Kemal liderliğinde üç cephede birden savaştılar.

Devamını Oku
29.10.2025
CHP Meclis’e girmiyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yeni dönem toplantısı bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması ile açılacak.

Devamını Oku
01.10.2025
CHP’ye karşı savaş ve son durum

19 Mart 2025 bir dönüm noktasıdır.

Devamını Oku
20.09.2025
30 Ağustos Zaferi'ni kutluyoruz

30 Ağustos 1922’de kazanılan zafer, tarih sahnesinden silindiği düşünülen bir ulusun şahlanması ve modern bir devletin kuruluşunun müjdesidir.

Devamını Oku
30.08.2025
Yeni bir devlet kurma projesi mi?

ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack yaptığı konuşmalarla gündemi belirlemeye çalışıyor.

Devamını Oku
17.07.2025
Cetvelle çizilen sınırlar... Vatandaş kanıyla çizilen sınırlar...

ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack aynı zamanda ABD’nin Suriye özel temsilcisi ve ABD Başkanı Trump’ın yakın arkadaşıdır.

Devamını Oku
11.07.2025
Tarihten bir yaprak: Kumpaslar halk gücü ile yenilir

Genel başkan İnönü, genel başkanlıktan, ardından CHP’den istifa ediyor. CHP’nin içinde yıllarca siyaset yapmış önemli siyasi liderler CHP’den ayrılmışlar ve yeni bir siyasi parti kurmuşlar... Askeri vesayet CHP’nin karşısında, muhafazakâr iktidar ve yandaş basın her gün CHP aleyhine propaganda yapıyor ama CHP’yi sıfırlayamıyorlar. İşte CHP böyle köklü bir siyasal partidir.

Devamını Oku
01.07.2025
İsmet İnönü’nün cevapları

Geçen günlerde CHP’nin ikinci genel başkanı İsmet İnönü’yü hedef alan konuşmalar yapıldı.

Devamını Oku
29.05.2025
27 Mayıs ve 1961 Anayasası

1960-1980 tarihleri arasında ülkemizde üç askeri darbe oldu.

Devamını Oku
27.05.2025
19 Mayıs ve Atatürk

19 Mayıs 1919 Türk İstiklal Savaşı’nın başlangıcı ve dönüm günüdür.

Devamını Oku
19.05.2025
Cumhuriyet gazetesi 101 yaşında: Mücadeleye devam

Cumhuriyet gazetesi 101 yaşında: Mücadeleye devam

Devamını Oku
07.05.2025
23 Nisan 1920’nin önemi

23 Nisan 1920’nin önemi

Devamını Oku
23.04.2025
CHP ve Cuntacılık

CHP ve Cuntacılık

Devamını Oku
10.04.2025
Alev Coşkun yazdı

3 Mart Devrim Yasaları Din Devletinin Yıkılışı

Devamını Oku
03.03.2025
Alev Coşkun yazdı...

Yakın tarihten bir yaprak...

Devamını Oku
21.02.2025
'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve siyasal tarih

'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve siyasal tarih

Devamını Oku
20.01.2025
2024’ten 2025’e bakış

2024’ten 2025’e bakış

Devamını Oku
02.01.2025
Alev Coşkun yazdı...

Aydınlanma Devrimleri ve emperyalist kurgular- Alev Coşkun

Devamını Oku
29.11.2024
Alev Coşkun yazdı...

Atatürk ve karşıdevrim

Devamını Oku
10.11.2024
Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

Devamını Oku
29.10.2024
Alev Coşkun yazdı...

İş Bankası ve Atatürk

Devamını Oku
12.09.2024
Alev Coşkun yazdı...

CHP 105 YAŞINDA

Devamını Oku
05.09.2024
30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

Devamını Oku
30.08.2024
Alev Coşkun yazdı...

Anayasaya aykırı mıydı? Ali Fuat Başgil ve Tahkikat Komisyonu

Devamını Oku
03.06.2024
Alev Coşkun yazdı...

27 Mayıs Devrimi ve 1961 Anayasası

Devamını Oku
27.05.2024
Alev Coşkun yazdı...

19 Mayıs ve Kuvayı Milliye Destanı

Devamını Oku
19.05.2024
74 yıl önce: Demokrasi zaferi

74 yıl önce: Demokrasi zaferi

Devamını Oku
14.05.2024
Alev Coşkun yazdı...

23 Nisan 1920 Millet egemenliğinin başlangıcı

Devamını Oku
23.04.2024
Alev Coşkun'un yazısı...

Cumhuriyet, halk iradesi ile kuruldu

Devamını Oku
15.04.2024
Alev Coşkun yazdı...

Halifeliğin Kaldırılışı - Din Devletinin Yıkılışı

Devamını Oku
03.03.2024
Alev Coşkun yazdı...

İsmet İnönü

Devamını Oku
25.12.2023
Alev Coşkun yazdı...

Kissinger, darbeler ve örtülü dış operasyonlar

Devamını Oku
02.12.2023
Atatürkçü Bilâl Şimşir’i kaybettik

Atatürkçü Bilâl Şimşir’i kaybettik

Devamını Oku
21.11.2023
Alev Coşkun'un yazısı...

Hukuk devleti-Hukukun Üstünlüğü

Devamını Oku
13.11.2023
Alev Coşkun yazdı...

Atatürk ve Emil Ludwig

Devamını Oku
10.11.2023
Sonsuza kadar yaşayacaktır...

Mustafa Kemal, tüm Ortadoğu’da, tüm İslam dünyasında benzeri g rülmemiş bir devrim ger ekleştirdi

Devamını Oku
29.10.2023
Bu başarılar tesadüf mü?

Atatürk'ün kızları

Devamını Oku
12.09.2023
CHP bu tarihi gerçeği bir kenara itemez...

CHP 104 yaşında...

Devamını Oku
09.09.2023