Son düdüğe kadar oyundan hiç kopmadan, kontrolü rakibine hiç kaptırmadan kazanmak için oynadı Fenerbahçe. Bu skor onlar için tam bir hak ediş oldu.
Oyuncuları kaliteli olmasına karşın geçen sezona göre ‘Paşa’sı gitmiş ‘Kasım’ı çoktan geçmiş bir takıma karşı oyuna nasıl başlayacağı önemliydi F.Bahçe’nin... İlk 15 dakika Kuyt’ın golüne kadar olan bölüm zaten maçın da raporu gibi oldu. Özellikle orta sahada defansif anlamda Emre ve Topal’ın eksikliğini hiç aratmadan oynayan Selçuk - Meireles ikilisi, Caner ve Gökhan’la işleyen kanatlar, Diego’nun ‘maestro’ gibi takımın oyununa yön verişi, Emenike’nin ileri uçta yalnız kalmasına rağmen rakip savunmayı yıpratması Kuyt’ı gecenin adamı yaptı. Bakın dün gecenin en net özeti, momentumu rakibine hiç kaptırmadan sahada ne istediğini bilerek oynayan ve kaliteli ayaklarıyla onu almasını bilen bir F.Bahçe’den bahsediyoruz. Diego’nun takıma nasıl bir kalite kattığını da böylece bir kez daha görmüş olduk. Gecenin en az dikkat çeken adamı Alper oldu ama o da takım arkadaşlarının oyuna katkısı artınca topla daha az oynayarak işini yapmış oldu
İki gol de Şampiyonlar Ligi kalitesindeydi. Orta çizgiden hücumu başlatan da 18 önünden gol vuruşunu yapan da Kuyt... Sonra; sol kanattan başlayan oyunu Diego’yla sağ kanata taşıyıp Gökhan’ın Ferhat’ı altedip 2. golü hazırlayışı; bunlar ‘şampiyon’a yakışır gollerdi. 3. gol zaten ev sahibinin çöktüğünün göstergesiydi.
Son bölüm de Volkan için... Kalecilik bunu gerektiriyor işte. Bir ara bocalayan arkadaşlarına yaptığı kurtarışlarla destek vererek en az Kuyt kadar önemli iş yaptı.