Maça geçmeden bir kaç satır ‘BÜYÜK BAŞKAN’ Hacıosmanoğlu’nu yazmadan geçmek istemem. Yıllardır hemen her sezonun belirli dönemlerinde şampiyonluk yarışı içinde olan bazı kulüp başkanları bu tarz çıkışlar ile ortamı ‘YAY’ gibi germişlerdir. Ama bu kez farklı bir durum var ortada. Trabzonspor zirvenin 13 puan gerisinde. Şampiyonluk şansı yok denecek kadar net. Peki ne oldu da Başkan ortamı gerdi? Aziz Yıldırım ile yıllardır uğraşıyor. İstediği sonuca bir türlü ulaşamadı. Kadıköy’de takımına da güvenmiyor olacak ki hazır onun da soyadı ‘YILDIRIM’, Bülent Hocaya sardı heralde. Bu maça F.Bahçe ile ‘PAPAZ’ olan Yunus YILDIRIM’ı verselerdi ona da saracak mıydı acaba?
İşte bu şartlarda başladı maç. Geçen sezon aynı kulübeyi paylaşan Ersun Yanal ve İsmail Kartal sahaya farklı ne koyabiliriz yarışı içindelerdi. Savunmasını garantiye alan İsmail Hoca özellikle Caner’i ileriye daha az çıkarttı. Çünkü zaten onun önünde kaleye direk giden Alper vardı. Ama Gökhan neredeyse rakip yarı alanda oynadı oyunu. Önünde Kuyt ile ilk yarı adeta baskı kurdular ama gol gelmedi. Buna karşın Ersun Hoca alan savunması yaparak oyuncularının dağınık oyununu önlemiş oldu. Bosingwa’nın eksikliği planlarını etkilemiş özellikle sağ kanattan istenilen bindirmeler yapılamadı. Kontrtak veya duran toplar ile sonuç aradılar. Tekrar Fenerbahçe’ye dönersek maçı hep forse eden, gol isteyen ama savunmasını da bir o kadar temkinli tutan görünüm sergilediler. Diego’nun 2 güzel şutunda Hakan gole izin vermedi. Hakan demişken Onur’un yokluğunda ilk kez onu aratmayan bir kaleciyle oynadı Trabzonspor.
Selçuk-Topal aynı tip çalışkan ve mücadeleden kaçmayan oyuncular,yaratıcılık beklemek yanlış. Öyle olunca Diego başta Kuyt ve Alper sürekli alan değiştirip kaleyi zorladılar. Emenike’de dahil hepsi Hakan’a takıldılar. Bu arada Medjani’nin Diego’ya hareketi bence penaltı. Neyse, gol gecikince Sow değişikliği geldi. Baskı iyice artınca Ersun Hoca da Belkalem’i oyuna aldı. İyi de, sana gol lazım İsmail Hoca. Diego-Meireles değişikliği ne alaka. Selçuk-Topal-Meireles 3 savunmacı. İş duran toplara kalmış oldu. Ben sahadaki oyuncun olsam bundan ‘beraberlik’ mesajı alırım. Sen onu yaparsan takımını ezbere tanıyan Ersun Hoca da Yatabare’yi sahaya sürer. Sonra Selçuk-Webo hamlesi de iyice kafa karıştırır. Bir ara kim nereye gideceğini karıştırdı.
Hatta sonlarda Egemen ileri çıkmışken eliyle Alper’e işaret edip hücumda kaldı. Sonuçta kazanmak için her şeyi yapana Fenerbahçe 7-8 net pozisyonu harcadı. Bu yüzden, gecenin kahramanı ‘HAKAN ARIKAN’ oldu demek sanırım maçın durumunu ifade eden en iyi cümle olacak.